“Bilmiyorum ki unuttum” ne kadar basit ve bir o kadar da kolaylıkla söylenen sözlerdir. Çoğu zaman yapılmayan yada yapmak istemediğimiz işler için en kolay sıyrılma yoludur. Şöyle bir düşünüyorum da bu kelimelerin içinde barındıran cümleleri kurduğum zamanları. Genelde hep geçmişi hatırlamadığımı belirttiğim cümleler içinde kullanmışım.
Geçmiş sen nasıl hatırlamak istersen öyledir!
Eğer geçmişte kalan kötü anılarını silmezsen zihninden geleceğe umutla bakma şansında kalmaz.
***
Dünyada senden başka merkez yoktur ve fakat sen bile kendini kandırabilirsin zaman zaman. Yalanlar üstüne inşa edebilirsin istersen yaşamını, yanılsamalardan doğurabilirsin yaşam sergini. İnandırabilirsin kendini her aşkın bağrında ayrılık gizlenmediğine bile. İşte o zaman geçmişin önemli bir tarafı kalmaz, çünkü sen onu da yalana çevirmişsindir çoktan. İçinde gizli kalmış bir ironi de vardır bu sözün; hatıraların bile yalandan ibaret olabilir yalancılığı kanıtlanmış bu dünyada. Yaşamını sen biçimlendirirsin, sen yoğurup istediğin şekli verebilirsin. Geçmiş de bugün de ve hatta dünya da sen nasıl hatırlamak istersen öyledir bazen.
***
Geçmiş hayatımızda olanlardır. Bir salise öncemiz bile geçmişimizdir. Bazı anlar vardır. Tüm güzelliği ile hatırlamak isteriz ama nasıl hatırlamak istiyorsak güzelliğine güzellik katmak mı istiyoruz katarız geçmişimize bizi öyle mutlu eder çünkü. Ya kötüyse geçmişimiz. Bir yerde nokta koymuşsak bu geçmişe al baştan yapmışsak her şeyi. O zamanda nasıl olmasını istiyorsak öyle anlatırız kendimize ve çevremize. Kötü anı istemeyiz hayatımızda geçmişi nasıl istersek öyledir zaten.
Keşke öyle olabilseydi. Olmuş, yaşanmış, başa gelmiş bir şey kadar gerçek olacak herhangi başka bir şey yoktur. Geçmişi, yaşanmışı şekillendiremezsiniz.
***
Sizin hatırlamak istediğiniz gibi değil olduğu gibi ortadadır o. Saptıramazsınız, kendinizi kandırırsınız. Ancak geçmişiniz olacak bugünü, yarını olduğu gibi hatırlamak isteyeceğiniz bir geçmiş haline büründürebilirsiniz. O olduğu gibi değil de hatırlamak istediğiniz biçimde sakladığınız geçmişte yaptıklarınızı yapmayarak. Yazıktır ki, kendini kandıran insan yanılsamasıdır. Öyle ki, hayat, sürekli kendisini yenilese de, yaşamın her anı geçmişi silmeye çalışsa da, insanın geride bıraktıkları ve hatırlamak istemedikleri, gittiği her yere onunla beraber gelecektir. Belki, üstü örtülebilir bazı detayların, ya da bazı olaylar hafızanın çok gerilerine atılabilir, hatırlanmamak üzere. Ancak, en istenmeyen anı bile, bir gün gelip kendisini hatırlatacaktır insana. En beklenmedik anda hatırlatacaktır yine, unutmanın hatırlamamak olmadığını.
düşüncenin gücünü anlayamadan insan kendi gücünü anlayamazmış çünkü düşünülen şeyler zamanla gerçek oluyorsa o zaman sadece olmasını istediğimiz şeyleri düşünmeli ve umutlarımıza yüzme öğretmeliyiz en az zararla çıkabilmesi için. Hayat kör kuyu değil her zaman umut vardır özetlemek gerekirse; credendo vides=inanmak görmektir. Geçmiş de şu an da gelecek de sen nasıl algılarsan öyledir. Algın bir anda değişirse tüm dünya değişir. Hangi algı doğru olandır gerçek olandır? Çoğunluğun gördüğü mü? Gerçek olan algıyla görmek mi mühimdir sizin için yoksa sadece mutlu olmak mı? Bunlara göre algınızı düzenlersiniz. Bir sorun olduğunda düşünür mantığınızla önem sırasını değiştirirsiniz ve birden hafiflersiniz.
***
Geride kalsa da yaşanmış şey yaşanmış olarak kalacaktır ve iyi-kötü tüm hatıralar, sizi yaralayan olaylar, sevaplarınız ve günahlarınız orada öylece duracaktır maalesef silmeniz yada kafanızda başka şekilde hatırlamaya çalışmanız boşunadır.