CANAN BAYKIZ

CANAN BAYKIZ

Genci İntihar Ediyor, Yaşlısı Makam Derdinde!

Genci İntihar Ediyor, Yaşlısı Makam Derdinde!

Yeni oluşumlar, enteresan duyumlar. Açıklanan listeler, kendi gelmeden dedikodusu gelenler. Hayat bu ara fazla renkli hatta rengarenk. 

"Seçimin kilit anahtarı gençlerimiz" dedi siyasi büyüklerimiz. Atılacak adımlarda gençler için yapılacaklar sıralandı. Seçim propagandaları ilk gençlerle başladı. 

Ancak gençlerimizin yaşadığı sorunlar öyle çok ki, işsizlik, maddi yetersizlik, eğitim, gelecek kaygısı liste uzun. Kaldı ki bu  sorunlar gençliği yurtdışına çıkmaya iter halde. Yapılan araştırmaların sonuç raporları  gençlerin mutsuzluk oranının gitgide arttığını vurguluyor.

Bir örneğinin sonucunu Muğla'da daha dün yaşadık. Asar Tepesi'nden 20 yaşında bir genç kız atladı. Ailenin çığlıkları arka fondan bize seslendi, izledik. 

Asar Tepesinden atlayan kaçıncı gencimiz bilen var mı? Saydınız mı? 

6 Şubat depreminin ardından gelen seller can almaya devam ediyor, okuyoruz. Hoş bu sefer liste derdine düşen siyasiler en son Adıyaman ve Şanlıurfa'da can alan selde kaybettiklerimize Allah'tan rahmet dilediler mi?  Sosyal medyada taziye dilekleri ve üzüntü mesajları ile   topluma duyar ölçümü var, bilirsiniz. Bu kez pek dikkatimi çekmedi.

Bazen diyorum ki; keşke üstten üstten, söyle dil ucuyla, yarım ağızla geçiştirdiğimiz  kadar basit çözümlere ihtiyacımız olsaydı, köklü değişimler yerine. Fakat gün o gün değil,  saat bu saat usta!

20 yaşında bir genç, neden atar kendini uçurumdan? Nedir yani bu genç yaşta içine girdiği kaosun sebebi? Birini mi sevdi ? İşsiz mi kaldı?  Ailesinde sağlıkla ilgili bir durum vardı da ona yardım edecek parayı, gücü kendinde mi bulamadı? Ya da bir taciz tecavüz mü var ortada ? Hangi dar boğaza girdi de çıkamadı hiç düşündünüz mü?

Kendi ikbal savaşlarımız ve menfi koşturmacalarımızın tüm  hızıyla sürdüğü, adımızı "müslüman" diye tanıtırken "kenz" peşinde nefes ve gayret tüketme ekranlarımızda  kadraj dışında kalan, 20 yaşında tazecik bir fidan, susuz, nefessiz kaldı dün. Acaba kaçımız vicdanı rahat uyudu ? 

Hz. Ömer yönettiği şehirde, bir kadın, yetimlerine taş kaynatıyor diye hesap verememişti kendi vicdanına. Şimdi o hesabı bilen kaç kişiyiz dersiniz? 

Bakın ülkemizde bir şeyler ters gidiyor. Vatandaşın dar boğazı gençlere gençliğini yaşatmıyor. İnsanlar birbirlerinin acılarına, çığlıklarına duyarsız. Yaşanan olayın boyutu ne olursa olsun  bir haftanın sonunda sosyal medyada vur patlasın, çal oynasın.

 O kadar eminim ki; görevini iyi yapmış olsa önüne geçecek birçok şeyi olan kişilerin, bu kaostan kendini kurtarmak için halktan aldığı güçle "haydi havamız değişsin bir deniz havası alalım " diyecek kadar küçülüp, halkı kendi kaderine terk edip, hayatlarına devam edebilecek vasfa sahip olduklarına. Yazık!

Herkes demeyelim ama vatandaştan sorumluluk, görev isteyip musluğun başına oturanlar sadece kendi bahçesinin derdine düşüyor. Neden ?

Partilerde kimse kusura bakmasın teşkilatların değil paranın hükmü geçiyor. Desen ki: Yok öyle değil! Hayret! "Parayla vekil sırası değişiyor söylentileri nereden çıkıyor peki Canım Kardeşim?" 
Manav Abdi ile Kasap Rıza 'nın işi mi bu ithamlar? 

Kafamıza düşen meyveden de mi ağaç suçlu? 

"Türkiye  için şunu yaptık , Muğla için bunu yaptık" dediğin yerde sen liste hesapları yaparken, iftarını etsiz yavan yapanlar da var, işsiz olanlar da var, 20 yaşında olup intihar edenler de  var!

Benim merak ettiğim de şu : Bu kadar varın içinde sen neredesin ? 

Velhasılı "Ateşten gömlek"diyoruz turuncu ceket mi sanıyorsunuz  anlamadım gitti! 

Haydi selametle...

Bu yazı toplam 2138 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
CANAN BAYKIZ Arşivi
SON YAZILAR