ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU

ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU

KARİA BÖLGESİNDE MISIR İNANÇLARINA AİT İZLER

KARİA BÖLGESİNDE MISIR İNANÇLARINA AİT İZLER

Karia ve Mısır kültürleri arasındaki ilişkiyi anlayabilmek için bize en iyi kaynağı antik yazar Halikarnossoslu Herodotos vermektedir. Mısır coğrafyası, etnografyası ve tarihini kapsayan ikinci kitabını yazarken, burada sadece gözlemlerde bulunmamış, eskiden beri var olan tapınak rahipleri, arşivler ve çok daha önce buraya yerleşmiş Ionialılardan veKarialılardan bilgi kaynağı olarak faydalanmıştır.

Mısır dinini, etkileyen en önemli faktör yaşadıkları coğrafya olmuştur. Mısır medeniyeti bulunduğu coğrafi konumu sebebiyle kendine özgü bir kültür geliştirmiştir ve etrafı çöllerle çevrili olduğu için dışarıdan çok etkilenmemiştir. Fakat ticari ilişkiler sebebiyle pek çok kültürü kendi etkisi altında bırakmayı başarmıştır. Mısır’ın giderek zenginleşmesi ve ticarette ilerlemesi sonucu bazı Mısır tanrıları sınırları da aşmış birçok uygarlık tarafından benimsenmişler veya tapınım görmüşlerdir. Buna karşılık, Mısır dini aynı açıklığı bu uygarlıkların tanrıları için göstermemiştir.

Mısır halkı çok iyi gözlem yapma yeteneğine sahipti. Bu gözlemlerden en önemlileri, güneşin doğuşu-batışı, Nil Nehri’nin taşkınları ve buna bağlı doğa olaylarıdır. İnsanlar evrenin olgusunu doğal döngülere dayanarak bir şekilde açıklama ihtiyacı hissediyorlardı. Bu nedenle güneşin gökyüzündeki hareketi, gökyüzünde uçan bir scarab(bok böceği) böceği ile tasvir ediyorlardı.

Halkın dini inançlarının merkezinde, günlük yaşantılarındaki sorunlara ve şikâyetlere çare bulma arayışı yatıyordu. Bunun dışında ölüm kavramı da Mısır dinini oluşturan ana unsurlardan biri olmuştur. Mısır uygarlığı ile Ege uygarlıklarının etkileşimi daha çok I. Ptolemaioslar döneminde olmuş ve Mısır tanrılarını Ege ve Akdeniz dünyası tanımaya başlamıştır. Mısır tanrılarının bir kısmı Yunanlılarda değişik adlarla tapınılmaya başlanmıştır.

Mesela ölüm tanrısı olarak bilinen Serapis; Mısır Memfislileri aracılığıyla, Osiris ile ilişkili olarak ortaya çıkmıştır. Osiris-Apis(boğa), Mısır formunda aynıdır. Mısırlılar, tanrının adını, "Oserapis" ve "Osorapıs" olarak, Yunanlılar da "Sarapis" formunda kullanmışlardır. Ayrıca Osiris, Yunanistan'da Dionysos Tanrı’sı ile de eş tutulmuştur. Antik Mısır mitolojisinde gökyüzü tanrısı olarak tapınım gören Horus’a, Yunanlılar Apollon demişlerdir. İsis'e Artemis ile ortak özellikler yüklemişlerdir. Örneğin İsis, hem Girit'te hem de Kyklad adalarında Artemis olarak gösterilmiştir. Artemis ve İsis,antik çağın en saygı duyulan kadın figürünün iddialı ve aktif bir formunu temsil eden tanrıçalarındandır. Her ikisi de doğanın, hayvanlar ve bitkilerin tanrıçası olarak da kabul ediliyordu ve ay ile de yakın ilişkileri olduğunu düşünmüşlerdir. Tanrıçalar, aynı zamanda ölüler üzerinde bilgili oldukları için, ruhlar dünyasında çok güçlü tanrıçalar olarak kabul edilmişlerdir.

Mısır egemenliğinin Anadolu’nun güneybatısında ve çevresindeki adalarda artmasıyla birlikte Mısır tanrıları bölgede etkin olmaya başlamıştır. Ege ve Akdeniz bölgesinde Ptolemaios egemenliğinin artması nedeniyle Mısır tanrılarına tapınımda artmaya başlamıştır. Mısır tanrıların etkisinin artmasının nedeni sadece kralların yönettikleri siyasi ilişkiler değildir. Aynı zamanda Mısırlı tüccarların Batı Anadolu ve adalar ile yaptıkları ticarette kültün yayılmasına ve benimsenmesinde etkili olmuştur.

Mısır ile Karia bölgesi arasındaki ticari, askeri ve siyasi ilişkiler, Mısır kültünün Anadolu’da tanınmasına öncülük etmiştir. Mısır kültlerinin Karia’da ilk tohumları ise ana karadaki Halikarnasos ve Bargylia kentlerinde ve bu kentlerin çevresindeki Rhodos, Kos ve Karpathos adalarında yaklaşık aynı tarihlerde MÖ 3. yüzyıl başlarında atılmıştır.Bu yayılım İskender’in askerlerinden olan I. Ptolemaios Soter’in Karia’da; Kaunos ve Myndos Lyklia’da; Ksanthos ve Phaselis ile Kos adasını ele geçirdiği MÖ. 309 yıllarında asıl olarak etkin olmaya başlamıştır.

Mısır ve Karia bölgesi arasındaki ilişki açısından bakıldığında Helenistik Döneme ait veri çok azdır. Ancak, Karia’nın çeşitli kentlerine dağılmış Mısır tanrı kültlerine ait arkeolojik malzemeler, Mısırlı tanrıların Erken Helenistik Dönem’de bölgeye geldiğini ve dağıldığını göstermektedir. Mısır egemenliğinin Anadolu’da artmasıyla birlikte Mısır tanrıları Batı Anadolu’da etkin olmaya başlamıştır.

Bu yazı toplam 1231 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU Arşivi
SON YAZILAR