Serbest Bırakılma Kararı Siyaset Üstüdür

Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması meselesi, siyasi partilerin inisiyatifinden çıkıp milletin iradesine bırakılması gereken, son derece hassas ve stratejik bir konudur. Öcalan, Türkiye’nin güvenliğini ve toplumsal barışını tehdit eden PKK terör örgütünün lideridir. Bu nedenle, onun özgürlüğüne kavuşması gibi bir kararın siyasetçiler tarafından değil, doğrudan Türk milleti tarafından verilmesi gerekir.

Referandumla Milletin İradesine Başvurulmalı

Bu kadar kritik bir meselede en doğru yöntem, meseleyi bir referandumla Türk milletine sormaktır. Milletin bu konuda vereceği karar, tartışmasız bir şekilde en sağlıklı ve meşru çözüm yolunu gösterecektir. Bu süreçte, siyasi partilerin kendi çıkarları doğrultusunda karar vermesi yerine, milletin iradesinin tecelli etmesi sağlanmalıdır.

Parti Görüşmelerinden Önce Halkın Kararı Önemli

Siyasi heyetlerin parti parti dolaşarak bir çözüm arayışına girmesi, meseleyi daha da karmaşık hale getirebilir. Türk milletine danışmadan atılacak her adım, toplumda kutuplaşmayı artırabilir ve güven sorunlarına yol açabilir. Oysa referandum, hem toplumsal birliği sağlamak hem de alınan kararın meşruiyetini pekiştirmek adına en doğru yöntemdir.

Toplumun Kararı ve Gelecek

Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ya da serbest bırakılmaması, yalnızca bugünün değil, Türkiye’nin gelecekteki güvenlik ve barış politikalarını da şekillendirecektir. Türk milletinin bu konuda vereceği karar, hem siyasetin hem de toplumun önünü açacak ve tartışmaları nihayete erdirecektir.

Karar Türk Milletinin

Bu meselede çözüm yolu açıktır: Siyaset üstü bir bakış açısıyla, halkın iradesine başvurulmalı ve Türk milleti bu konuda son sözü söylemelidir. Abdullah Öcalan’ın geleceği, Türk milletinin ellerinde şekillenmelidir.

Tandoğan Uysal