Su, Temel Bir İnsan Hakkıdır
Türkiye’de en temel insan hakkı olan suyun bile parayla satılması, sosyal devlet anlayışından ne kadar uzaklaşıldığını gösteriyor. Dahası, satın alınan suyun sağlıklı ve içilebilir olmaması, halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Su, sosyal devlet ilkelerine göre bir ayrıcalık değil, bir hak olmalıdır. Ancak Türkiye’de su hem ticari bir meta haline getirilmiş hem de erişim konusunda büyük eşitsizlikler ortaya çıkmıştır.
Akan Suyun Yetersizliği ve Kirli Su Sorunu
Bu durum yalnızca sağlıklı suyun niteliksizliğiyle sınırlı değil. Ülkenin pek çok bölgesinde vatandaşlar musluklarından akan temiz suya erişemiyor. Kimi bölgelerde musluklardan su hiç akmazken, kimi yerlerde ise akan su kirli ve kullanılamaz durumda. Halk, hem susuzluk çilesi çekmekte hem de sağlıksız suya para ödemek zorunda bırakılmaktadır. Bu tablo, sosyal devlet anlayışının temel ilkelerinden uzaklaşıldığını açıkça ortaya koyuyor.
Sosyal Devletin Görevi: Temiz ve Sağlıklı Su Sunmak
Gerçek bir sosyal devlet, vatandaşlarına temiz, sağlıklı ve sürekli su hizmeti sunmakla yükümlüdür. Suya erişim, yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda bir insan hakkıdır. Ancak Türkiye’de bu hak, piyasa koşullarına teslim edilmiş durumdadır. İnsanlar sağlıklı bir suya ulaşmak için yüksek bedeller ödemekte, karşılığında ise ne sağlık ne de adalet bulmaktadır.
Sosyal Devlet Anlayışında Yeniden Yapılandırma
Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını yeniden tanımlaması ve güçlendirmesi şarttır. Sağlıklı, içilebilir ve ücretsiz su hizmeti, halkın temel bir ihtiyacı olarak karşılanmalıdır. Bu yalnızca bir refah meselesi değil, aynı zamanda devletin vatandaşına olan sorumluluğudur. Sosyal devletin gücü, vatandaşının en temel ihtiyaçlarına erişimini nasıl sağladığıyla ölçülür. Türkiye’nin bu konuda alması gereken daha çok yol var. Halkın sağlıklı suya erişim hakkını garanti altına alacak bir sosyal politika, hem halk sağlığını hem de yaşam kalitesini yükseltecektir.
Suya Erişim: Bir Çile Değil, Bir Hak Olmalıdır
Suya erişimin bir çile değil, bir hak olduğu günleri görmek dileğiyle. Bu, sadece halk sağlığını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal devletin temel ilkelerini yerine getirmenin bir gereğidir.
Tandoğan Uysal