Ligde Siirt takımından alınan mağlubiyetle yeniden şimşekleri üzerine çeken Muğlaspor’da sular durulmuyor.
Kupada önemli bir başarı elde ederek, 5. tura kadar yükselen ve Süper Lig temsilcisi Kasımpaşaspor’a elenen Muğlaspor, artık lige asılacak.
Yaptığımız tüm birlik beraberlik çağrılarına rağmen, sular bir süre durulmuş olsa da, odağında başarı yatan futbolda, tepkilerin iki dudak arasında ortaya dökülmesi anlıktır.
Ve bu anlık tepkiler yeniden vücut bulmaya başladı.
Herkesin görüşüne elbette saygı duymakta yarar var.
Tepkilerin dışında anladığım kadarıyla kulübün içi de sıkıntılı.
İç sahada alınan Siirt mağlubiyetinden sonra Genel Kaptan Özgür Deniz Ateş, kendi sosyal medya hesabından istifa ettiğini duyurdu. Malum genel kaptanlık görevi sportif başarıyla adlandırılan bir görev.
Ateş’in istifasında desteksizlik öne çıkan detaydı.
Ardından Yardımcı Antrenör pozisyonundaki Özcan Öz’de pek çok görüşün ortaya çıkmasına sebebiyet veren bir ayrılış ilan etti.
Öz’ün bu ilanı istifa gibi algılanmış olsa da, öyle olmadığını kendi sosyal medya hesabından bir kere daha durumu aktarır nitelikteki paylaşımla duyurdu.
Bir ayrılışın ardında bu kadar farklı yorum ortaya konuluyorsa, burada balık baştan kokmuş demektir açıkçası.
Benim penceremden en azından bu böyle.
Çünkü kulüp içerisinde defaten görev almış biri olarak, yapılan yanlış ve doğru uygulamaları ayırt edebilme özellik ve tecrübemiz ilerlemiş durumda haklı olarak.
Oysaki Özcan Öz teknik heyetle bu göreve gelmiş olsa bu istifayı gerçekleştirir miydi? Tabi ki hayır. En azından teknik sorumlunun istifasıyla giderdi.
Demek ki Özcan Öz teknik heyete yönetim tarafından dikte edilip, sonradan monte edildi.
Yanılıyor olabilirim. Doğrusunu açıklarlar, biz de kamuoyuyla paylaşırız.
Muğlaspor’da artık hiçbir yaşanan bizleri şaşırtmıyor.
Muğlaspor forması giymiş ve asıl işi antrenörlük olan Özcan Öz’ün, teknik heyet ya da futbolun teknik yönüyle iştigal halinde olması kadar doğal bir süreç olamazken, kendisinden adeta kaygan zeminde çark olması bekleniyor.
Böyle bir ortamda nasıl birlik sağlanabilir ki? Bu birliğin temellerini atacak olanın kulüp yönetimi olması beklenmez mi?
Sen bir sporcu geçmişi olan ve kulübün neredeyse gediklisi durumuna gelmiş bir teknik bir personeli sonradan teknik heyetin içerisine kanalize ediyorsun, sonra o personel, tabir yerindeyse teknik heyetle doku uyuşmazlığını öne sürerek istifa kararı alıyor ve bunu ilan ediyor.
Daha sonrasında ise “aslında benim istifam teknik heyetten, kulüpten değil” şeklindeki bir başka açıklama yapmasını gerektirecek bir ortam hazırlanmaya çalışılıyor.
Bu nasıl bir ortam?
Böyle bir mekanizmanın başarılı olmasını nasıl bekleyebiliriz?
Özcan Öz’ün bu vakitten sonra teknik heyetin başarısı için mücadele etmesini nasıl bekleyebiliriz?
İnsanı birbirine kırdırır nitelikteki bu tutumun sorumlularınca neden tek bir aydınlatıcı açıklamada bulunulmuyor?
Ben bir şey anlamadım. Anladığım bir şey varsa o da, kapalı kapılar ardında yeni hamleler denenmeye yönelik bir takım stratejiler yapılıyor olduğu ihtimali.
Muğlaspor’u tribünden bilmesi gerekenler sokaktan biliyor. Başından beri savunduğum bir şey varsa, kulübün içi sokakta dedikoduya açık hale getirilmeyecek.
Kol kırılacak, yen içinde kalacak ama olmuyor geçmişten bugüne sokağa taşınmış laflar, laflar…
Lafın da sermayesi olmadığı için gelinen süreçte yerinde patinaj yapmaktan öteye gidilemiyor.
Yaşananlar doğru bilgilendirmelerle açıklanmayınca da, sokaktaki sporsever, yaşananları kendi penceresinden okuyor doğal olarak.
Kulüp Başkanı Erol Kapiz’in Galatasaraylı olmasından dolayı Galatasaray efsanesi Tugay Kerimoğlu’nun abisi olan ve daha önceki dönemde kısa süreli takımın başına getirilen Tolgay Kerimoğlu’nun teknik direktörlük görevini üstlendiği Bayrampaşaspor’dan ayrılmış olduğunu Bayrampaşaspor Kulübü bir teşekkür paylaşımı olarak kamuoyuyla paylaşmış.
Muğlaspor ile yatıp kalkan bazı taraftarların, bu paylaşımı gözden kaçırmayıp, Özcan Öz’ün teknik heyetten ayrılıp, kulüpten ayrılmıyor oluşunu, olası bir teknik heyet operasyonu olarak okuyarak, sosyal medyadan bazı paylaşımlarda bulunduğunu gözlemledim.
Yani, “hocayı değiştirelim, başarısız sayılacak teknik heyetin içinden Özcan Öz’ü çekelim, kulüp yararına çalışmaya devam etsin, hatta gelecek olan teknik heyette de bugün olduğu gibi değerlendirebiliriz” mantığı öne çıkmış gibi yorumlanmış.
Yorumlayanlar haksız da sayılmazlar. Başarısızlık üzerinden alışılagelmiş teknik direktör değiştirme uygulamasının yoğun yaşandığı Muğlaspor Kulübü’nde çok ta sürpriz bir uygulama olmadığını hepimiz biliriz. Malum alışılagelmiş diyorum.
Hal böyleyse eğer, bu operasyonun yerinde bir operasyon olmadığı görüşündeyim.
Devre arasıyla takıma yeni transferler kazandırıp, olası yeni gelecek bir teknik adamın elini güçlendirerek, haklı çıkmanın hesabını yapanlara tavsiyem, zor günde ateşten gömlek giyerek, takımı 10 gün kala lige hazırlamaya çalışan Muğla’nın çocuğu Egemen Urhan’ın elini güçlendirip, yola devam etmesi olacaktır.
Özcan Öz’ün teknik heyetten ayrılıp, kulüp personeli olarak devam ettiğini ilan ettiği anlaşılmaz yöntemle ilgili olarak ta, kulüp yönetiminden şeffaf bir açıklama yapılmasını beklemekteyiz.
Yoksa atla arpayı dövüştürerek bir sonuç alınmasını beklemek, amatör bile olmayan bir yönetim tutumudur.
Muğlaspor’da kazanın kaynamasına covid bile engel değil görüldüğü gibi…