Sonucu belli olan işler için, bir Muğla ağzıyla ifade etmek gerekirse, pandıma koparmayı çok seviyoruz.

Pandıma koparmayı Muğla ağzını iyi bilen Muğlalılar bilir.

Zaten Muğlalı siyasetçilerin sayılarını çoğalmasını da bu ağızları yerinde kullansın, bilsin diye istiyoruz ya.

Bunları bilmeyen siyasetçiler inanın içime sinmiyor.

Bu yöre, bu anlamda özel bir yöre.

O nedenle şive ve buna bağlı deyimleri kullanmayı önemsiyor ve seviyorum.

Ha bu arada; “Pandıma koparmak” ortalığı ayağa kaldırmak, velveleye vermek anlamında kullanılır.

Kısa bir ağız bilgilendirmesinden sonra nereden çıktı bu pandıma koparmakla ilgili giriş ona dönelim.

***

Günlerdir kamuoyunun nabzını tutmak amacıyla kaleme aldığımız CHP Muğla il kongresi süreci, neredeyse geleneksele dönüşmüş haliyle 8 Şubat’tan önce sonuçlandı.

Önce er meydanına soyunanlar, sonra da bizlerdik bu pandımayı koparan.

Tabi sonucu da kestirmiyor değildik.

En azından ihtimali yüksek buluyorduk.

Çünkü CHP, bildiğimiz CHP idi.

Bu da karara varılan sonla ilgili ihtimallerimizi kuvvetlendiriyordu.

Sadece çok kararlı ifadeleri en yetkin ağızlardan alınca konuyu varsayımlara, öngörülere ve yoruma açtık.

Hiç biri mesnetsiz değildi.

Adaylıklar açıklanıyordu..

“Şu, bugün, o, şu gün açıklıyordu” derken, kongrenin akıbeti netleşti nihayet.

Sonuç belli oldu.

CHP 8 Şubat’taki il kongresine tek aday mevcut Başkan Adem Zeybekoğlu ile girecek.

5 Şubat Salı akşamı yapılan toplantıdan bu sonuç çıktı.

13 ilçe başkanı, 3 milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkanının ortak kararı bu yönde oluştu.

Hayırlısı olsun.

Her türlü varyeteye rağmen, kuvvetle muhtemelliği aklımızın bir yerinde olan bu sonuca şaşırdık mı şaşırmadık.

Hatta bir sonraki sürecin hamlesini bile bilebiliyoruz artık.

O kadar da tecrübemiz ve birileri her zamanki gibi dedikodu etse de, hasbıhallerimiz var bizim.

Allah olmayana versin.

Hadi ona da değinmeden geçmeyeyim.

Bizim sözünü ettiğimiz hasbıhaller, sofralardaki hasbıhaller değil.

Bu konuda ilerleme kat edebilmiş de değilim, bilenler bilir.

Bunların rakı sofralarında konuşulduğunu düşünüp yorumlayanlar, bu işi en iyi kendileri yerine getirenlerdir.

Kişi kendinden bilirmiş işi.

Neyse biz efendiliğimizi muhafaza etmeye devam edelim ve konumuza dönelim.

***

Filler tepişir, çimenler ezilir.

Bu gerçek hiç değişmedi.

Adaylığı gündeme gelenler ve delegeler bu sözün karşılığını oluşturuyor.

Zaten günümüz siyasetindeki delege sistemi, önüne ne getirilirse yerine getirmekle yükümlü bir çalışan görünüm ve işlevinde.

Hal böyle olunca sonuca şaşırmak olmazdı.

Ancak, bir başka açıdan baktığımızda, bu sürece katkı koyduğumuzu da düşünüyorum.

Nasıl mı?

Tabi ki kongrenin CHP’lilerin deyimiyle demokrasi şölenine dönüşmesi anlamında.

Demokrasi şöleni deyince aklıma “Siyasetin tadı tuzu kalmadı” başlıklı yazımın altına yorum koyan sıkı CHP’li İbrahim Şimşek’in yorumu geldi.

Şöyle demişti Sayın Şimşek:

“Başkan bu kongre süreçleri, demokrasi şöleni olarak izah ediliyor. Şölen havasındaki toplantıların tadı tuzu olmaz mı?”

Manidar olan bu yorum, 4 Şubat akşamı, 8 Şubat günü için alınan kararın habercisi gibi değil mi sanki.

Ben öyle yorumladım.

***

Muğla CHP’nin il kongresi sürecini burada kapatalım.

Bu süreçte kamuoyunu biraz fazla meşgul etmiş olabiliriz.

Kusura bakmayın.

O zaman ne diyoruz:

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

Gerçi bu söz, sonu iyi biten masallar için söylenir ama…

Biz yine de herkesin mutlu olduğunu varsayarak, tekrarlayalım:

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.