Türkiye’de hakemlik müessesinin en üst mertebesi ‘Merkez Hakem Kurulu’ dur. Profesyonel liglerde (Süper lig-1.Lig-2.Lig-3.Lig) oynanan müsabakaların hakem atamalarını bu kurul yapar. Ayrıca eğitim planlamaları, atletik performans verilerinin değerlendirilmesi, talimatlar vb. bu kurulun görevleri içindedir. Atamalar yapılırken bazı kriterler esas alınır. Önceki müsabakalardaki performansların gözlemci notları, bazı periyotlarda yapılan atletik testlerdeki başarı gibi örnekleme yapabiliriz.

Bir kurumun başarılı olabilmesi için çalışanlarının mutlu olması gerekir.Personeller, yöneticilerine güvenmek isterler ve bunun akabinde de haklarının korunmasını beklerler. Verdikleri emeklerin karşılığınıgerek maaş gerek prim gerekse takdir edilerek alabilmek beklentileri içindedir. Huzurla, mutlulukla, birlik beraberlik içinde çalışan kişiler başarılı olurlar.

Türkiye'deki hakemlerin eğitimi son yıllarda özellikle yabancı eğitmenler ile Avrupa standartlarında yapılmaktadır. Hakemlerin karar verme ve oyun yönetme becerileri zaman içinde gelişir, ancak yeterli pratik ve eğitim olmadan bu becerilerin gelişmesi zor olabilir. En üst ligde görev alacak hakemler bu noktaya hazır gelmeliler. Süper lig eğitim yeri olmamalı, yeterli tecrübealt liglerde fazla sayıda maç yönettirilerek verilmelidir.

Türk futbolu, özellikle büyük kulüpler arasındaki rekabetin çok yüksek olduğu bir ortamda geçiyor. Bu, hakemler üzerinde büyük baskı oluşturabiliyor.Taraftar gruplarının aşırı tepkileri, kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin hakemlere yönelik açıklamaları, hakemlerin kararlarını etkileyebilir. Bu tür dış etkenler ile baş edebilecek karakterde olmaları gerekir.

Son dönemde bazı hakemler çok genç yaşta üst düzey müsabakalarda görev aldılar ve bu hakemler, büyük maçlarda yeterli deneyime sahip olmayabiliyor. Bu da karar hatalarına yol açabiliyor. Genç hakemlerin deneyim kazanmaları zaman alabilir, dolayısı ile MHK’nın zorluk derecesi daha uygun müsabakalar vermeleri ile bu gençleri hazırlamaları gerekir.

Hakemlerin toplumsal ya da medyatik baskılara karşı dayanıklılıkları zamanla gelişebilir ancak bu süreç her zaman hızlı olmayabilir.

MHK’nın tecrübeli ve geçen yıllarda ligin yükünü çekmiş olan hakemleri dışlaması ile birlikte genç hakemleri vitrine çıkartma çabası ligimizi bu hale getirmiştir. Genç hakem olsun hatayı onlar yapsın algısı ile takımların karşısına çıktılar. Buna bir nevi mecbur kaldılar. Üstelik bu gençleri hem üst üste büyük diye tabir edilen takımların maçlarına verdiler hem de siyah beyaz hata yapmalarına rağmen dinlendirmediler. VAR müdahaleleri ile maçları yönetiyorlar. Kritik karar dediğimiz penaltı, kırmızı kart gibi durumlarda kendileri karar veremiyorlar.

Tecrübeden gençleştirmeye hızlı ve bilinçsiz bir geçiş;

Aslında yapılması gereken, tecrübeliler ile gençlerin harmanlanarak görevlendirme verilmesi olmalıdır. Gençlerin, onlarca yüzlerce üst düzey maç yönetmiş kişilerden öğrenecekleri çok şey vardır. İzliyoruz maçları, daha nerede duracaklarını bilmiyorlar, pozisyonlara yakın olmak için gereksiz koşular yapıyorlar, faul ve fena hareket yorumlarında hatalar görülüyor ve en önemlisi cesaret eksikliği göze çarpıyor. Kritik kararları VAR dan gelecek desteğe bırakıyorlar.

Maçları izleyen milyonlarca taraftar, takımlarını takip ederken yapılan hatalar ile üzülüyorlar, genç hakemler için mi taraftarlar heba ediliyorlar? , yoksa MHK genç hakemleri milyonların önüne yem olarak mı bırakıyorlar ?Yapılan uygulama gençlere yarar mı sağlar, zarar mı verir ? MHK’nın yaptığı  biraz yüzme bilen birisine ‘hadi fırtınalı havada Atlantik Okyanusunu yüzerek geç’ demek gibidir. Söylenilen gibi 1-2 senede amatör kümeden süper lige hakem yetiştirmek imkansızdır ve popülist bir söylemdir.

Büyük camialar birbirine düşüyor, yeteneksiz tecrübesiz kişilere ceza ödül sistemi uygulamadan hunharca üst üste maç veriliyor! Hakemler dinlenme fırsatı bulamıyor, kafaları rahat olmuyor ve sahada güvenle maç yönetemiyorlar. 

Sonuç olarak, Türk hakemlerinin kötü yönetim sergilemesinin birden fazla nedeni olabilir. Bu durum, hem eğitim ve deneyim eksikliklerinden hem de dışsal baskılardan kaynaklanabilir. Ancak en önemli sebep psikolojik hazırlıklarını yapamamaları, rahat hissedememeleri ve içinde bulunulan yöneticilerine güven duymamalarıdır. Sahada adaletli yönetim göstermesi gereken hakemler, masa başındaki yöneticilerinin de adil olmasını beklerler.

Saygılarımla.