CANAN BAYKIZ

CANAN BAYKIZ

Aktivistler Siz Yeşili Nasıl ve Neresinden Seversiniz?

Aktivistler Siz Yeşili Nasıl ve Neresinden Seversiniz?

Bir ülkenin yarını üretimle, istihdamla ve geleceği inşa edecek projelerle mümkündür. Muğla’nın dört bir yanında harekettesiniz. Her şeye muhalif ve yapılması muhtemel gelecek vadeden projelerden rahatsızlığını dile getiriyorsunuz. Yalnız belli başlı projelere karşıtlığınızı ifade ederken sahaya çağırdınız isimler gözümüzden kaçmıyor.

Sahalarda Türkiye Yeşil Sol Partisi Genel Eş Sözcüsü İbrahim Akın geziyor. Köylüye sesleniyor ve diyor ki: “Devletten ormanı koruyoruz” yani halkı devlete karşı örgütlenmeye teşvik ediyor. Sonra hız kesmiyor “Almanya’dan selam getirdim” deyip Alman siyasetinden dem vuruyor. Facebook’ta Yeşil Sol Parti’nin grubuna girip merak eden “adsız” diye isimlendirilen dosyaları kendi gözleriyle izlesin. Seçimlerde “Muğla’dan HDP’nin bir milletvekili var” söylentilerinde hiç kuşkusuz emekleriniz yadsınamaz.

Devletin bir enerji politikası vardır. “Gelişmemiş ülke olduğumuz için oluyor bunlar” diyenlere sesleniyorum. Adınız Kanada bile olsa değişmez. Ha ne olur? Burada kömür çıkar orada petrol. Ama devlet toprağın altı üstünden daha fazla değere hükmediyorsa gelecek planlarını fırsat maliyetlerine bakarak yapar. Kamulaştırma hususunda eleştiri götürür yanları çoktur, iyileştirme yapılmalıdır. Ancak enerjisiz kalmamak için, istihdamın devamını sağlamak ve devletin bekasına hizmet etmek için köylü yıllardır kendinden vermiştir. Termik santralleri ülke için şu an maalesef ikamesi geliştirilmediği için devamlılığı zorunlu durumdadır. Ancak Yatağan Termik Santrali gibi birçok santralin yenilenebilir enerji yatırımlarına başladığını Çin’den gelen ekiple yol yürüdüğünü biliyoruz. Yani dönüşüyorlar ve buna devlet tarafından zorunlu kılındılar.

Şehrinizde üç termik santrali varsa üstelik “Muğla Beyazı” adı verilen ve mermer üretiminde dünyada ün yapmış mermer ocaklarına sahipseniz kusura bakmayın ama bu tesislerin bertaraf fabrikası olarak anılan Çimento Fabrikası şehrinizde yine devletin 7/24 gözetiminde ve yasaların hükümlerine uyarak var olacak.

Enerji kadar önemli bir diğer sac ayağı hiç kuşkusuz turizmdir. Kimsenin zoruna gitmesin ama turizm gelişerek devam etmek zorundadır.  Muğla için 12 ay kesintisiz turizm vaadi şehrin ileri gelenlerinin dillendirdiği önemli hedeflerdendir. Bu kapsamda devletin yüklediği sorumlulukları eksiksiz yerine getiren projeler desteklenmelidir.

Mesela yazları turizmin etkisiyle canlanan Marmaris İçmeler kış aylarını ölü sezon olarak geçiriyor. Termal suları ile 4 mevsim hizmet verecek olan tesis kış aylarında da misafir ağırlayarak bölgeye yaz kış canlılık getirecek. 30 yıl bekleyen bir enkazı 400 milyon dolarlık bir yatırımla Marmaris’e kazandıracak SİNPAŞ bu işi üstlendi diye veryansın edenler aktivistler sizleri neden mermer ocaklarına karşı çıkarken göremiyoruz? Ya da orman yangınlarında köylülerin canla başla yaptıkları mücadelelerin önünde yer alırken?

Bakın köylüler başı sıkışınca madencilerden, inşaatçılardan, iş adamlarından destek alıyor. Yakın zamanda yaşanan depremde enerji, turizm ve inşaat sektörünün temsilcilerinden ciddi destekler sağlandı. Ülke geleceği için çalışan, üreten, illegal işleri olmayan devlet ile işbirliği içinde devlet için çalışan şirketler kösteği değil desteği hak ediyor.

İşinize gelmeyince dava üstüne dava açıyorsunuz. Ama bir gazeteci olarak soruyorum: gerçekten derdiniz ağacın yeşiliyse neden meydanlarda Almanya’dan selam getiriyorsunuz?

Emin olun madenci de seviyor yeşili, turizmci de seviyor. Ama üstlerinde doların yeşilini, yabancı markalardan dağıtılmış alın teri olmayan tulumu ne gördük ne duyduk daha!

Bu yazı toplam 1615 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
CANAN BAYKIZ Arşivi
SON YAZILAR