Muğlaspor son haftalardaki çıkışıyla taraftarını play-off yolunda ne kadar umutlandırsa da, sanki bir kesim de var ki, bu gidişata gölge düşürmeye niyetli.
Alınan bir iç saha beraberliğiyle yönetimi değil de, özellikle Başkan Erol Kapiz’in istifaya çağrılmasıyla başlayan kişi merkezli algı yürütme süreci, her galibiyetten sonra daha da tırmandırılıp, özellikle sosyal medyadan herkesin neredeyse galibiyetten pay sahibi olmaya çalıştığı bir sürece dönüştü. Kısa bir geriye dönük araştırdığımda neredeyse hiçbir kulüp başkanı bu yöntemlere maruz kalmamış gibi. Kulüp içi konuların sufleler yoluyla başka mecralarda gündeme gelmesi, spor kamuoyu açısından bakıldığında tam bir fiyasko. Bir kulüpte yöneticilerin ya da başkanın verdiği para miktarının sorgulanması ya da bu bilgilerin afişe edilerek itibarsızlaştırma algısı yürütülmesinin kabul edilebilir bir tarafının olmadığı düşüncesindeyim.
Birilerinin başarısız olmasına yönelik yürütülen tutumlar ya da başarısızlıktan mutlu olanlar, aynı akıbetin kendi başlarına gelebilecek olduğunu unutmamalılar. Bu insanlığın bir gereği. Bu gibi aleyhte propagandalar ili, ilin anakentinin markası olan takımına zarar veren unsurlardır. Bunu düşünmeyen veya konuya yönelik hesabı olanların bu hesabı göreceği yerler ise, genel kurullardır. Kulübün her başarısında bu başarıyı sahiplenmeye çalışan kesimlere bakıldığında, yönetimi ya da başkanı yok saymak, iyi bir hesap şekli olmadığı gibi etik bir yöntem de değildir. Özelikle bu polemik içeren paylaşımlara Muğlaspor’da yöneticilik veya başkanlık yapmış kişilerin dahil olmasının dışında, bazı basın mensuplarının da taraflık söylemlerindeki yaklaşımları da dahil. Bu tür yaklaşımlar bir maksada hizmet edildiğini ortaya koyar. Dışarıdan bakılınca bunun böyle bir mana oluşturduğu çok bariz görünüyor diyebilirim.
Elbette bu olumsuz tablonun yaratılmasında başkan ve yönetiminin de dahili vardır. Sanırım kulübün içyapısının deşifre edildiği kontrolsüz bir mekanizma oluşturulmuş. Mahrem kalmamış. Sokakta herkes her şeyi biliyor. Sanırım sızıntı var. Yalıtım ihtiyacı var. Gerek içeriden gerek dışarıdan kolay ulaşılabilen bir yapıyı tesis ederseniz, yaşanacak olanlara da şaşırmamanız gerekir. Şu anda yaşananlar tam da böyle cinsten. Nerede görülmüştür bir kulübün başkan ve yönetiminin yol sayıldığı bir spor kulübü. Takıma imkan sağlayanlar ve mesai harcayanlar yönetimler değil midir? Yönetimsiz bir camia oluşturmak ne kadar doğru? Spor kulübünden söz ediyoruz. İl takımından söz ediyoruz. Başarısıyla mutlu olduğumuz, başarısızlığıyla üzüldüğümüz bir alandan söz ediyoruz. Futbolda dün yok kabul ama başarıyı gölgelemek ya da başarısızlıktan beslenmek hep var. Taraftar taraftarlığını, yönetici yöneticiliğini, sporcu da sporculuğunu bilirse bu sıkıntılar yaşanmaz. Yoksa iç içe girmiş ve sermayesi sadece laf ve laflardan kurulu bir mekanizma hep süregelecektir. Bu da kulübe zarar verecektir. İlimizde spor da, siyaset veya dayanışma gerektiren konularla ilgili süreçler hep böyle yürüyor. Kimseyi memnun etmek de, mümkün görünmüyor. Kısacası herkesin derdi üzüm yemek olursa başarı ve mutluluk gelecektir. Niyet, bağcıyı dövmekse, zaten şu an yapılan da tam olarak bu. Ve sonuç, dedikodu kazanı hep kaynayacaktır.
Allah’tan Muğlaspor şuan düşme hattında değil de, play-off’a çok yakın. Play-off’ta hal böyleyse, düşme hattındaki yaşanacakları düşünmek bile istemeyiz. Allah düşmanın da mert olanını sunsun herkese. Düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışından yarar gelmeyeceğini toplum olarak öğreniriz umarım. Sanırım bu anlayış bugün Muğlaspor’da yaşananların bire bir karşılığını oluşturur nitelikte. Bu nedenle gün birlik-beraberlik zamanı diyerek, kalan maçlara Muğlaspor’un başarılı olmasını dileyip, desteklemek doğru olan olacaktır. Ondan sonra kim ya da kimler, kimi ya da kimleri başkan yapmak ya da yönetici görmek isterse ve bu alanda propaganda yapacaksa yapsın. Ama bunun vakti şuan değil. Takım hazır bir ivme kazanmışken, elini taşın altına sokanlara da haksızlık edilmemeli.
Muğlaspor sadece futbol takımı sadece futbolcudan veya birkaç kişiden oluşan bir oluşum değildir. Muğlaspor her kesimiyle ortak bir değerdir. Muğlaspor geçmişten günümüze bir camiadır. Bu camiaya hizmet etmiş herkes değerlidir. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama zor günlerde bu takıma sahip çıkmış kim varsa saygı duyulmalıdır. Takım desteklemenin ya da kişiye bağlı tepkisel yaklaşımların formülünün bu tür olumsuzluk içeren yöntemler olmadığına inanıyor, Muğlaspor’a bugün karşılaşacağı Diyarbekir maçında başarılar diliyoruz.
Bir de son olarak Kulüp Başkanı Sayın Erol Kapiz'e sormak isterim; bu noktaya nasıl gelindi?