Normalleşme süreciyle gördük ki, toplum yaşananlardan ders almamış.

Toplum bilinci yerle yeksan.

Biz her şeyi çabuk unutan, asimilasyonumuza da, anında kaldığı yerden devam eden bir yapının toplumuyuz.

Artık hijyen, sosyal mesafe ve maske tedbirleriyle salgın sürecinin çözümleneceği inancımızı kaybettik.

Bu mikrobun vücuda girmesi için tüm şartları taşıdığımız bir gerçek.

Yaşam şekillerimiz buna en güzel örnek.

Üç kavrama uymakla salgına kapılmayacağımızı düşünmek hata. 

Salgın sürecinde doğanın insanoğlundan arınışını memnuniyetle karşılamıştık. Gelin görün ki, bu arınış kısa sürdü.

Haber Merkezimizden Sinem Korkmaz’ın “Akbük’ün kalbinde çöp yığınları” başlıklı haberi gazetemiz sayfalarında yer aldı.

İnsanlığımızdan bir kez daha utandık.

Zaten tatilcilere tanınan opsiyonla herkesin kendini tatilci ilan ettiği saçma sapan bir muaflık düzenlemesiyle geçirdiğimiz bir sözde kısıtla ortamından arta kalan görüntüleri içeren bir haberdi genç meslektaşımızın kaleme aldığı haber.

O doğasıyla doğal görünümüyle eşsiz olan Akbük’e serinlemeye gelen insanlık tutumundan uzak zümrelerin bıraktığı çöpler içleri acıtırken, bu kötü tutumun bir sonucu olarak doğanın isyanının bir ürünü olarak dünyaya getirdiğimiz bir virüs bile ders veremedi bu zümrelere.

Yazık, hem de çok yazık.

***

Bugün yazımızda tek değil birkaç tespitte bulunalım istedim. Muğla Valisi Sayın Orhan Tavlı’ya yapılan nezaket ziyaretleri sürüyor.

Geçenlerde kaleme aldığım bir yazımda, bakmakla görmek arasındaki ince çizginin oluşturduğu tespitkar yönümüzün gelişmişliğinden söz etmiştik.

İşte bu noktada siyasilerimizin Vali Tavlı’ya olan ziyaretleri servis edildi haber merkezlerimize.

O servis edilen ziyaretlerden özellikle siyasilerin ziyaretleri üzerine olan tespitlerimizi paylaşalım.

CHP cenahı ziyarette milletvekilleri, büyükşehir belediye başkanı ve ilçe belediye başkanları nezdinde topyekun temsil edilirken, AK Parti cenahı ayrı ziyaretlerde bulunmayı tercih etti.

Tabi bu da bakıp gördüğümüzden yola çıktığımız bir tespit.

AK Parti cenahı il başkanı ve ilçe başkanları olarak, milletvekilleri ise, ayrı olarak Muğla Valisini ziyaret etti.

Bütünlük olgusundan uzak bir ziyaret görüntüsü dikkat çekti kısacası.

Muğla’daki siyasi görünümü önde oynanan bir tiyatro ile al gülüm ver gülüm şeklinde oynandığını, oysaki arka planda herkesin halinden memnun olduğundan söz etmiştik.

İktidar ve ana muhalefet partisinin genel siyasetteki söylemleri, yerel de kayıkçı kavgası görünümündeki polemiklerle sürüyor olsa da, zaten yerel yönetimde muhalefette kalmış ve bu muhalefet görevini başarıyla yerine getiremediği düşünülen Muğla AK Parti cenahının, bu tür ziyaretlerde, en azından CHP cenahının gösterdiği birlik, beraberlik ve bütünlük görüntüsünü sergileyebilmesi gerekir miydi?

Bunu düşünecek olanlar düşünsün, biz tespitimizi aktaralım.

Ancak şaşırdık mı hayır.

AK Parti Muğla’da parti birleştiriciliğinden çok, hep kim il başkanı ya da milletvekiliyse, hep o isimlerin altında yaratılan bir şablon vardı.

Bugün de bu şablon; Kademci, Yeldacı, Yavuzcu, Nihatçı şeklinde dile pelesenk olmuş bir şekilde devam ediyor.

O nedenle fotoğraf verilen bu ayrı görüntüler sürpriz değil.

Bunun için de siyaset kavramı, bu kavrama hizmet edenlerin kişi içerikli ve hissiyat kokan davranışları ön planda tutmalarıyla değil, şehri, insanı, hizmeti bir bütün olarak irdeleyen bakış açılarıyla amacına ulaşacaktır.

***

Öte yandan yukarıda Akbük’teki çöplerden söz ederken, kısa bir şey daha fısıldayalım ki, Büyükşehir Belediye yetkililerimiz duysun.

2011 yılında Muğla Belediyesi zamanında yapımı tamamlanan, 2014 Büyükşehir yasası ile Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ birimi tarafından işletilen Muğla Atıksu Arıtma Tesisi, şehrimizin önemli bir ihtiyacına karşılık verdiği gibi, ülkenin de örnek projeleri arasında yer alıyor.

Ancak gelin görün ki, son günlerde konuşlandığı bölgeden çevreyi rahatsız edici kokuların yükseldiği şikayetleri geliyor.

Konunun ilgililerine duyurulur.