Nurhan Keleş

Nurhan Keleş

AHİLİK TOPLUMDA TİCARETTE BİRLİK, BERABERLİK, YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMANIN RUHUDUR

AHİLİK TOPLUMDA TİCARETTE BİRLİK, BERABERLİK, YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMANIN RUHUDUR

Ahiliğin temel esasları olan dürüstlük, dayanışma ve meslek ahlakı gibi davranışlara bugün de fazlası ile ihtiyaç duyulmaktadır.

Temelleri 12.Yüzyılda büyük alim olan Ahi Evranı Veli Hz tarafından Anadolu’da atılan Ahilik felsefesi, yüzyıllardır birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışmanın ruhunu oluşturuyor.

Ahilik;

Elini, dilini, belini bağlı,

Kapını, gönlünü, sofranı açık tut prensibinin temel alınmasıyla ortaya çıktı.

Ardından Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde Anadolu’da yaşayan halkın çeşitli meslek alanlarında hem iş hem de ahlaki yönden yetişmelerini sağlayan etkin bir kurum haline geldi.

AHİLİĞİ TARİHTE AVRUPA BİLE ÖRNEK ALDI.

Avrupa’daki günümüz esnaf teşkilatları ile Ahilik sistemi arasında benzerlik bulunduğunu, Ahilik sisteminden yoğun istifade edildiğini, yapılan araştırmalar da görülmüştür. Ahilik hem bizde hem de bazı ülkelerde Ahilik değerleri bazı yönleriyle günümüzde halen yaşamaktadır.

Geçmişteki değerlerin bugüne taşınmasının iktisadi ve sosyal dengenin sağlanmasında etkili olacağı kesindir. Günümüz ekonomik yapının ahlaki bir temele dayanması yani değerimize kuşanarak anlam kazanacağı da bir gerçektir.

Ahilik sistemi ile geçmiş tarihte ahlaklı ve dürüst ticaret sağlanabilmişti. Günümüze bakıldığında manevi eğitimin eksikliği her alanda yoğun ve derin bir şekilde hissedilmektedir. Ahilik teşkilatında toplum değerlerini kendi değerlerinden üstün tutan ticaret anlayışı ile İnsan yetişmesi sağlanırdı. Ahlaki ve dürüst yetişen bu kişiler, kanaatkâr ve müteşebbis bir girişimci ruhla yetişiyordu. Ahilik sisteminde tüketici de ayrıca korunuyordu. Herkesin bir meslek sahibi olması tavsiye edilerek işsizliğin de önüne de geçilmesi sağlanıyordu.

AHİLİKTE “BEN” YERİNE “BİZ” VARDIR.

Günümüz bugünkü ticari yaşamda ben merkezli ve bireysel çıkar ve menfaat temelinde bir anlayışa sahiptir. Ben merkeziyetçilik temelinde servetin biriktirilmesi esası hakimdir. Fakir mazlum hiçbir şekilde gözetmeyen, birey ve ailenin bölme ve parçalama esasına dayalı olup, günümüzde yaşadığımız acılar ve facialar görüldüğü üzere zaten ortadadır.

Ahilik sistemin de ise her şeyden önce toplum çıkarı temel esas alınmakta idi. Ben değil biz yani BİR olma esası vardır. Bireyi, Aileyi her yaşanan olumsuzlukta eğitim ve iletişim ile çözüm üreten ve koruyan dinamik bir yapısı vardır. Mazlumu, zayıfı ve fakiri koruyan gözeten yapıdadır. Kazandığı parayı ve serveti biriktirmeyip ihtiyaç sahibi olanlara vakıf esaslı olarak gönüllü infak eden ve harcayan, Allah’ın rızasını kazanmaya gayret eden, çalışmayı bir ibadet olarak gören, sadece bir kul olmayı düstur edinen bir anlayıştadır.

Günümüzde Ahilik yaşatılmasının zor olduğu bir dönemde bizler ancak var olan Vakıf Medeniyetimiz tecrübesi temelinde, Ahilik felsefesini bir nebze olsun kendi Türk örf adet töremiz temelinde ve fütüvvet anlayışında ahlaki, dürüst yaşayabileceğimiz kendi öz kavram ve kurumlarımızı bir sistem olarak kurarak, değerlerimizi yaşatacak faaliyetler yapmalıyız.

AHİLİK ÖĞRETİSİNE BAKILDIĞINDA;

Geçmişte doğru, cömert ve sabırlı ol diyerek şed kuşatma töreni yapılırdı. Şed kuşanma töreni ile yamaklıktan başlayarak çıraklığa ve kalfalığa, ardından da ustalığa terfi edilen bir icazet yani liyakatli olma erdemliğe edeple yol aldığı bir tören ile yaşam boyu eğitimli bir iş yaşamı anlayışındaydı.

Ahi Baba şed kuşanacak öğrenciye şu öğütleri verirdi;

Harama bakma, haram içme ve haram yeme. Doğru, sabırlı ve dayanıklı ol. Yalan söyleme. Kimseyi kandırma, büyüklerine saygılı ol. Dünya malına kanma. Hiddetli iken yumuşak olmasını bil. Kendin muhtaçken de cömert ol”

Der ve şed kuşatarak terfi ederlerdi. Günümüzde iktisadi yaşamında yaşadığımız bunca olumsuzluklarda bu şartları düşünmek bile çok zor. İnsanlık olarak yaşadığımız acılar ve facialar ile ne hale geldiğimiz ortadadır.

AHİLİĞİN TEMEL KURALLARI

Ahiliğin kurucusu Ahi Evranı Veli Hz, Azerbaycan’ın Hoy kasabasında Dünya’ya geldi. Ahi Evran 1205’de Anadolu’ya geldikten sonra Ahilik teşkilatını ilk Kayseri’de kurdu. Ahilik teşkilatı ile amacı Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirlerle rekabet edebilmekti.

Ahilik Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Kayseri’nin Moğallar tarafından işgal edilmesinden sonra Konya’ya gelmiştir. Osmanlı Devletinin temelleri Ahilik Teşkilatı temelinde Ahi Evranı Veli Hz talebesi olan Şeyh Edebali Hz tarafından manen atılarak, kendisi de bir Ahi olan damadı Osman Bey tarafından Ahilik temelinde kurulmuştur.

Osmanlı Devletin de Ahilliğin idari merkezi Kırşehir olarak belirlenmiş ve Osmanlı sınırları içinde en güçlü olduğu 16.yy da Ahiliğin en güçlü bölgesi memleketim olan Menteşe Sancağı olan Muğla İlimizdir.

Kendine has kuralları olan Ahilikte, herkes üye olamıyordu ve üye olmak isteyenlerden şu yedi fena hareketi bağlamasını ve yedi güzel hareketi de açması isteniyordu.

Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak

Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, ilim ve mülayemet kapısını açmak

Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak

Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak

Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak

Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet kapısını açmak

Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.”

Ahiliğin özellikle günümüzde değerlerimize kuşanmak olduğu için aktif hale getirilmesinde mutlaka yoğun gayret ve çaba sarfetmeliyiz.

Günümüzde İnsani değerlerin yok olduğu, İnsanlığın katledildiği ve soykırım ile her alanda acımasızca sömürüldüğü bir dönemde Ahilik günümüz insanlığın bunalım yaşadığı ve faizli kapitalizm çöktüğü bir dönem de İnsanlığa yeniden bir umut olarak Adil BİR Sistem içinde çözüm getirecektir.

İnsanı merkeze alan Ahilik kadim değerimizi, Vakıf Medeniyetimiz tecrübesi temelinde, akademik eserim Vakıf İş Kümesi olarak ortaya koyduğum çalışmayı bir SİSTEM olarak gelin 21.Yüzyıl’da Bilim ve Teknoloji dinamik rekabet temelinde, kendi kavram ve kurumlarımızla daha Adil BİR Sistem olarak hep birlikte yeniden inşa edelim.

Sevgi Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah

NurHan Keleş

Bu yazı toplam 911 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurhan Keleş Arşivi
SON YAZILAR