Hergün siyasetten yada Muğla gündeminden dem vurup sizlere yaşananları kendimce anlatmaya devam ediyorum. Bugün de genel yapımızdan vazgeçip farklı bir pencereden hayata bakmaya çalışaşlım sitedim. Son döenmde severek dinlediğim şarkılardan biri geldi aklıma. Murat Boz ve Ebru Gündeş’in birlikte seslendirdikleri “Gün Ağardı.” Şarkıyı dinlerken herkeste genel olarak gelmeyen özlenen bir sevgiliye söylenen sözler gibi geliyor. Herzamanki gibi şarkıdan dem vuralım bakalım sonu nereye varacak.
***
Gün ağardı
Bugün de ne geldi
Ne de aradı...
Yanmaya yandı
Ciğerime sanki bıçak saplandı...
Küskün müsün anlamadım?
Bir gittin, bir daha aramadın
Çok çabuk gözden çıkardın
Sanma helaldir sana hakkım
Gel gönülsüz de olsan
El yerine koysan
Ölür müsün bir hatır sorsan?
Kork be Allah'tan
Sevsin bırak yüreğim uzaktan
Yüksünmem, yanmaktan
Nasıl vicdanın rahat
Kork be Allah'tan
***
Belkide özlem duyulan bir sevgiliyedir bu şarkı ama bende farklı bir şekli ile dinliyorum. Hayatınıza yön veren belkide bu günlerinize ulaşmanızı sağlayan bir dostunuza bir arkadaşınıza yada bir büyüğünüze söylenen bir şarkı gibi. Sizi koruyup kollayan ne zaman ihiyacınız olsa ilahi bir güçle o anda yanınızda olan sizin ağlamanınızı bırakın gözlerinizin dolmasına bile tahammül edemeyen belkide onun için dünyadaki en önemli şey olduğunuzu düşündüren bir annedir belkide.
***
Belkide bir annenin yavrusuna yazdığı bir mektup gibidir. Yıllarca ona söylediği ninnilerin yıllar sonraki halidir belkide. Kimin için kutsal kimin için değil bilmiyorum ama anneler benim için tartışmaya bile yer olmayanlar onlar. Akılı başında kimsenin dil uzatmaya bile cesaet edemediği değerlilerimizanneler.
“Ben anneliği 3 sene önce dünya tatlısı bir erkek evladı dünyaya getirdiğim zaman tattım.
Onu kucağıma alıp,emmeye başladığı an anneliğin ne demek olduğunu anladım.
Anne olmak fedakarca gecenin bir yarısı ağlayan senin bir parçan olan bebeğinin emzirmek için uykunun en güzel yerinde uyanıp onu emzirip gazını çıkarıp ohh be çıktı gazı diyerek sevinmiş halde tekrar onun uykuya dalmasını beklemek. Birde büyüyüp adam olduğunu görüp ardından gel arada bir demek.” İşte bir annenin evladının ona hissettirdiklerini anlattıkları birkaç satır. Böylesine duygularla evlatlarını yetiştirme derdinde olan annelere ve dolayısıyla kadınlara kıldan tüyden dem vurup kış uykusuna yatan hayvanlarla eş değer tutan zihniyeti de anlayamıyorum.