“Biraz önce hava almak için balkona çıktım. Kömür kokusundan o kadar rahatsız oldum ki, fazla duramadım. Geçen yıl bu kötü koku yoktu ki, daha tam olarak kış gelmedi.”
Bu ifadeler yakın bir dostumla kurmuş olduğum iletişimden bir kesit.
Malumunuz kentimiz doğalgaza kavuştu. Bu yakıt şekli, hava kirliliğinin de önüne geçer nitelikte ancak kentte, bulundukları mahallelerle alakalı doğalgazla buluşamayan yerleşim yerleri de var.
Doğal olarak soba ile ısınma geleneği de devam etmekte. Zaman zaman kömür kokusunu duymuyor değiliz.
Ancak bu koku doğalgaz bulunan yerlerde var ise, insanın aklına ekonomik sebepler de gelmiyor değil.
“Acaba vatandaş doğalgaz faturasından imtina ederek, soba mı yakmaya başladı?” diye düşünmeden edemedim.
Sebebini elbet konunun muhataplarıyla görüşür, bilgilenir, siz okuyucularımıza aktarırız.
Malum konunun muhatabı olan kurumlardan bilgi alabilmek özellikle bu dönemde çok ta kolay değil. Esnek çalışma döneminin yanın da bürokratik gerekçeler var ama bu konuya eğileceğiz.
Muğla doğalgazdan önceki dönemlerde hava kirliliğinde üst sıralarda yer alırken, gelinen noktada ne durumda bunu kamuoyuyla paylaşacağız.
***
Yaşanan her gelişme beraberinde farklı konulara çağrışım yapabiliyor. Geçtiğimiz hafta Ula Belediye Başkanı İsmail Akkaya’nın ani vefatıyla üzüldük.
Akkaya sevgi seli içerisinde toprağa verildi. Merhum başkana Allah’tan rahmet, Ula halkına başsağlığı diliyorum.
Daha önceki yazılarımda sözünü ettiğim için okuyanlar hatırlarlar, yerel seçimlerde partilerden çok, aday portföyünün etkili olması gerektiğini savunanlardanım.
Yani iş yapabilitesi, halka yakınlığı, projeleri, kadroları gibi unsurlarla birlikte.
İsmail Akkaya’nın vefatıyla bunları düşündüm.
Özellikle, yerel yönetim seçimlerindeki tercihini daha çok CHP’li adaylardan yana kullanan Ula halkı, ilk değişimi 2009 yılı yerel seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı Nadi Şenkal’ı göreve seçerek gerçekleştirdiğini zihnimde canlandırdım.
Şenkal 35.30’luk oy oranıyla en yakın rakibi durumundaki AK Parti adayı Nasuh Kanat’ın önünde seçimi yaklaşık % 6’lık bir farkla göğüslemişti.
CHP’nin adayı o dönem Merih Ekmekçi idi ve seçimi % 21.50’lik oranla üçüncü sırada tamamlamıştı.
Böyle bir tabloda görevine başlayan Şenkal, özellikle su sorununun çözümüne ilişkin çalışmalarıyla öne çıktığı gibi, belediye hizmet binasını da daha modern bir hale getirmişti.
Şenkal görevinin 3’ncü yılında yani 6Kasım 2012 tarihinde, aldığı karar ile iktidar partisi olan AK Parti saflarına katıldı.
Şenkal, ilk başkanlık dönemini tamamlayıp, ikinci dönemi için 2014 yerel seçimlerinde tekrar aday oldu.
Bu defa rakipleri CHP’nin başkan adayı alışıla gelmiş Ümit Karaarslan ile MHP’den de dönemin CHP’li Akyaka belde Belediye Başkanı Ahmet Çalca idi.
Seçim tamamlandığında ipi bu defa 2009 yerel seçimlerinde üçüncü olan CHP’nin adayı Ümit Karaarslan % 42.96’lık oy oranıyla göğüslemişti. Çiçeği burnunda AK Partili Nadi Şenkal 34.83, eski CHP’li MHP adayı Ahmet Çalca da 18.04’lük oy oranında kalmıştı.
Şenkal’ın başarısız bir dönem geçirdiğini söylemenin güç olduğu ilk başkanlık döneminde, partisinden ayrılıp, AK Parti’ye geçişi belli ki Ula halkından kabul görmemişti ve Şenkal dönemi kısa süreli bir başkanlık dönemi olarak sonlanmıştı.
Şenkal’ın siyasi hayatı neredeyse daha başında sonlanırken, yılların başkanı ve hep adayı CHP’li Ümit Karaarslan’ın dönemi sonlanmamış, devam ediyordu.
Karaarslan, yeni isimlerinde aday adayı olduğu 2019 yılında yine CHP’nin adayı olmayı bildi. Karaarslan, kendisi istemediği sürece bir başkasının Ula’da aday olması mümkün değilmiş gibi bir görüntüyü de sağladı.
AK Parti, 2019 seçimlerinde dönemin Akyaka belde Belediye Başkanlığı görevini uzun yıllar yürütmüş merhum İsmail Akkaya’yı, İYİ Parti ise, Bekir Tavas’ı aday göstermişti.
Böyle bir aday kadrosuyla ile girdi Ula 2019 yerel seçimlerine.
Yapılan oylamanın sonlanıp, sayımların tamamlanmasının ardından İsmail Akkaya, CHP’nin sürekli adayı olan Ümit Karaarslan’a ilk yenilgiyi tattıran aday olarak seçimi kazanmıştı.
Hem de önemli bir farkla.
Akkaya seçimi % 46.47 ile kazanırken, CHP adayı Karaarslan % 40.85, İYİ Parti adayı Bekir Tavas ise, % 10.72’lik oranda kalmıştı.
***
2009 yılından 2019 yılına kadar olan 10 yıllık sürede, Ula ilçesinde vücut bulmuş yerel seçimlerin analizini bir kez daha değerlendirme gereği duymamın asıl sebebi, Ula seçmeninin yerel yönetime başkan seçerken ortaya koyduğu seçmen refleksiydi.
2009 yılında mecliste grubu bulunmayan Demokrat Parti’nin adayını göreve getiren ve ardından “biz senin başka bir yere geçmen için seçmedik” dercesine mevcut başkan Şenkal’ı, AK Parti’den girdiği seçimde tekrar seçmeyen ama üzerinden geçen 5 yıllık süreçte Şenkal’ın yerine seçtiği CHP’nin adayı Ümit Karaarslan’ı da, AK Parti’den seçime giren İsmail Akkaya karşısında göreve seçmeyen bir seçmen refleksi.
Nadi Şenkal’ı seçildiği yıl olan 2009’da seçimin ikincisinin AK Partili Nasuh Kanat olduğundan yola çıkarsak, Ümit Karaarslan’ı çok defa göreve getirdiği halde son yerel seçimlerde AK Parti’nin adayı İsmail Akkaya’yı başkanlığa getiren Ula seçmeni, CHP’li adaylar dönemlerinde daha çok partiye, Nadi Şenkal ve İsmail Akkaya ile ise, adaya oy vermiş gibi görüntü sergiledi.
Başkan Akkaya’nın CHP seçmeninden bile oy aldığını bildiğimizden dolayıdır ki, Ulalının, partiye değil, adaya oy verdiğini net bir şekilde de ifade etmek mümkün. Aksi takdirde, “mış, miş” demek mesnetsiz kalacaktır.
Bu seçmen refleksinin sinyalleri, 2009 yılında verilmeye başlanmıştı demek ki.
Başkan Akkaya’nın ani vefatı, yarattığı üzüntünün yanında, zihnimde bu değerlendirmeleri de beraberinde getirdi.
Yerel seçimlerde Ula seçmen yapısının, şehrimizde de hizmeti başlıca odağına koyan ve partiden çok adayları değerlendiren bir seçmen yapısına dönüşmesi anlamında örnek teşkil etmesini diler, merhum İsmail Akkaya’yı bir kez daha rahmetle anarım.