Ülkece en çok ihtiyacımızın olup da, türlü sebeplerle en az tedavi edildiğini düşündüğüm ‘psikoloji ’diye bir sorunumuz var. Oysa bu kadar mutsuz bir toplumken kendi gerçeklerimizi kabul etmiyor, reddediyoruz. 

Ben kaçınmamızın en büyük sebebini öteden beri psikolojik sıkıntı deyince giydirdiğimiz ‘deli gömleği’ figürüne bağlıyorum. Gözünüzde canlandı mı? Zorla bir yere kapatılan, kolları bağlı, beyaz elbiseli bir insan. Toplum olarak en kötüsüne odaklı yaşadığımızdan, böyle söyleyince hepimizin gözünde aynı görüntünün canlanacağına eminim. Âmâ durun belki de o kadar klinik vaka değilizdir.

İkinci olarak psikoloğa gitmenin bir şey değiştirmeyeceğini düşünmek. Ruh halimizde; çevremize göre sıkıntının en zorunu, en farklısını yaşadığımızı düşündüğümüzden karşımızdaki insanın bizi asla anlamayacağını, hatta bütün mesleki vakıflığına rağmen bize çözüm bile olamayacağını düşünüyoruz. Bir diğer sebep ise toplum baskısı ya da kaçınması da diyebiliriz.

Millet olarak en çok kanayan yaramızdan biridir ‘el âlem ne der ?’  korkusu. Kendimize deli dedirtmemek için bütün hızımızla tedaviden kaçıyoruz. Oysa kanser nasıl tedavi edilmeden iyileşmiyorsa psikolojimiz de tedavi edilmeden iyileşmiyor. Hatta tedavi edilmedikçe türlü hastalıkları da peşine takarak bize dönüyor.

Danışmana başvurmak bir yana kendimizi de dinlemiyoruz aslında. En çok kendimize sormuyoruz nasıl olduğumuzu. Bize ne iyi gelir, ne keyiflendirir? Sözüm meclisten dışarı pek çoğumuz iyi değiliz. Artan intiharları, suç oranını geçtim sokakta gördüğümüz komşumuzu, mahallenin esnafını selamlamıyor, gülümsemiyoruz artık. Ahlaki olarak pek çok değerimizin üzerine bir bardak su içtik. İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan güven duygusunu da kaybettik. Bu kadar kayıptan sonra artık sormalıyız kendimize  ‘’Ben iyi miyim ?”.

Biliyorum ki sadece yaşamı idame ettirmeye kurulu sistemimizde iyi olmak lüks gibi geliyor.
Artan mesai saatleri, maddi imkânsızlıklar, gelecek ve hatta bugün kaygısı kendimize nasıl olduğumuzu sorma fırsatı tanımıyor. O halde soruyorum: Nasılsın? Sana şimdi ne iyi gelir?