“Yakışıksız ve saygısızca davranan, yüz bulmuş, densiz, şımarık, münasebetsiz, haşarı.” Bu tırnak içi cümlede kullanılan tabirlerin tamamı biz gazeteciler için son dönemde Muğla’da ki yerel siyasetçiler tarafından çok kullanılır oldu. Kullanılan cümlelerin içinde fütursuzca bir saldırı mekanizması olarak neredeyse dillerine yapıştı. Peki, basın mensupları bunları hak edecek ne yaptı? Sayalım…
***
“Kadının Kıllısı ayıya benzer”, “Cumhuriyet için 15 Temmuz’a kadar hiç bedel ödenmedi”, “İhaleyi alan amcam değil akrabam”, “Sözleşmeyi biz yapmadık”, “Tünelden para veren geçer, istemeyen dağ yolundan gider”, “Kendini bilmez, densiz basın” işte bunları yazan halkın bunları bilmesi gerektiği için objektif olarak görevini yapan gazeteciler densizlikle suçlanıyor. Hatta TOKİ fiyatları üzerinden partilerinin yıpratılmak istendiğini öne sürecek kadar da hilafıhakikat ve irrealist açıklama yapmaktan da geri kalmıyorlar. Halbuki ilk eğitim yıllarında öğrenilin bir kuraldır. 170 bin, 35 binden büyüktür. Muğla’da yapılan dar gelirlinin barınma ihtiyacını giderecek konut 170 bin Denizli’de yapılan konut 35 bin. Demek ki dar gelirli kıstasları ilin plakasıyla orantılı değişiyor. Bunlar yetmezmiş gibi birde dar gelirlileri küçümseyen onları hor gören bir açıklamada bir belediye meclis üyesinden geliyor. Aslen İnşaat Mühendisi olan ve ikamet ettiği ilçede müteahhitlik yapan bir siyasetçi TCK’nın (Türk Ceza Kanununun) 125-131 arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiş Hakaret suçu iki farklı şekilde işlenebilir: a-) Belli somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığının zedelenmesi, b-) Genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi, rencide edilmesi. Hakaret suçu doğrudan kişinin birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu ile sosyal bir kavram olan “şeref” ve kişinin özsaygısı korunmaktadır… Dalaman Belediye Meclis üyesi TCK'nın 125-131inci maddelerini ihlal etmekten de geri kalmıyor. Sözüm ona topluma örnek teşkil edecek bir makamda bulunana meclis üyesi kendi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımında, “Alt gelir grubunda olduğunu iddia eden arkadaşların Muğla'da ne işi var? Adana'da iş çok, yaşam ucuz, yeme içme ucuz, Toki yarı parasına daire satıyor. Şikayeti olan Adana'da çok daha kaliteli yaşasın” diyor.
***
Bu kadar densizliğin içerisinde bunları haber yapan köşelerine taşıyan meslektaşlarım DENSİZ olarak tabir ediliyor. haddine düşmeyen şeyleri yapan, sınırlarını aşan, gerektiği yerde gerektiği gibi davranmayan, kendinden bihaber olan kişilere hatırlatma yapmak da biz gazetecilerin boynunun borcu. Peygamber efendimiz, “Ben bir aynayım, bana bakan kendini görür. O adam bana baktı kendini gördü, kendi özelliklerini söyledi. Ebu Bekir baktı kendini gördü ve kendi özelliklerini söyledi” buyuruyor.