Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin 22 yıllık iktidarı Türkiye’ye birçok önemli değişiklik getirdi.

-Recep Tayyip Erdoğan isimi başlı başına bir olay

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından başlayarak Türkiye’nin son 22 yılındaki projelerinin tümünün altına imza atan tek adam olarak Türk siyaset tarihine adına yazdıran Recep Tayyip Erdoğan, Türk siyasetinde en soluklu kalan ve en tartışmalı lider olarak uzun yıllar adından bahsettirecek.

-Asıl tarih Erdoğan’dan sonra yazılacak

Aslında zamanında veya bir erken seçim sonucunda eğer Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidardan düşerse gelecek iktidarı çok zor günler bekliyor. Eğer ülke iyi yönetilirse sorun yok. Ancak kötü yönetilir ise işte o zaman Recep Tayyip Erdoğan’ın önemi ortaya çıkacak ve tarih o zaman daha başka yazılacak.

-Reformlar ve yasaklar

Bu dönemde ekonomik büyüme, altyapı yatırımları, sağlık reformları, eğitim alanındaki gelişmeler gibi olumlu yönler ön plana çıkarken; hukukun üstünlüğü, demokrasi, basın özgürlüğü gibi alanlarda gerilemeler, kutuplaşma ve yolsuzluk iddiaları gibi olumsuz yönler de dikkat çekti.

-Ekonomik Büyüme ve Altyapı Yatırımları

AK Parti'nin ilk yıllarında Türkiye ekonomik olarak önemli bir büyüme kaydetti. IMF programlarının uygulanması, mali disiplin ve makroekonomik istikrar ile ekonomi canlandı.

Özellikle 2002-2007 yılları arasında ciddi bir büyüme yaşandı. Bu büyüme, küresel ekonomik kriz döneminde de sürdürüldü. Altyapı yatırımları, otoyollar, köprüler, havaalanları ve şehir hastaneleri gibi projelerle desteklendi.

-Sağlık ve Eğitim Reformları

AK Parti döneminde sağlık alanında kapsamlı reformlar yapıldı. Genel sağlık sigortası sistemi getirilerek sağlık hizmetlerine erişim kolaylaştırıldı. Hastanelerin modernizasyonu ve sağlık hizmetlerinin kalitesinde artış sağlandı. Eğitim alanında da özellikle üniversite sayısında ciddi bir artış görüldü; ancak eğitim kalitesi ve liyakat konusunda tartışmalar gündeme geldi.

-Demokrasi, Hukukun Üstünlüğü ve Kutuplaşma

2000'li yılların ortalarından itibaren, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konularında gerileme yaşandığı eleştirileri arttı. Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü gibi konularda uluslararası raporlarda olumsuz değerlendirmeler yapıldı. 2010’lu yılların ortalarından itibaren ise artan kutuplaşma, toplumsal huzursuzluğu tetikledi.

-Yolsuzluk ve Güç Konsolidasyonu

AK Parti'nin uzun süren iktidarı boyunca yolsuzluk iddiaları da gündeme geldi. 2013 yılında patlak veren 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları, iktidar ile Gülen hareketi arasındaki ilişkiyi kopma noktasına getirdi. Bu dönemde iktidarın giderek güç konsolide etmesi, siyasal sistemin otoriterleştiği eleştirilerini beraberinde getirdi.

-Fethullah Gülen Hareketi'nin Yeri

Fethullah Gülen Cemaati, AK Parti'nin ilk yıllarında iktidar ile yakın ilişkiler kurdu. Bu dönem, cemaatin devlet içerisinde kadrolaşması ve güç kazanması açısından kritik bir süreçti. Ancak 2013 yılındaki yolsuzluk soruşturmaları sonrasında bu ittifak bozuldu ve 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından cemaat terör örgütü olarak ilan edildi. Bu olaylar sonrasında cemaatle mücadele kapsamında geniş çaplı tasfiyeler gerçekleştirildi.

-Fethullah Gülen tartışması bitmez

22 yıllık AK Parti iktidarı, Türkiye’yi derin bir dönüşümden geçirdi. Bir yandan ekonomik gelişme ve altyapı yatırımları ile ülkeye önemli katkılar sağlanırken, diğer yandan demokrasi, insan hakları ve yargı bağımsızlığı gibi alanlarda ciddi sorunlar yaşandı. Fethullah Gülen Hareketi ile ilişkiler ise, bu sürecin en karmaşık ve kritik unsurlarından biri olarak öne çıktı. Bu dönemin mirası, Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.

AK Parti'nin 22 yıllık iktidarı boyunca Türkiye'de milli gelir (GSYH) ve enflasyon oranları önemli değişimler yaşadı. Bu sürecin farklı dönemlerinde ekonomik performans ve makroekonomik göstergelerde dalgalanmalar görüldü.

-Kişi Başı Milli Gelir (GSYH) çıktı indi

2002 yılında AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir yaklaşık 3.500 dolar civarındaydı. 2000'li yılların ortalarından itibaren ekonomik büyüme hızlandı ve 2013 yılında kişi başına düşen milli gelir 12.500 dolar civarına kadar yükseldi. Ancak, sonrasında yaşanan ekonomik dalgalanmalar, kur şokları, enflasyon ve ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi nedenlerle bu rakam geriledi. 2023 yılı itibarıyla kişi başına düşen milli gelir yaklaşık 9.000-10.000 dolar civarındadır.

Bu rakamlar, Türkiye ekonomisinin AK Parti iktidarı döneminde önemli bir büyüme gösterdiğini, ancak bu büyümenin sürdürülebilir olmadığı ve zamanla iniş çıkışlar yaşandığını ortaya koymaktadır.

-Enflasyon Oranı

Enflasyon, AK Parti'nin ilk yıllarında kontrol altına alınmış ve tek haneli rakamlara gerilemişti. 2002 yılında enflasyon oranı yüzde 30'un üzerindeyken, 2004'te bu oran yüzde 10’un altına düşürüldü. Bu başarı, dönemin önemli ekonomik kazanımlarından biri olarak değerlendirildi. Ancak, özellikle 2017 sonrasında enflasyon yeniden yükselişe geçti ve çift haneli rakamlara ulaştı.

2022 yılında enflasyon oranı yüzde 85’i aşarak son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı. Bu durum, özellikle pandemi sonrası dönemde artan küresel enerji ve gıda fiyatları, kur şokları ve iç talep baskıları gibi faktörlerle açıklanabilir.

2023 yılı itibarıyla enflasyon oranı yüksek seviyelerde devam etmektedir, ancak dönemsel dalgalanmalar ve hükümetin aldığı tedbirler bu oranı etkilemektedir.

-Stabil bir ekonomi tutturamadı

AK Parti'nin 22 yıllık iktidarında Türkiye'nin milli geliri önemli bir artış göstermiş, ancak bu artış son yıllarda gerilemiştir. Enflasyon oranı ise iktidarın ilk yıllarında ciddi bir düşüş yaşamış, fakat son dönemde tekrar yükselmiştir. Ekonomik büyüme, enflasyon, kur dalgalanmaları ve diğer makroekonomik göstergeler, bu dönemde Türkiye ekonomisinin yaşadığı dalgalanmaların bir yansımasıdır.