Genel siyasette iktidar ve ana muhalefet partileri arasındaki iddia ve bu iddiaların getirdiği söz düellolarını yoğunca yaşadığımız bir siyasi dönemdeyiz.
Partilerin vatandaşlara, ülke yönetimine talip olmalarını farklı üsluplarla gündeme getirmelerinin yanı sıra, iktidarın muhalefete, muhalefetin de iktidara yaptıkları eleştirileri her daim izliyoruz.
Gelin görün ki, bu anlayış Muğla ilinde böyle işlemiyor. Genel siyasetteki eleştirel yaklaşımlar, maalesef yerel siyasette vücut bulmuş değil.
Nasıl olsun ki?
Bırakın kamu zararı oluşturan işleri, işe alımlarda bile ortaklık söz konusu.
İktidarın Muğla’daki mensuplarının yakınları, muhalefetin işlerliğindeki kadrolarda, muhalefetin yakın eş, dost ve akrabaları, iktidarın işlerlik alanındaki kurumlarda.
Al gülüm ver gülüm.
Kuyruklar birbirine değer nitelikte.
Bu durumu Muğla’da sokakta gezen vatandaş bile biliyor ama sadece biliyor.
Bilmesine rağmen, gönlünü verdiği siyasi anlayışa aidiyet duygusunu yaşamaya devam ediyor.
Bu sözünü ettiğimiz kadrolara yerleştirenlerin kaçının, yerleştirildikleri işe ihtiyacı olup olmadığı da başka bir muamma.
Sizin anlayacağınız köşeler tutulmuş.
Vatandaşın ihtiyacı olan hizmet, ikinci planda.
Hal böyle olunca da, partilerin Muğla teşkilatlarında görev yapan yöneticilerden ses soluk çıkmıyor.
Kamu vicdanını sızlatan ne kadar gelişme yaşanırsa, bizim Muğla siyaseti sessiz.
İktidardakiler muhalefetten, muhalefettekiler iktidardan torpilli.
Genel siyasetin iktidarı, Muğla ilinde muhalefette olmasına rağmen, yerel iktidara muhalefet etmek gibi bir derdi yok.
Ülke siyasetinde muhalefette yer alan yapının Muğla yerelinde elde ettiği iktidar yapısı ise, genel siyasetteki iktidarın yereldeki muhalefet yapısına ara ara cevap yetiştirmek dışında bir derdi yok.
Herkes halinden memnun.
Süreçler, göz boyar derecede yapılan açıklamalar ve kısa metrajlı kayıkçı kavgaları dışına çıkamıyor.
Bu konunun özeti şu;
Ortada bir tiyatro var ve o tiyatro sahne önünde oynanıyor.
Arkada ise, alan memnun, veren memnun.
Oysaki memlekette siyasilerin vazife alanlarına giren ve ortaya çıkarabilecekleri bir o kadar da sorun varken…
Bu durumda vah vatandaşın haline.
Sıra vatandaşa gelirse, ya hizmet bekleyecekler, ya çocuklarını, ya da kendilerini işe aldırabilecekler.
Ara ara saman alevi gibi parlayan kayıkçı kavgaları yapılıyor gibi görünse de, onlar ermiş murada, biz çıkalım kerevetine.
O zaman soralım…
Ülkedeki genel siyasetinin merkezi durumundaki iktidar ve muhalefet partilerinin Muğla’daki teşkilatları için Muğla ili, ticari alan mı, siyasi alan mı?
Sanırım herkesin bildiği bu sorunun cevabını, yaşanan ve ortaya çıkan gelişmeler doğruluyor.