Dünkü yazımda Muğlaspor’daki gelişmelere yönelik tespitlerimi kaleme alırken, bu tespitlerimde belirleyici olan camiadaki iki istifa ile o istifalardan biri olan yardımcı antrenör Özcan Öz’ün istifası üzerine olan paylaşımı ve beraberinde kulübün içinde bulunduğu sıkıntılı süreç ve hoca arayışları gibi yorumlanabilecek bazı ‘tesadüfün böylesi’ dedirtecek cinsten yaşanan sıcak gelişmelerdi.

Kendisini sporculuk yaşamından bu yana yakinen tanıdığım Özcan Öz, yazdıklarım karşısında dün akşam beni aradı. Zaten arayacağını da bilirim. Genelde büyük-küçük ilişkisi içinde devamlılığı olan diyaloğumuz bu defa yazımdan dolayı gerçekleşmiş oldu. Biraz üzüldüğünü hissettiğim ve her zamanki beyefendi kişiliğiyle tanıdığım Özcan kardeşim ile yine aynı efendiliğiyle karşılıklı istişare yapma fırsatı bulduk.

İstifa sürecini şeffaf olarak aktarırken, yazdıklarımdan, istifanın sanki kendisinin hür iradesi dışında gerçekleşmiş gibi bir hissiyata düştüğünü, bugüne kadar aldığı kararları da kendi kimliğiyle aldığını dile getirerek, üzüldüğünü dile getirdi.

Biz sonuçta birbirimizi uzun yıllardır tanıyan ve zaman zaman da birlikte Muğlaspor çatısı altında görev de yapmış iki ferdiz. Aramızda darılma, gücenme olmaz. Özcan hoca istifa sürecine ilişkin şeffaf olduğuna inandığım düşüncelerini benimle paylaştı. Özcan hoca istifa kararını tamamen kendi irade ve isteğiyle aldığını, ortaya atılan hiçbir iddiaya katılmadığını ve kulübün bir neferi olarak çalışmaya devam ettiğini belirtirken, istifa kararını alır almaz durumu yönetime ilettiğini, talebinin kabul gördüğünü ve kulüp bünyesinde görev almaya devam etmesinin de bir yönetim tasarrufu olduğunu ifade ederek, durumu net bir şekilde ortaya koydu.

Kararını açıkçası çok ta sorgulama gereği duymadım. Sonuçta bu istifa süreçlerini hepimiz yaşadık. İnsan doğru bildiğini uygular.

Özcan hoca da Muğla’nın evladı. Daha uzun yıllar Muğlaspor camiasında görev alacaktır. Kendisini incitmek ya da kamuoyu önünde hedefe koyma gibi bir davranış şeklinin asla ve asla içinde olmayacağımızın bilinmesini de ayrıca isterim.

Yazılanlar tamamen gözleme dayalı tespitlerden başka bir şey değildir. Özcan hocaya yeşil beyazlı camiadaki görev ve çalışmalarında başarılar dileyerek, kamuoyunu bu konuda daha fazla meşgul etmenin yersiz olacağına inanarak, yazımıza devam edelim.

***

Gazete okuyucularımız için dün, internetten okuyanlarımız için bugün öğleden sonra üzücü bir olayla sarsıldık.

Ula Belediye Başkanı İsmail Akkaya, geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Başkan Akkaya’nın ani ölümü, sevenlerini derinden üzdü.

Bizler meslek hayatımızda Başkan Akkaya’yı ilk olarak Akyaka’nın belde olduğu yıllarda tanıdık. Akkaya, Akyaka belde belediye başkanıydı. Sonra uzunca bir süre siyasetin uzağında kalmış ve Ula Gölet’indeki restoranda işletmecilik yapıyordu.

İşletmesinde sayısız kere yemek yemiştik.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Ula ilçesinde AK Parti’den belediye başkan adayı olmuş ve seçimi de mevcut başkan Ümit Karaarslan’ın çok ötesinde bir farkla kazanarak, adını Ula ilçesi tarihine yazdırmıştı.

Neden mi yazdırmıştı? Çünkü Ula, yerelde uzun yıllardır CHP’li belediye tarafından yönetiliyordu. Bu gidişata 2009 yerel seçimlerinde bir dönem Demokrat Partili Nadi Şenkal ‘dur’ demiş olsa da, Şenkal, 6 Kasım 2012’de iktidar partisi saflarına geçiş yapınca, bir kez daha aday olduğu 2014 yılındaki yerel seçimi kaybederek, ikinci dönemi göremeden görevini CHP’nin gedikli adayı Ümit Karaarslan’a devretmişti.

Ula’da CHP seçmeninin etkili olduğu bir yerleşim yeri olarak biliniyordu. 31 Mart 2019 yılı yerel seçimleri sattı mahalline girildiğinde iktidar partisi AK Parti, Ula ilçesinde adayının İsmail Akkaya olduğunu açıkladı. CHP’nin adayı da yine alışılageldiği gibi Ümit Karaarslan’dı.

Seçimi yüzde 46.47’lik oranla İsmail Akkaya göğüslemişti. Rakibi CHP’li Karaarslan ise, yüzde 40.85’lik bir oranda kalmıştı. Sadece AK Partililerden değil, her kesimin oyunu almıştı Akkaya.

Elde ettiği başarılı sonuçla Ula’da belediye başkanlığı görevine başlayan İsmail Akkaya, bu görevi tam 21 ay sürdürebildi. Görev süresini tamamlayamadan da yaşama gözlerini yumdu.

İnanıyorum ki, Ula için yağacağı daha çok işi vardı ama kısmet olmadı ve eminim ki, Başkan İsmail Akkaya, Ula ve Akyaka’da unutulmayacak isimler arasındaki yerini almıştır.

İsmail başkanın ani vefatıyla şöyle bir geriye gidip, kendisiyle ilgili siyasi yolculuğunu kısada olsa hatırladığımız kadarıyla aktarmak istedim.

Üzüldük.

Başkan İsmail Akkaya’ya Allah’tan rahmet, kederli ailesi, sevenleri ile Ula ilçesi ve Akyaka Mahallesi sakinlerine başsağlığı diliyorum.