ABD Başkanı Trump’tan Beklenmedik Övgü
ABD’nin yakın zamanda görevine başlayacak olan Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği övgü dolu sözler, Türkiye gündemini bir anda kilitledi. Trump, Erdoğan’ı “akıllı ve zeki” olarak tanımlarken, bu açıklamalar hem iktidarın hem de muhalefetin dikkatini çekti. Ancak burada sorulması gereken kritik bir soru var: Trump neden şimdi Türkiye’ye ve Erdoğan’a bu denli övgü dolu sözler söylüyor?
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın böyle bir övgüye ihtiyacı yok. Zira Erdoğan, uluslararası arenada zaten güçlü bir lider olarak tanınıyor. Peki, Trump’ın bu sözlerinin perde arkasında ne olabilir?
Trump: Patavatsız Ama Hesapçı Bir Lider
Donald Trump, dünya liderleri arasında en fazla “sözünü sakınmayan” ve patavatsız üslubuyla tanınan bir siyasetçi. Geçmişte PKK, YPG ve PYD’ye verdiği destekten, İsrail’le olan güçlü ilişkilerine kadar attığı her adım, Türkiye’nin çıkarlarıyla doğrudan çelişmişti. Hal böyleyken, Trump’ın Erdoğan’a yönelik bu övgü dolu açıklamaları ister istemez kuşkuyla karşılanıyor.
Türk halkı, bu tür beklenmedik “övgü” dolu açıklamalara “Eniştem beni niye öptü?” sorusuyla yaklaşır. Yani bu sözlerin arkasında bir çıkar ya da bir beklenti mi var? Trump’ın ikinci döneminde Türkiye’den ne tür tavizler isteyeceği sorusu, bu noktada gündemin tam ortasına oturuyor.
PKK, YPG ve Ortadoğu Politikası: Gerçek Niyet Ne?
Trump’ın açıklamalarında bir eksiklik var: PKK ve onun uzantıları olan YPG ve PYD’nin geleceği hakkında tek bir kelime bile edilmiyor. Geçmişte ABD, bu unsurlara doğrudan destek vererek Türkiye’yi sınır güvenliği açısından büyük tehditlerle karşı karşıya bırakmıştı. Türkiye, Suriye sınırında bir Kürdistan kurulması senaryosunu bertaraf etmek için yıllardır mücadele ediyor.
Eğer Trump gerçekten Türkiye’yi ve Erdoğan’ı takdir ediyorsa, bunu açık bir şekilde göstermelidir. Türkiye’nin tek zaferi, sınırlarının güvence altına alınması ve PKK ile uzantılarının tamamen ortadan kaldırılmasıdır.
İsrail ve Gizli Bagaj:
Trump’ın Gerçek Planı
Trump’ın Ortadoğu politikalarında İsrail’in rolü her zaman kritik olmuştur. Trump, İsrail’in en güçlü destekçisi olarak bilinirken, Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimler ve çelişkili çıkarlar göz önünde bulundurulduğunda, bu övgülerin samimiyetinden şüphe duymak kaçınılmazdır.
Erdoğan’ın övülmesi, İsrail-Türkiye ilişkilerinde ne gibi gelişmelerin yaşanacağının da habercisi olabilir. Trump’ın Türkiye’den beklentileri arasında İsrail’e yönelik politikalarında bir yumuşama mı var? Yoksa bu övgüler, Türkiye’nin Suriye’deki rolüne yönelik gizli pazarlıkların bir parçası mı?
Türkiye’nin Önceliği: Suriye ve Sınır Güvenliği
Trump’ın sözlerine fazla anlam yüklemek yerine Türkiye’nin hedeflerine odaklanmak en doğrusu. Suriye’deki 61 yıllık Esad rejiminin yıkılması, Türkiye’nin güvenliği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye bu sınır güvenliğini sağlayarak, PKK ve YPG’nin oluşturduğu tehdidi bertaraf etmelidir.
Türkiye’nin zaferi, Trump’ın övgüsünde değil, sınırlarını güvence altına alıp bir Kürdistan tehdidini tamamen ortadan kaldırmasında yatar.
Övgülerin Arkasına Bakmak Gerek
Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözleri, ilk bakışta diplomatik bir jest gibi görünebilir. Ancak Trump gibi bir liderin sözlerini ihtiyatla karşılamak gerekiyor. Tarih, Trump’ın sözlerinin ne kadar hızlı değişebildiğini ve çıkarlarına göre hareket ettiğini defalarca göstermiştir.
Bu nedenle Türkiye, Trump’ın övgülerine aldanmak yerine, milli çıkarlarını ön planda tutarak hareket etmelidir. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin zaferi, sözlerle değil, sahada kazanılan başarılarla ölçülecektir.
Tandoğan Uysal