Sinpaş’ın Tavrı: Mahkeme Kararına Göz Yuman Bir Şirket
Sinpaş’ın Marmaris Kızılbük Koyu’ndaki dev inşaat projesi, Muğla 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen, şirketin tavrı bu kararı ciddiye almadığını gösteriyor. Mahkeme, projeye verilen 17 ruhsatın ve imar belgesinin, imar planına ve yasalarına aykırı olduğunu belirleyerek iptal kararını verdi. Ancak Sinpaş, çalışmalarına devam ettiklerini ve bu kararın fiilen projeyi etkilemediğini açıklayarak adeta hukuku hiçe sayan bir tutum sergiledi. Şirketin bu yaklaşımı, hukukun ve çevre düzenlemelerinin ne kadar etkin çalıştığı sorusunu gündeme getiriyor.
Marmaris Belediyesi ve Yıkım Kararı: Hukukun Son Testi
Sinpaş’ın projeye devam etme kararlılığı karşısında gözler şimdi Marmaris Belediyesi’ne çevrildi. Belediye Başkanı Acar Ünlü, eğer projede belirtilen eksiklikler 30 gün içinde giderilmezse yıkım kararı alacaklarını açıkladı. Bu gelişme, Sinpaş için önemli bir dönemeç olabilir. Hukuki süreç ne olursa olsun, inşaatın devam etmesi ya da yıkılma ihtimali, Türk hukukunun gücünü ve etkinliğini test eden bir sınav haline gelmiş durumda. Belediye’nin bu kararı uygulayıp uygulamayacağı, Türk hukukunun yerel yönetimlerin elinde ne kadar güçlü olduğunu da ortaya koyacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tepkisi: Hukuk ve Çevre Arasında Bir Denge
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris Kızılbük Projesi’ne daha önce büyük tepki göstermişti. Erdoğan, 31 Mart 2024’deki yerel seçim mitinginde, Sinpaş’ın projeyi denize sıfır değil, tam da denizin içine inşa etmeye kalktığını görünce şaşırmış ve büyük bir tepki göstermişti. Bu tepki, sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda hukuk ve kamu yararı meselesi olarak dikkat çekmişti. Şirketin devam eden projesi karşısında Cumhurbaşkanı’nın tutumu, bu olayın yalnızca yerel değil, ulusal bir boyut kazanmasına da sebep oldu. Erdoğan’ın bu projeye karşı olan tutumu, hukuk sisteminin de çevreyi koruma adına ne kadar etkin olacağına dair ipuçları veriyor.
Sonuç: Türk Hukuku ve Sinpaş’ın Yıkım Kararına Tetikleyici Etkisi
Sinpaş’ın Marmaris projesi, sadece bir inşaatın kaderini değil, Türk hukukunun çevreyi koruma adına ne kadar etkin olduğunu da gözler önüne seriyor. Şirketin mahkeme kararına karşı sergilediği tavır, hukukun gücünü test ederken, Marmaris Belediyesi’nin vereceği yıkım kararı, yerel yönetimlerin bu süreçteki etkisini gösterecek. Türk hukukunun, çevreye zarar veren büyük projelere karşı nasıl işlemeye devam edeceği, bu davanın sonucuna bağlı olarak belirlenecek. Sinpaş’ın karşı karşıya olduğu bu büyük sınav, aynı zamanda Türkiye’deki çevre mücadelesinin ne kadar güçlü olduğunu ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ne kadar işlediğini de ortaya koyacak.