Bugün Bodrum Belediyesi bahçesinde, Türkiye’deki sosyal belediyecilik anlayışının sınıfta kaldığını gösteren bir tablo ortaya çıktı.

Bodrum’da çocuklarını belediyenin kreşine gönderen ailelerin, okul ücretlerine asgari ücretin üzerinde yapılan zamma gösterdiği tepki, Türkiye’nin güncel sorunlarının önemli bir yansıması olarak gündeme geldi.

Türkiye’de her şeyin aşırı zamlanması ve bunun ürünlere ve hizmetlere yansıması, halkı çaresizliğe sürüklüyor. Bodrum Belediyesi’nin, sosyal belediyecilik anlayışıyla bu hizmeti Bodrumlulara sunmasını takdir ediyorum. Ancak kar amacı gütmeyen bu tür hizmetler, artan maliyetler nedeniyle zor duruma düşüyor.

Tamer Mandalinci Kelimelerini Özenle Seçti

Tamer Mandalinci, velilerle Bodrum Belediyesi önünde yaptığı kısa görüşmede, son derece nazik bir üslupla maliyetlerin kaçınılmaz olarak arttığını vurguladı. Ancak veliler, kreş ücretlerinin 9.500 TL’den 17.500 TL’ye çıkarılmasını kabul edilemez buldu. Bu durum, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci için hassas bir konuydu; çünkü karşısında çocuklu aileler vardı.

Hümanist Yaklaşım Sergiledi

Başkan, velileri kırmamaya ve çocukları üzmemeye büyük özen gösterdi. Ancak, ülke koşulları maalesef siyasiler ile vatandaşları böyle zor durumlarda karşı karşıya getiriyor.

Yama Yaparak Bu İşler Yürümüyor

Türkiye’de belediyelerin, başka hizmetlere zam yaparak farklı hizmetleri sübvanse etmesi, dünyada yaygın olan bir anlayış değil. Tamer Mandalinci’nin de vurguladığı gibi, Bodrum Belediyesi’ndeki bazı fiyatları artırarak kreş gibi diğer hizmetleri ucuzlatma yaklaşımı da çok adil değil. Bu nedenle, sosyal ağırlıklı hizmetlerde merkezi hükümetin bütçesinden destek şart.

İsveç’te Nasıl Uygulanıyor?

Sosyal devlet anlayışının en güçlü uygulandığı İsveç’te yaşadığım için, bu ülkedeki kreş eğitiminin belediyeler tarafından karşılandığını biliyorum. Bu durum, sosyal devlet sınırları içinde olduğu için merkezi hükümetin genel bütçeden sağladığı destekle mümkün olabiliyor. Kreş ücretleri, her ailenin gelirine ve yuvaya giden çocuk sayısına göre, aile bütçesini zorlamayacak şekilde belirleniyor. Böylece bir belediye başkanı, velilerle karşı karşıya kalmıyor ve kendini kötü hissetmiyor.

Bugün Bodrum Belediyesi önünde velilerle Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci arasında geçen diyalog, günümüz Türkiye’sinin fotoğrafını yansıtan son derece önemli bir örnekti.

Kelin Merhemi Olsa Başına Sürer

Tamer Mandalinci’nin velilerle kurduğu diyalogu dinlerken, “Kelin merhemi olsa başına sürer” atasözümüzü hatırladım. Bodrum Belediyesi, ekonomik zorluklar nedeniyle gayrimenkullerini satışa çıkarmış durumda. Bu yüzden Mandalinci’nin, Bodrum Belediyesi kaynakları açısından eli kolu bağlı. Bu durumda bir belediye başkanının diyebileceği tek şey, “Maliyetleri tekrar gözden geçiririz ve sizinle istişare ederiz” olabilir. Çünkü Mandalinci’nin imkânı olsa, bu konuda daha fazlasını yapacağından eminim. Ancak artık bu tür hizmetler, belediyelerin kapasitesini aşıyor. Hem veliler hem de Mandalinci haklı. Haksız olan ise ülke ve yönetim sistemi.

Genel Bütçeden Pay Verilmeli

İsveç’teki kreş sistemini örnek gösterdim; devlet desteği bu sistemin temelidir. Aksi takdirde, her iki tarafın da üzüldüğü ve mutsuz bir toplumun oluştuğu bir düzen ortaya çıkar. Mutlu bir toplum olabilmek için bu tür çözümleri araştırıp uygulamaya koymak gerekiyor.

Tandoğan Uysal