İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde sosyal devlet ve sosyal belediyecilik anlayışlarının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlamış olduk.
Önemli derken bu kavramların sadece dile pelesenk edilmiş birer mevhum olup olmadığının da adeta muhasebesini yapma fırsatı da bulduk.
Bu kavramaları öne çıkarırken, Bodrum Belediyesi’ne kısa da olsa dikkat çekmek isterim. Bodrum Belediyesi coronavirüs salgını ile mücadele kapsamında işini ve gelirini kaybeden vatandaşlara destek olmak amacıyla bir dizi kampanya başlattı.
Bodrum Belediye Başkanlığı; “Şimdi dayanışma zamanı” sloganı ile hayata geçirdiği kampanyalar kapsamında işini ve gelirini kaybeden vatandaşlara su, elektrik faturası ile kira ve yakacak yardımı yapacağını duyurdu.
Sadece vatandaş mı hayır esnafını da düşünmüş Bodrum Belediyesi.
Pandemi sürecinde faaliyetleri durdurulan işyerleri ve tek-çift stant uygulaması nedeniyle sürekli tezgah açamayacak olan pazaryeri esnafına da destek olmak amacıyla bir kampanyayı da hayata geçirmiş.
Buna göre esnaflar, dilekçe ile belediyeye yazılı başvuru yapmaları halinde, işyerlerinin kapalı kaldığı süre için Evsel Atık Bertaraf Ücreti ödemeyecek.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Salgınla mücadele tedbirleri nedeniyle hayatın durma noktasına geldiği bu günlerde, Bodrum’da ihtiyaç sahibi bir kişi bile kalmasın istiyoruz. Ailelere, çocuklarımıza ve çaresizlik hisseden vatandaşlarımıza sahip çıkmak ve bu süreci hiç kimseyi geride bırakmadan atlatmak adına belediye olarak hem üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapacağız, hem de bizi her gün arayarak paylaşmak istediğini belirten yurttaşlarımızla ihtiyaç sahiplerini buluşturacağız. Dileyen vatandaşımız bir ailenin su ya da elektrik faturasını ödeyebilir, bir diğer aileye kira yardımında bulunabilir” çağrısında bulundu.
Bu ifadeler anlamlı ifadeler.
Bu duyarlılık içerikli ve sosyal belediyecilik kavramının özde karşılığı olan insani tutumu hayata geçiren Bodrum Belediyesi’ni Başkan Ahmet Aras nezdinde kutluyorum.
Bu kampanyalar, bu zor günlerde toplum dayanışmasının en güzeli örneği sayılabilir.
Bu işler Menteşe kent merkezinde ise, basit bir grafikle hazırlatılmış sosyal medya çağrısıyla yürütülmeye çalışılıyor.
Aslında çok ta şaşırdık mı hayır. Ne bekleyebilirdik ki?
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Elbette ki son günlerde şehrimizde başlatılan “Alışverişlerinizi yerel esnaftan yapın” çağrıları duyarlılık kokan hareketler gibi algılansa da, ne yalan söyleyeyim benim oturduğum yerden, hala içi boş, günü kurtarmaya yönelik yaklaşımlar olarak gözükmekte.
Bu konuya kafa yoramayanların kolayı seçerek, sosyal medyadan iş yapıyor görüntüsü yaratma çabalarından başka bir şey değil gibi geliyor sanki bana.
Muğla ekonomisinin dışarıya gidişine izin verenlerin, vazifesi olmadığı halde esnafıyla rekabet eden işletmeler açanların, insan sağlığını hiçe sayarak, şov kokan söylemlerle “yaz okulu açılsın” saçmalığını ortaya atanların, pandemi döneminde panayırlara izin verip, sonra çark eder nitelikteki açıklamalarda bulunanların, kentin küçük esnafının yaşamaya çalıştığı bölgelerde insan sirkülasyonunu sona erdirenlerin bu çağrıları daha öncelerden neden yapmadıklarını merak ediyorum.
Ya da bunu neden dert etmediklerini veya ses çıkarmadıklarını…
Şimdi yapılan “dostlar alışverişte görsün” anlayışından başka bir şey değil.
Ne kadar yaratıcı bir çağrı değil mi?
Anlaşıldığı üzere kalıcı ve etkin fikirler ortaya koyacak düşünsel yapı eksik gibi görünüyor, bu konuların muhatabı sayılan Menteşe mecralarında.
Bu çağrıyı yapanların pandemi döneminde, vatandaşı alışveriş yapmasını istedikleri yerel işletmelerden işine son verilen insanların düştüğü zor durumu da düşünerek, esnafına daha kalıcı destekte bulunabilecek uygulamalar ortaya atmaları gerektiğinin önemine dikkat çekiyorum.
Öyle basit bir sosyal medya çağrısıyla değil.
Lafa peynir gemisi yürümüyor, uygulamanın önünü somut hareketler görmek istiyoruz.
Bu nedenle Bodrum Belediyesi’nin akılcı ve somut nitelikte ortaya sunduğu kampanyayı yürekten destekliyor ve bir kez daha kutluyorum.