Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ‘Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’i 1 Mart Tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre Yapılan yönetmelik değişikliğiyle, madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, bu faaliyetlerin bitiminde sahanın rehabilite ederek eski hale getirileceğinin taahhüt edilmesi şartıyla zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına izin verileceği söylendi.
Eski haline getirilme şartı konulmuş fakat bir zeytin ağacının yetişme ve hasat verme süresi hesaplanmamış sanırım.
Gördüğümüz üzere köylünün ve üreticinin geçim kaynakları büyük şirketlere kurban ediliyor.
Bunun yanı sıra o kurban edilenlerin arasına havamız, suyumuz, toprağımız da giriyor.
Geçtiğimiz gün Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda açılmak istenen kömür ocağı için yeniden bilirkişi keşif yaptı. Fakat keşif öncesi maden yönetmeliğinde değişiklik yapılması çok manidar oldu. E doğal olarak yapılan değişiklik tepkilere neden oldu.
Konuyla ilgili CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban ise, “Milas Akbelen dâhil ülkemizdeki bütün zeytinlikler yağma ve talana açıldı. Türkiye, zeytinin genetik anavatanıdır. Bir avuç yandaşın maden sahasının genişletilmesi uğruna yapılan bu değişiklik zeytine, çiftçiye, tarıma, doğal hayata ihanettir, kabul edilemez” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bir diğer tepki de Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’den geldi. Başkan Gürün yaptığı açıklamada, hukuki süreç başlatacaklarını belirterek, “Bu mirası koruyarak geleceğe taşımak en temel görevimiz” dedi.
Köylünün en büyük geçim kaynaklarından birini elinden almasının güle oynaya karşılanması da beklenilemezdi zaten.
Zeytinliklerin değerinin herhangi bir maden değeri ile ölçülebileceğini de sanmıyorum. Zeytinlikler bu ülkenin servetidir.
Yunan mitolojisinde M.Ö. 17. yüzyılda kurulan bugünkü Atina ile ilgili bir anlatım da zeytin ağaçları ile ilgili çok haklı bulduğum bir kısa kesiti de paylaşmak istiyorum.
***Anadolu’nun Ege kıyılarını ziyaret eden Homeros bir gün zeytin ağaçlarının altında dinlenir ve ağaç Homerosun kulağına fısıldar: “Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonrada burada olacağım” ***
Evet biz gelmeden önce de oradalardı dilerim biz gittikten sonra da orada olmaya devam ederler.