Türkiye’de iki farklı yüz, her geçen gün daha keskin bir şekilde ortaya çıkıyor: Bir yanda üniversite kampüslerinde çözüm üreten, vizyoner bir gençlik; diğer yanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde eski alışkanlıklara hapsolmuş bir siyaset anlayışı. Bu zıtlık, yalnızca bugünün değil, geleceğin Türkiye’sini de şekillendirecek bir mücadeleyi gözler önüne seriyor.

Gençlik: Türkiye’nin Umut Kaynağı

Bugünün gençliği, geçmiş nesillerin mücadele ettiği pek çok sorunun farkında ve bu sorunlara çözüm üretmek için harekete geçmeye hazır. Üniversite öğrencileri, çevre sorunlarından insan haklarına, toplumsal eşitsizlikten dijital dönüşüme kadar birçok alanda fikir üretiyor ve sorumluluk alıyor.

Gençlerin dilinde kutuplaştırıcı bir siyaset anlayışına yer yok. Onlar, farklılıkları bir zenginlik olarak görüyor, ayrımcılık yerine kapsayıcılığı tercih ediyor. Bu nesil, teknolojiyi ve bilimi bir araç olarak kullanarak hem bireysel başarılarıyla hem de toplumsal sorunlara duyarlılıklarıyla örnek oluyor. Türkiye’nin gelecekteki gücü, bu gençlikte saklı.

Siyaset: Değişime Direnen Eski Dili

Ancak bu umut verici tablo, TBMM’nin atmosferine yansıyamıyor. Meclisteki genel oturumlarda ve komisyon toplantılarında hâkim olan kavgacı üslup, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu uzlaşmacı ve çözüm odaklı siyaseti gölgede bırakıyor. Eski alışkanlıklara dayanan bu dil, Türkiye’nin hızla değişen gençlik dinamikleriyle uyumsuz bir görüntü sergiliyor.

Bu durum, yalnızca siyasetin işlevselliğini zayıflatmakla kalmıyor; aynı zamanda gençlerin siyasete olan ilgisini ve güvenini de azaltıyor. Bugün, Meclis çatısı altında gençliği temsil eden seslerin eksikliği, Türkiye’nin büyük bir potansiyeli heba ettiğini gösteriyor.

Atatürk’ün Vizyonu: Gençliğin Liderliği

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i gençlere emanet etmesinin ne kadar isabetli bir karar olduğunu bugün daha net anlıyoruz. Gençliğin enerjisi, vizyonu ve değişim isteği, Türkiye’nin modernleşme yolculuğunda en büyük güç. Ancak bu gücün, yalnızca üniversite sıralarında değil, karar alma mekanizmalarında da kendini göstermesi gerekiyor.

Gençlik Siyaseti Yeniden Şekillendirebilir

Türkiye’nin geleceği, bugünün gençliğinin enerjisiyle şekillenecek. Gençler, siyasete daha fazla katıldığında ve Meclis’in dilini değiştirdiğinde, Türkiye yalnızca kendi içinde değil, dünyada da örnek gösterilecek bir ülke haline gelebilir. Gençliğin aydınlık vizyonuyla siyaset kurumunu dönüştürmek, Türkiye’yi güçlü, demokratik ve müreffeh bir geleceğe taşımak için en önemli adım olacaktır.

Tandoğan Uysal