Gazetecilik, toplumların bilgiye erişiminde ve demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesinde hayati bir rol oynar.

Ancak, gazetecilerin ciddiye alınma düzeyi, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir ve bu konuda çeşitli endişeler bulunmaktadır.

Bodrum sevdalısıyım

Örneğin ben Bodrum için sürekli kafa yorup yazı yazan bir gazeteciyim. Bodrum’da yaşarken de, halkın içine inen Bodrum dışında da gözlemler yaparak Bodrum’a gazetecilik perspektifimle katkı koymaya çalışıyorum. Bir Bodrum sevdalısının yapması gereken olanları yazdım diline döküyorum.

-Gazeteciler keşke bu ülkeyi yönetse derdim

En azında 40 yılı yurtdışında geçmiş farklı vizyonları görmüş bir gazeteciyim. Yurtiçinde uzun yıllar gazetecilik mesleğine gönül vermiş meslektaşlarımda yılların birikim ve tecrübelerini biriktirmiş değerli insanlardır. Türkiye’nin haber mutfağının içinde oldukları için de zaman zaman Türkiye’yi gazeteciler yönetsin diye de düşünmüşümdür.

Burada anlatmak istediğim, gazeteciler her gün, hem siyasetçilerin, hem de halkın arasında daha fazla içinde kalıp onları soluyan insandır. Sorunsa, sorunu yerinde gören, mesaj ise mesajı kaynağından alıp ülke gündemine taşıyan bir gerçek kamu görevlisidir.

Gözleri şahsı çıkarda değil, hep ülkesinin, beldesinin ve halkının daha iyi olmasındadır. Oysa siyasiler, onların yazdıklarından yola çıkarak biraz hareket edebilseler toplumdan daha fazla takdir görecekler.

-Neden Kıyı Yağmacılığını yapıp duruyorum

Bodrum’daki kıyı yapmacılığı gözle görülebilecek kadar belirgindir. Bu konuda cesaretli bir şekilde yazı yazıp takipçiliğim gazeteciliğe ve kamuoyuna sorumluluğumdandır.

Demokrasilerde, seçimlerle gelenler olsun atama ile gelenler olsun demokrasinin itici gücü olan gazetecileri de ciddiye almaları gerektiğine inananlardanım.

Bodrum yeniden ve özlenen bir Bodrum olarak inşaa edilecek ise Bodrum’un kalemlerine de bir değer verilmeli.

Ben güzel şeyler yapmak isteyenlerin hep yanındayım. İşte Bodrum Belediye Başkanı olan Sayın Tamer Mandalinci için de içimde aynı destek var. Geçmişte Sayın Ahmet Aras için de bu geçerlidir. Yazılarımı okuyanlar ile Ahmet Aras ve Tamer Mandalinci de bunu çok iyi bilir

-Tam 3 bin 807 KM uzaklıktan Bodrum’u yazmak ne demek?

Neredeyse Sayın Ahmet Aras’ın Bodrum’a Başkan olduğu yıldan bu yana Bodrum ve Ahmet Aras’ın faaliyetlerini daha çok destek mahiyetinde yazdım. Ayrıca zevkle de yazdım.

Sayın Ahmet Aras şimdi de Muğla Büyükşehir’e de Başkan oldu. Herkes Ahmet Aras’ı Bodrum Başkanı iken, yerden yere vururken, yanında duran ender gazetecilerden biriydim.

-Bodrum için gönülden yazanlara destek verilmeli

İnanın amacım burada kendimi övmek veya öne çıkarma değil. Durum tespiti yapmaktır.
Yazılarımla bir anlamda Bodrum’a katkıda bulunuyorsam, kimsenin yazamadıklarını yazıyorsam demek ki, önemli bir katkı da koyuyorum. Bugün Bodrum ise yarında Muğla ve ilçeleri için de bu söz konusudur.

-Bazen de fazla mı önemsiyorum düşüncesine de kapılmıyor değilim

Stockholm’den Bodrum için sürekli gönüllü yazan ve Bodrum’da artık etkili olmuş bir kaleme de artık insan ister istemez önem verilmesini istiyor.

Gazetecilik objektiflik üzerine kurulmuştur. Yazdığım köşelerimde istediğin gibi yazıp çizersin. Ancak bu bana göre tek taraflı olur.

Kendimi, kendi çalıyor kendi dinliyor gibi geleceği için çok sesli yazmaktan yanayım. Gazeteciler de ilgi ister. Çünkü bu yollarda birlikte yürüyoruz!

Gazeteciler ile bürokratlar, siyasiler ayrı kulvarda ancak aynı hedefe koşarlar
Biz gazeteciler, seçilmişler ve atanmışların ortak noktası kamuya hizmettir.

Sonuçta Bodrum’a yıllardır kalemim ile katkı koymak isteyen biriyim. Ayrıca ben yurtdışında yaşayan Türk devletinin okullarında okuyan biri olarak ülkeme sevdiğim için ve 40 yıllık mesleki tecrübem ile gönüllü olarak Bodrum’a ve Muğla’ya bir şey vermek istiyorum. Hepsi bu!

Tandoğan Uysal/ Stockholm