Geçtiğimiz haftanın en ilgimi çeken gelişmesi Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kesim töreninde Muğla iliyle ilgili olan bölümde Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan ile olan diyaloğu oldu.
Gerçi bu gelişme haberlere ‘güldüren’ diye yansıdı ama beni güldürmekten öte düşündürdü.
Tabi makas-kurdele ihmalini fırsata dönüştürmek değil amacımız ama nedense konu Muğla olduğunda Cumhurbaşkanının, partisinin Muğla kurmaylarıyla olan her diyaloğu hem güldürüyor hem de düşündürtüyor.
Yani sürekli bir gaf izlemek mümkün.
Bunlara nelerin sebep olduğunu daha önceki yazılarımızda yorumlamıştık.
Şimdi onlara tekrar dönecek değilim.
Konumuz 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle düzenlenen toplu açılış törenindeki makas ve kurdele diyaloğunun yansımaları.
Cumhurbaşkanının “Çocuklarımız için makas ve kurdeleler hazır mı?” sorusu karşısında Milletvekili Yelda Erol Gökcan’dan makas ve kurdelenin olmadığını duyup, bir de “İnşallah sizin talimatlarınızla Millet Bahçesinin açılışında kurdeleyi keseceğiz” şeklindeki, tabir yerindeyse topu taca atma girişimi herkesi güldürmüş gibi gözükse de, güldürmeyip, düşündürten cinsten de bir diyalog ayı zamanda.
Sayın Cumhurbaşkanının Sayın Vekilden aldığı cevap karşısındaki “Valla yandık ya” cümlesine yansıyan vücut dili ve eklediği “Yelda bu olmadı” şeklindeki yorumu, önümüzdeki siyasi süreçte pek çok hamleye gebe gibi göründü gözüme.
Bir kere olası bir seçim döneminde tekrar aday olmayı planlayan milletvekillerine kırık karne notu olarak illaki dönecektir bu ‘güldüren gelişme’ olarak yansıyan konu…
Allah’tan devreye Binali Yıldırım’ın “O kadar çok açılış yaptık ki, ne makas kaldı, ne kurdele” esprisi imdada yetişti.
Yoksa Cumhurbaşkanının eleştirel yaklaşımı devam edebilirdi.
Bu benim izlenimim ve yorumum.
Elbette fotoğrafı böyle okumak istemeyenler de olacaktır ama yine de, bu diyalogda yaşananlar okuduğumuz fotoğrafı çok ta yalanlar nitelikte değil.
Her ne kadar da Devleti temsilen tören alanında bulunan Vali Yardımcısı Mehmet Suphi Olcay da, bu espriyle karışık ama içinde tepki de içeren diyalogdan nasibini almış gibi gözükse de, Cumhurbaşkanının “Vali Bey vekil zaten” yaklaşımıyla, makas ve kurdelenin faturasının kime kesilebileceğini yansıttı desem, abartı sayılmaz.
Bu arada Muğla Milletvekili Sayın Yelda Erol Gökcan’ın, eskiden 1127 kilometre diye başladığımız ancak bugün Büyükşehir olduktan sonra 1140 kilometreye ulaşan “kıyı uzunluğu” klişesi yerine “1140 kilometre turkuaz renkli deniziyle” diye başladığı Muğla sunumu sırasındaki drone görüntülerini beğendik.
Zaten lobisizliğimizi ve Ankara etkisizliğimizi örten tek artımızın, sahip olduğumuz doğal güzelliklerimiz olduğu aşikar.
Bu güzelliğe Sayın Cumhurbaşkanı da duyarsız kalmayarak, “Şu güzelliğe bir bakın” demeden geçmediğini de gözlemledik.
Diyalog sonlanırken bile Sayın Cumhurbaşkanının aklı, makas ve kurdeledeydi.
Hatta, gerek Vali Vekili Sayın Olcay’a gerekse Milletvekili Gökcan’a, “Yavrularımıza makaslarını, kurdeleleriyle beraber yarın teslim edeceksiniz” dedikten sonra aldığı “tamam” cevabından sonra “Orada kalmasın” diye uyarısını da yaparak, son noktayı koydu.
Sahi sözü edilen makas ve kurdeleler çocuklara ulaştı mı bilmiyorum ama öğrenir öğrenmez, sizinle paylaşacağım.