Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu, Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir büyüme elde edebilmesi için önerdiği ekonomi modelinde yapısal reformlara, teknoloji ve eğitime yatırıma, yargı bağımsızlığına ve sosyal adalete odaklanılması gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamlı reformlar, Türkiye’nin ekonomik potansiyelini ortaya çıkarmak ve gelir dağılımındaki adaleti sağlamak için elzem görülüyor. Acemoğlu, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, eğitim sisteminin güncellenmesi ve nitelikli insan kaynağının artırılmasının ekonomik kalkınma için kritik adımlar olduğunu belirtiyor.

Şu anki model buna uygun değil 

Ancak, mevcut iktidarın izlediği ekonomi modeli, daha çok kısa vadeli büyümeye odaklanarak düşük faiz ve yüksek kredi politikalarını içeriyor. Bu politika, genişletici maliye politikaları ve düşük faizlerle büyümeyi hızlandırmayı hedefliyor. Kısa vadede ekonomik canlılık sağlanırken, yüksek enflasyon ve artan fiyat istikrarsızlığı gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Teknolojiye yatırım ve yapısal reformlar ise bu modelde sınırlı kalıyor. Böylece, kısa vadeli büyüme hedefleri uzun vadeli sürdürülebilirliğe zarar verebiliyor.

Muhalefet daha uygun 

Muhalefet partileri, Daron Acemoğlu’nun önerdiği yapısal reformlara daha yakın bir ekonomik model sunuyor. CHP, İyi Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi gibi partiler, yargı bağımsızlığı, eğitimde yenilik, sosyal adalet ve teknolojiye yatırım gibi unsurları öne çıkaran bir yaklaşımla uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor. Bu partiler, Acemoğlu’nun belirttiği gibi ekonomik kalkınmayı verimlilik artışıyla sağlamayı, işçi haklarını iyileştirmeyi ve gelir dağılımındaki adaleti tesis etmeyi amaçlıyor.

Türk ekonomisinin reformlara ihtiyacı var

Türkiye’nin ekonomik potansiyelini gerçekleştirebilmesi için kısa vadeli büyüme hedeflerine odaklanan mevcut ekonomi politikaları yerine, uzun vadeli ve kapsayıcı bir ekonomik dönüşüm gerekiyor. Acemoğlu’nun çizdiği çerçevede önerilen reformlar, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlamak ve küresel rekabet gücünü artırmak için önem taşıyor. Bu reformlar gerçekleştirilmediği sürece, kısa vadeli büyüme modelleriyle sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmaya ulaşılması zor görünüyor.

Tandoğan Uysal