Dönemin Muğla Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Alper Kolukısa’nın görev süreci bir hayli çalkantılı geçmişti.
Kolukısa’nın uygulamaları pek çok kez ulaşım sektöründen tepki görse de, Büyükşehir hizmetleri içerisinde Başkan Osman Gürün’ün ulaşım hizmetlerinde neredeyse en çok övündüğü ve başarı saydığı dönüşümün de sağlayıcısıydı Kolukısa.
Yerel seçimlerden kısa bir süre önce de ani bir kararla görevinden istifa ettiğini açıklamış, bu kafa karıştıran istifa, Gürün’ün seçilememe endişesiyle Kolukısa’yı istifa ettirdiği yönünde yorumlara da yol açmıştı.
Kolukısa’nın istifası bir nevi Gürün’ün “seçim önlemi” niteliğine bürünmüştü.
İşe yaradı mı, tartışılır.
Oy oranı yüzde 36’ya düşse de, Gürün seçimi kazanmayı başardı.
Gürün’ün aldığı oy yüzde 49 oy oranından yüzde 36’ya düşmüş olsa bile, Hatice değil, netice kazandı.
Öyle ya da böyle Kolukısa görevinden istifa etti ve bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde İETT Genel Müdürü olarak görev yapmakta. Kendisine bu görevinde başarılar diliyorum.
Seçim kaybettirebileceği öngörülen bir kişinin gelinen noktada terfi niteliğindeki başka bir göreve getirilmesi, uzun soluklu ele alınacak bir konu.
“Demek ki Kolukısa başarılıymış da, bizim Büyükşehir Belediyesi faydalanamamış kendisinden” diyesi geliyor insanın.
Neyse konuyu dağıtmayalım.
Tabi bu süreçten sonra yani Kolukısa’nın ayrılışından sonra Muğla Ulaşım Dairesinin başına yeni görevlendirmeler oldu.
Oldu olmasına da, Kolukısa’nın döneminde yaşanan sancılar ya da ulaşım sektörünün sorunları sona erdi mi?
Kolukısa gidince her şey yoluna girdi mi?
Bugünkü yazımızın ana temasını bu sorular oluşturuyor.
Mesleğimizin kamu denetçiliği gibi bir özelliği var. Kamu yararı önceliğimiz. Öyle yattığımız yerden, oradan buradan türetilen dedikodularla ya da sosyal medya paylaşımları üzerinden yazı yazıp, bilgi kirliliği yaratma gibi bir geleneğe sahip hiç değiliz.
Bu nedenle de söze başladığım ulaşım sektöründeki sorunları biraz irdelemek istedim.
Mesela şoför esnafı, Kolukısa’nın gidişiyle çektikleri çilenin de biteceği umudunu taşımışlar, taşımasına da ama olmamış, çileleri bitmemiş, umutları boşa çıkmış.
Neler oluyor, neler değişti, neler değişmedi diye derinleştirdik süreci…
Oysaki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “ülkede en iyi ulaşım hizmeti Muğla’da veriliyor” diye Başkan Gürün ve Kolukısa’yı da ödüllendirmişti.
Ancak esnaf aynı görüşte değil, esnaf Muğla’da taşımacılığın bitirildiğini savunuyor.
Özel Toplu Taşıma Aracı (ÖTTA)’nın 21 kalemde ücretsiz taşıma hizmeti verdiğini biliyoruz. Uzağa gitmeye gerek yok. Mesela Aydın’dan gelen araçlarda, minibüslerde kamera, rampa ve yaş şartlarının olmadığını öğrendik.
Öğrendik diyorum başlı başına bilebileceğimiz derecede ayrıntıları barındıran bir sektörden söz ediyorum.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin kendi araçlarını hizmete sunduğunu ancak esnafın da, kendi araçlarıyla hizmete devam etmekte olduğunu öğreniyoruz.
Mesela, dönüşümlerin bölgesel olarak yapılması gerekirken, acele edildiğine dikkat çekiliyor ve bunun yanında özellikle toplu taşıma esnafını yüksek faizler, rampa ve ÖTTA toplu taşımacılığını bitirdiğine vurgu yapılıyor.
Yine dönüşümlerin bire bir, ikiye bir, dörde bir yapılmasının esnafı zora soktuğunu öğrendik. Buna sebep olarak ise, taşımacılık yapan esnafımız devletten bire bir dönüşümde Bin lira alırken, ikiye bir ve dörtte bir dönüşenlerin de Bin lira aldığını öğrendik.
Burada bir adaletsizlik vurgusu yapılıyor.
Taşımacı esnafının 65 yaş ve özürlü engelli taşımacılığında da mağdur olduğunu öğrendik. Yasanın da müsaade ettiği konuya ilişkin esnaf, bir Meclis kararı ile Büyükşehir Belediyesinin bu esnafa kilometreye ve taşıdığı yolcuya göre destek vererek, esnafı güçlendirebileceği önerisi de sunuluyor.
Bakın şimdi sözünü edeceğimiz sorun da önemli. Hastane ve yeni açılan otogar esnafı birbirine düşmüş durumda olduğunu öğrendik.
Büyükşehir Belediyesinin zoruyla kooperatif kurulmuş ve bu kooperatifi UKOME Müdürünün durak durak dolaşıp, baskı ile kurdurttuğundan söz ediliyor. Sonrasında ihale şartları da, kooperatif veya adi ortaklık üzerinden yapılmış ve bireysel ihale girişi engellenmiş.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversite Hastanesi ilk açıldığında tüm taksiciler, söz konusu yerde dönerli olarak çalışırken, birden bire UKOME kararları yok sayılarak, ihaleye çıkarılmış. Bu durumda esnafın bir kez daha kafası karışırken, bugün “madem ihale ilk başta neden yapılmadı?” sorusuna yanıt aramaktalar.
Bir de kamyon ve kamyonet garajları konusu var. 3 yıl önce boşaltılan kamyon garajına, Büyükşehir Belediyesi binası yapılacağını duymuştuk ancak nafile. Şu an sözünü ettiğimiz yer, hurda araçlar ve belediye araçlarının konuşlandığı bir park alanına dönüşmüş durumda. Ayrıca mahalle arasına konulan kamyonlara yazılan cezalara da bakıldığında, bu cezaların sorumlusunun kim olduğunun yanıtı da aranıyor.
Bütün bunların yanında, ilk uygulanan araç ve yaş şartı taksicilere getirilmiş. S plaka esnafı çok zor durumda olduğundan dert yanıyor. Bunlardan alınan S plaka ve taksicilerin ödediği çalışma ruhsat paralarının seçim öncesi kalktığını öğrendik. Taksici esnafı bu duruma “şükür” derken, sözü edilenlerin seçimden önce kalktığını belirtip, “keşke her yıl seçim olsa” demekten de kendilerini alamıyorlar.
Uzun lafın kısası, ulaşım sektöründe Kolukısa’nın gidişi de çözüm olmamış görünüyor. Sonuçta Kolukısa’nın ya da şimdiki ulaşım yetkililerinin de bir karar vericisi var.
Demek ki sorun kişi uygulamaları sorunu değil, yönetim sorunuymuş.
Sonuçta tepki gören ya da kamu yararı olmadığı savunulan uygulamalar, ana yönetimden kabul görmeyip, dönebilir.
Muhatabının görüşü alınmadan, “ben yaptım oldu” mantığı doğru diye kabullenilip, uygulamaya konulanlar yeni sorunlara meydan veriyorsa, bunun adına maalesef yönetim sorunu denir.
Umarız uzlaşı ve ortak akılla, ulaşım sektörünün yaşadığı sorunlar ortadan kalkar.