Seçim sürecini mi tamamladık yoksa ezeli rakip AK Parti - CHP son rövanş maçı oynandı ve AK Parti 52 - CHP 48 derbi sonucuna mı eriştik ? Ya da bir işgal gücünden kurtulup yeniden mi kazanıldı memleket, düşman kuvvetleri mi yenildi?
Ne oldu kardeşim?
Derdimiz birdi. Çözüm önerilerimiz yöntemlerimiz farklıydı. Oturduk bir karar verdik. Kimimiz mevcudu korumayı seçti. Kimimiz mevcuttan umudu kesti "sorunu yaratan çözümün ortağı olmaz" dedi; değişim istedi. Sonuçta, mevcudu destekleyenlerin sayısı fazla olduğu için onların öngördüğü şekilde yönetilmeye devam edecek Türkiye.
Çözmeleri gereken sorunların başında ekonomi var mı? Var. Mülteci sorunu var mı? Var. Sınır güvenliği sorunu var mı? Var. Gençlerin, kadınların özgürlük, istihdam , eğitim sorunları var mı? Var.
MHP'nin ilk sıra milletvekili adayı Özlem Balcı doğuda değil Muğla'da okuma yazma bilmeyen kadınların varlığını , kadına şiddetin artışını dile getirdi mi ? Evet.
Refah kayıplarının olduğu ve enflasyonun çözülmesi gereken bir probleme dönüştüğünü dün 3. kez Cumhurbaşkanımız seçilen Recep Tayyip Erdoğan da dile getirdi mi ? Evet.
Toplumda keskin bir ikiye bölünmüşlük var mı? Var. Her iki tarafta da birbirine düşman söylemler var mı? Var. Sürekli bir yarış, gereksiz bir rekabet , aptalca bir ayrışma var mı? Var. Her iki tarafın uçları bizi rahatsız ediyor mu ? Evet.
Kazanan kim ? Kaybeden kim ? Yenilen kim ? Galip kim ?
Ben ülkemde yolsuzluk, hırsızlık, kul hakkına rağbet, kadına ikinci sınıf muamele, ayrışma, kibir, beyin göçü , refah kaybı ve mülteci istemiyorum. Yabancıların toprak sahibi olmasına gönlüm razı değil.
Haberimiz yok da bu sorunlar mı çözüme kavuştu dün akşam? Eğer öyleyse haber verseydiniz, toplumsal kaygılarımız yersiz hale geldiyse kucaklaşarak kutlasaydık be kardeşim.
Kendi adıma net ifade edeyim ben gazeteciyim. Zaten muhalifim. "İktidar daha az hata yapsın. Yaptığı hatanın farkına varsın " diye üstüme aldığım misyondan vazgeçmeyeceğim. Elime belge gelirse haksızlık varsa yazarım. Ama yayınlanır, ama yayınlanmaz farklı kaygılarla önümü kapatanlar olur, yılmam.
Toplumsal menfaatlerin bireysel menfaatlerin önünde tutulacağı bir düzenin hayaliyle çalışmaya, üretmeye, söylemeye, yazmaya devam edeceğim. İkinci pasaportum yok.
"Sakin gölün kuğusu" değil "karşı köyün delisi" olmak da bana düştü. Ne yapayım?
Behcet Necatigil 'in "Dünya Çocuk Yaşında" şiiri geçiyor içimden. Bilirim sebepsiz değil. Son satırları seve seve ayırırım ustasına:
Bütün çocuklar
Yokluk bilmesinler
Et, şeker, süt bulsunlar
Giyimli, tok ve rahat
Gitsinler okullara
Sınıflarını geçsinler.
Büyükler biraz daha yorulsun
Onlar da büyüsünler
Onlar da mesut olsunlar
Geçti, kaç savaş ezikliği
Çocukları düşünsünler
Çocuklar iyi gün görsünler.
Dileğimiz budur, amacımız bu. Barış için mücadele var nasibimizde, sadece yarınlarımız için. Bu da böyle biline...
Haydi selametle...