Muğla’nın kıyı ilçeleri, yaz aylarında büyük bir nüfus yoğunluğuyla karşı karşıya kalıyor. Turist akınıyla birlikte altyapı, çevresel temizlik ve trafik gibi sorunlar katlanarak büyüyor. Bodrum ve diğer kıyı ilçeleri bu yükle başa çıkmakta zorlanırken, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın önerdiği “Kent Vergisi”, bu sorunlara çözüm olup olmayacağı tartışılıyor. Ancak öneri, yerel yönetimlerin çözüm arayışında birleştiğini gösterirken, halkın bu ek maliyete nasıl bakacağı belirsizliğini koruyor.
Bodrum’un Deneyimi: Tamer Mandalinci’nin Yaklaşımı
Bu sorunları yıllardır yakından yaşayan Bodrum, yazlıkçı nüfusun yerleşik nüfusun 5-6 katına çıkmasıyla karşı karşıya. Yeni Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, selefi Ahmet Aras’ın Bodrum’daki yazlıkçıların ikamet adreslerini Bodrum’a taşımalarına yönelik çağrısını destekleyerek aynı yöntemi uygulamaya devam ediyor. Mandalinci, bu adımın devlet yardımlarını artıracağını belirterek, Bodrum’un artan nüfusa göre hak ettiği payı alması gerektiğini ifade ediyor. Ancak Mandalinci de, yalnızca bu yöntemin yeterli olmadığını, daha uzun vadeli çözümler bulunması gerektiğini savunuyor.
Tamer Mandalinci, Ahmet Aras’ın “kent vergisi” önerisini desteklerken, bu sistemin yalnızca bir ek mali yük değil, turistlerin yarattığı altyapı yükünü hafifletecek bir araç olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor. Mandalinci, “Bodrum’u ayakta tutmak için yerel gelirlerin ötesine geçmeliyiz. Turizm sezonunda hizmet alan herkes, bu hizmetlere katkıda bulunmalı” diyor.
Ahmet Aras: “Turizm Yükü Paylaşılmalı”
Ahmet Aras ise Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi turistik ilçelerde yaz nüfusunun artışıyla oluşan yükü hafifletmek için daha kapsamlı çözümler gerektiğini belirtiyor. Aras’ın önerdiği “kent vergisi”, dünyada yaygın olarak turistik bölgelerde kullanılan ve turistlerden alınan bir tür konaklama vergisi olarak biliniyor. Bu vergiden elde edilen gelir, altyapı, su ve trafik gibi sorunların çözümü için kullanılacak.
Aras, “Yaz döneminde 7-8 milyon kişilik nüfus ağırlıyoruz. Bu sayı, kanalizasyondan trafiğe kadar tüm altyapı hizmetlerini zorluyor. Kendi vatandaşlarımız bu hizmetleri kullanıyor, ancak turistler de aynı altyapıdan faydalanıyor. Bunun karşılığında belediyelere ek bir katkı gelmiyor. Bu nedenle kent vergisinin bir zorunluluk olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Yerel ve Küresel Çözümler: Kent Vergisi Adil mi?
Kent vergisi önerisi, özellikle yazlıkçıların ve turistlerin sıkça ziyaret ettiği bölgelerde ek gelir yaratabilir. Dünyada da uygulanan bu model, genellikle otel konaklamalarından veya belirli turistik hizmetlerden alınan bir ek vergi şeklinde karşımıza çıkıyor. Ancak halkın ekonomik olarak zorlandığı bir dönemde, yeni bir verginin gündeme gelmesi, özellikle turistik bölgelerde yaşayan vatandaşlarda tedirginlik yaratabilir.
Tamer Mandalinci ve Ahmet Aras’ın önerileri, yerel yönetimlerin sürdürülebilir finansman arayışlarını ortaya koyuyor. Ancak bu çözümün yalnızca vergi yüküyle sınırlı kalmaması gerektiği, aynı zamanda altyapı yatırımlarına ve yerel ekonomiyi destekleyecek projelere odaklanması gerektiği aşikar.
Dirençli Kent Vizyonu: MUPA ile Geleceğe Hazırlık
Ahmet Aras, Muğla Planlama Ajansı (MUPA) ile altyapı sorunlarına yönelik veri temelli bir yaklaşım geliştirdiklerini belirtiyor. Bu ajans, kentteki nüfus dinamiklerini analiz ederek, sürdürülebilir ve dirençli bir kent planı oluşturmayı hedefliyor. Ayrıca su sorunu için denizden arıtma tesisleri ve arıtma sistemlerinin modernizasyonu gibi projelerle altyapı yatırımlarını sürdürüyor.
İş Birliği ve Yenilikçi Çözümler Şart
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın önerileri, yazlıkçı nüfusun yarattığı finansal yükle başa çıkmak için yenilikçi çözümler sunuyor. Ancak bu çözümlerin başarılı olması için merkezi yönetim, yerel yönetimler ve halk arasında güçlü bir iş birliği gerekiyor.
Kent vergisi, turistlerden alınacak makul bir katkı payıyla sorunların çözümüne kaynak yaratabilir. Ancak bu uygulamanın halka ve turizm sektörüne zarar vermeyecek şekilde planlanması büyük önem taşıyor. Bodrum ve diğer kıyı ilçelerinin geleceği, yalnızca turistik cazibeleriyle değil, altyapılarını ve doğal kaynaklarını koruma yetenekleriyle şekillenecek. Bu nedenle, çözüm önerileri bir an önce hayata geçirilmeli ve yerel yönetimlerin yükü hafifletilmelidir.
Tandoğan Uysal