“Muğla’da basın yok” bu tırnak içi sözler bir resmi kurumda çalışan devlet memuruna ait. Gerçi işlerine gelmeyen bir durum olunca herkesin kurduğu cümle bu. Genelde “burada bu var yazsanıza kardeşim” şeklinde yaklaşımlarla gelip peki o zaman sen açıklama yap bende bu açıklama üzerinden haberi yapayım dediğimizde ise arkasına bile bakmadan koşarak uzaklaşanlar bu cümleleri çokça kurar oldu. Bir yandan da yaptıkları yanlış uygulamalar ve yanlış açıklamalarla haberlere konu olanların bizleri densizlikle suçlayarak bölgemizin en önemli ürünlerinden biri gibi (Zeytin yağı) üste çıkma telaşındalar. Hemen kısa bir hatırlatma yapalım bizler yumurtayı bile kulaklının içine zeytin yağla sığdırıveririz.
***
Gelim Muğla’da basının olmamasına! Muğla ili vasıflı gazete olarak nitelendirilen 32 gazeteye sahip. bunun yanında haftalık, aylık ve üç aylık olmak üzere çıkan toplamda 98 mevkute var. Bu mevkuteleri görmezden gelenlere bir örnek verelim İstanbul’un toplamda çıkan mevkute sayısı ise sadece 54. İstanbul nüfusu ile Muğla nüfusunu karşılaştırırsanız kaç kat yapıyor ben hesaplayamadım. Zira eğitim ve öğretim gördüğümüz dönemlerde bizlere oran ve orantıyı öğle öğrettiler ki böyle bir oranı hesaplayarak İstanbulluları üzmek istemiyorum.
***
“Muğla’da basın yok” cümlesini kuranlara birkaç nemli noktayı hatırlatmak istedim. Gazetelerde sizin okumanız için önünüze gelene kadar birçok işlemden geçer her işlemin bir maliyeti vardır. Sizlerin 25 kuruşa alarak okuduğunuz gazetelerin kağıt maliyeti bile üç liranın altında değildir. Ancak bu aradaki farklar reklam ve ilanlarla sulbünse edilerek çoğu zaman da zararına çıkar. Böyle bir ortamda okuyucularında desteklerini alarak ayakta kalmaya çalışır. Muğla ili genelinde gazetelere reklam vererek destek olanların ve reklam piyasasında yer alacak sektörlerin az olması yerel gazetelerinde kazançlarının düşük olmasının en önemli sebeplerinden biridir.
***
Zor şartlar altında kimi zaman aç susuz kim zamanda uykusuz sizlere haberleri ulaştırmak için çaba veren bu sektörde istihbarat şeflerinden sahada o haberi takip eden muhabire, sayfalarda haberin duruşunu hazırlayan grafikerden, gazete baskısını yapan matbaa ustasına ve bu gazetelerin sizlere kadar ulaşmasını sağlayan dağıtıcıların gösterdikleri Donkişot gibi emeklerini görmezden gelip bol keseden hiçbir dayanağı olmadan ellerine geçirdikleri bir sosyal medya hesabından oradan buradan çaldıkları üç beş tespitle işlerine geldiği gibi yorum yaparak, kendilerini bu meslekten ekmek yiyenlerle aynı kefede görerek sizde basın mısınız bakın ben yaptım oldu tavrındaki arkadaşları birde er meydanında görmek isteriz. Bellimi olur belki ben yanılırımda il genelinde çıkan mevkute sayımız artmış olur. Hodri Meydan….