Otellerin mutfak, restoran, havuz gibi bölümlerinden alınan numunelerin laboratuarlarda mikrobiyolojik incelemesi neticesinde hazırlanan hijyen raporları, turistlerin tercihlerinde önemli rol oynuyor.  Oteller, tur operatörleri ve seyahat acentelerinin turistlerin talebi üzerine kendilerinden istedikleri hijyen raporlarını sunabilmek adına, akredite laboratuarlarla anlaşma yoluna gidiyor. 2010 yılına kadar ülke genelinde sadece 2 laboratuarın bulması şaşırtıcı. Asıl şaşırtıcı olansa bu sayının 2015 yılında 23’e çıkması. Bunlardan dokuzu da Muğla’da yer alıyor.

***

Muğla’da bulunan bu laboratuarlar otellere hijyen testleri uygulayarak onlara gerekli raporları veriyor. Burada oluşan pay ise birilerinin iştahını kabartmış olacak ki oralara da el atmışlar. Bir kamu kurumunda görev yapan konuya hakim birileri kurdukları laboratuarla otellerin bu testlerini yapmak için yola çıkmış. Buraya kadar her şey normal. Zira 657 devlet memurları kanununa göre bu tür şirketlerde memurlar ortak olabilir ancak yöneticilik ve şirkette herhangi bir görev yapamazlar.

***

Ne var ki yaptığının yanlı olmasının yanlış olmasından korkanlar şirket hisselerini başkalarına devrederek banka hesaplarının kontrolünü sağlamak için özel vekaletler alarak bu işlemlere devam etmişler. Rekabet ortamının içinde bu yapılanların normal olduğu aşikar. Ancak kendi bulunduğu kamu kurumundaki görevini kullanarak kendi şirketi ile çalışmayanlara cezaların kesilmesi ise bana biraz grip geldi.

***

Son bir ayda kendi laboratuarı  ile çalışmayan otellerin 47 tanesine ceza kesilmesi ve başka bir değişle aba altından sopa göstererek müşteri kazanma çalışmalarına anlam veremiyorum. Kazanma hırsı o kadar artmış ki kamuda görevli çevre sağlığı teknisyenlerine, “bana bu ilçeden otelleri bağlayın size aylık üç bin liranın üzerinde maaş bağlayayım” teklifleri bile yapılıyor. Bu kazanma hırsını anlaya bilmiş değilim.

***

Şimdi sorularımızı sorma zamanı sanırım. Bu laboratuarın gizli ve gerçek sahibi bulunduğu kamu görevini kullanarak yıllık ne kadar haksız kazanç elde etmektedir? Buradan kazandığı paraların tamamı kendisinin kasasına mı girmekte yoksa çevresinde buna göz yuman yardımcı olan amirlerine de pay olarak ayrıl maktamıdır? Bu kamu çalışanının gizli sahibi olduğu laboratuar sonuçları gerçekten güvenilir mi? yoksa sadece istenilen para alındığı için sahte raporlar mı düzenlenmekte?

2002 yılından bu yana en büyük gelişimin sağlanan sağlık sektöründe bu türde pis kokuların gelmesi sanırım benim olduğu kadar ülke turizmine önem veren tüm yöneticilerinde dikkatini çekecektir diye düşünüyorum.