Türkiye siyasetinde dönemin koşullarına göre değişen söylemler, toplumun büyük bir kesiminde şaşkınlık ve endişe yaratmaya devam ediyor. Geçmişte “bebek katili” olarak adlandırılan ve asılması gerektiği savunulan PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik “özgürlük” söylemlerinin yükselmesi, ülke genelinde ciddi bir gündem maddesi haline geldi. Bu söylemlerin, MHP ve AK Parti gibi geçmişte terörle mücadelede sert tavırlarıyla bilinen siyasi partilerden gelmesi, seçmenlerin bu partilere yönelik güvenini sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir tepki dalgasını da beraberinde getiriyor.

-Bu neyin manevrası?

Bugün en çok merak edilen başlıklardan biri, seçmenlerin bu söylemleri nasıl değerlendireceği ve yaklaşan seçimlerde bu değişen tutuma nasıl bir yanıt vereceğidir. İktidarın bir yandan terörle ilişkili olduğu iddia edilen belediyelere kayyum atarken, diğer yandan terör örgütü liderine dair “özgürlük” mesajları vermesi kamuoyunda derin bir çelişki olarak algılanıyor. Halk, özellikle terörle mücadelede kararlı bir duruş sergileyen partilerin böylesine keskin bir söylem değişikliğine gitmesini sorgularken, bu açılımın ardındaki gerçek nedenleri de merak ediyor.

 -Öcalan açılımını destekleyenleri bakalım ne bekliyor 

Seçime giderken halkın genelinde bu söyleme karşı ciddi bir karşı duruş gözlemleniyor ve seçmenin bu konudaki hassasiyeti, iktidar kanadında farklı bir gündem oluşturuyor. Toplumun geniş kesimleri, geçmişte büyük acılara neden olan PKK liderine yönelik bu ani söylem değişikliğini anlayamıyor ve bu değişikliğin hangi çıkar ya da baskıların ürünü olduğunu sorguluyor. Öcalan’a yönelik “özgürlük” söyleminin, seçmen tercihleri üzerinde nasıl bir etki yapacağı ve toplumdaki tepkinin oy tercihine nasıl yansıyacağı, siyasetin önümüzdeki süreçteki en önemli sorularından biri haline gelmiş durumda.

Bu söylemin seçime yansımasının nasıl olacağı ve seçmenin bu konuda nasıl bir yanıt vereceği, iktidarın atacağı adımların geleceği açısından belirleyici olacak. Halkın büyük bir kısmının karşı olduğu bu söylemin, hangi noktada patlak vereceği ve seçmenin bu duruma nasıl tepki göstereceği, siyasetin gündemindeki belirsizliği koruyor.

Tandoğan Uysal