Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Muğla Ticaret ve Sanayi Odası bünyesindeki Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Mehmet Yapıcı’nın, MUTSO bünyesindeki iletişim grupları kanalıyla yazılı bir açıklama yaparak görevinden istifa ettiğini bir şekilde öğrendik.

Bir şekilde diyorum çünkü konuyu doğru kaynaklardan araştırırsanız, doğru bilgiler edinirsiniz. En azından kulağa sufle yoluyla yazı yazanlardan olmayı tercih etmiyoruz.

Kadın Girişimciler Kurulu gibi Genç Girişimciler Kurulu da önemli kurullar. Yani en azından TOBB’un bu kurulların oluşturulması amacına bakıldığında bu ehemmiyet göze çarpıyor.

Yani kuruluş amaçları ve yürütmeleri beklenen faaliyetlerine bakıldığında kulağa hoş gelecek beklentide olan kurullar da diyebiliriz.

Peki ya bu kurulları aktif olarak destekleyip, faaliyetlerini yürütme noktasında, bu yapının önünü açması gereken MUTSO (Muğla Ticaret ve Sanayi Odası) yönetimi ne kadar vizyonal bir düşünceye sahip?

Gelin isterseniz bu sorunun cevabını, Mehmet Yapıcı’nın istifa gerekçeleri içinden çekip bulalım.

Yapıcı’nın istifasındaki şu ibare, ‘dakika bir, gol bir’ MUTSO yönetim vizyonunu da gözler önüne zaten serer nitelikte.

Yapıcı açıklamasının başında, istifasının bir açıklama ile yapılmış olmasının altındaki sebebin ülkedeki kurumlarla ilgili farkındalık yaratmak olduğunu, Muğla özelinde ve Türkiye genelinde yapılan işlerin ne kadar göstermelik olduğunu vurgulamak olduğuna işaret etmiş.

Olabildiğince manidar bir girizgah.

Şöyle de devam ediyordu:

“2019 yılında MUTSO yönetim kurulunun bir bölümünün ricası üzerine seçildiğim Genç Girişimciler Kurulu’nda elle tutulur hiçbir faaliyet düzenleyemeyip, açık ve net başarısız olduğumuz bir dönemi sonlandırma zamanının geldiğini düşünüyorum. Her ne kadar bu başarısızlığın altındaki temel sebep MUTSO yönetim kurulunun içindeki yöneticilerin bir bölümünün, yapmış olduğumuz çalışmalara ve projelere karşı olan negatif ve alakasız tutumu olsa da, başarısız dönemi sadece onlara bağlamamak gerekmektedir. Yönetim kurulu toplantısında projemizi sunarken telefonunda oyun oynayanlara inat, kalıp iyi işlere imza atmak isterdim fakat yönetmem gereken bir işim var.”

Açıklamanın şimdiki bölümüne dikkat kesilelim.

Yaklaşık 14 ay önce arkadaşı Erkin Aykın ile MUTSO yönetimine sunmuş oldukları ‘Ula Sarımsağı’ projesinin olumlu veya olumsuz cevaplandırılmadığını dile getiriyor Yapıcı ve şöyle devam ediyor:

“Bu süreçte yöneticileri ve başkanı defalarca arayıp, sürecin nasıl ilerlediğini sordum ve devamlı yuvarlak cevaplar aldım. Bundan birkaç ay önce ise, MUTSO’nun bizim sunduğumuz projeyi, bize haber dahi vermeden sanki kendi projesiymiş gibi başlattığını sosyal medyadan üzülerek öğrendim.”

Şaka gibi.

Yönetimden bir yetkilinin, bir yönetim kurulu üyesinin (ismi biz de kalsın) söz konusu projeyi alenen izinsiz kullandığını ve kendi projesi gibi hayata geçirdiğini belirttiğini eklemiş.

Yönetimden bir yetkili, diğer yönetim kurulu üyesini adeta gammazlamış.

MUTSO yönetiminin yapısal olarak bir bütünlüğü teşkil edemediğini, daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim.

Bütün bu ana kadar açıkladığı tutumu kınayan Mehmet Yapıcı’nın istifasındaki her bir paragraf, inanın çok çarpıcı.

Zihniyet olarak ortak paydada bir türlü buluşamadıkları yönetimle bu süreçten sonra ilişkilerinin iyi olmasının beklenemeyeceğini ifade eden Yapıcı’nın açıklamaları bunlarla da sınırlı değil.

“Ülkenin mafyatik hesaplaşmalar, çıkar çatışmaları, mülteci sorunu, ekonomik sıkıntılar ile çalkalandığı bu dönemde, yanlışa yanlış diyememenin yanında, bir de yanlışı yapanlarla boy boy fotoğraf verme geleneği, bu kurumu şahsım ve çevremin eleştirme sebeplerinden biridir. Bilinmelidir ki bu kadar az iş yapıp, sosyal medyada bu kadar çok fotoğrafla ön plana çıkmayı istemek de komik düşürücü bir politikadır. Her yaptığınız ziyareti ve her içtiğiniz çayı görmek zorunda değiliz.”

Fotoğraf çektirmek demek ki bir yere kadar kurtarıcı oluyor.

Bitti mi hayır bitmedi. Burası daha da önemli.

MUTSO çalışanlarının yönetim kurulu üyelerinden mobbing gördüğünü de iddia eden Mehmet Yapıcı, bu konuya ilişkin olarak da şu ifadeleri kullanıyordu:

“MUTSO çalışanlarının yönetim kurulu üyelerinden görmüş oldukları mobbing, ‘senin işini daha düşük maaşla yaptırabileceğim bir dolu insan var’ tavrı, yönetimce işe alınmış olan ara idarecilerin personele takınmış olduğu yakışıksız tutum gibi pek çok Sümen altı edilmiş sorun bulunmakta. MUTSO’nun şahsıma ‘borcu yoktur’ kağıdı vermekten başka bir faydası yoktur.”

Yapıcı son bölümde ise, MUTSO yönetimine seslenerek, “Kafanızı kumun altına gömerek ve herkese şirin gözükmeye çalışarak ülkeye fayda değil, zarar vereceğinizi belirtmek isterim” diye sözlerine son veriyor.

İşte böyle bir istifa açıklaması.

Ama bu açıklama sıradan bir açıklama değil. Adeta, MUTSO yönetiminin geçen süre boyunca ortaya koyduğu performansı içeren karnesi niteliğinde.

Her bir sözcüğünde ciddi iddialar barındırmakta hem de yabana atılır cinsten değil.

Döneminde olağan bir seçimle tekrar başkan seçilen fakat siyaset hevesi yüzünden istifa eden Bülent Karakuş’tan boşalan göreve 11 kişinin oyuyla belirlenmesi beklenen başkanlık görevine 2 aday çıkarsa, bu 11’den 6’sı bir adaya, 2’si bir adaya “evet” der ise, geriye kalan 3 üye adeta “kimseyi istemiyorum” dercesine boş oy atarsa ve hala daha boş oy attıkları bir ortamda yönetimde kalmaya devam ederse, burada birlik ve bütünlükten söz etmenin mümkün olmayacağı gibi bilakis amacın hizmet etmek değil, unvan korumak olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.

***

İddialara bakıldığında sanırım MUTSO yönetimi kendi dükkanlarını işletir gibi Oda yönetmeye çalışıyor.

Oysa dükkan işletmekle, kurum, kuruluş yönetmek farklıdır. Bu farkın farkındalığını yakalayan kişiler lider olur, yönetici olur.  

Birlik ve bütünlüğün olmadığı yerde çatırdama olur, sızıntılar olur, umutsuzluk olur, mutsuzluk olur.

Bütün bunlar olunca da yaprak dökümü kaçınılmaz sondur.

Desenize MUTSO’yu sarımsak kokusu sarmış.