Her yıl 10 Kasım’da Türkiye’de yankılanan özel bir duygu var: Atatürk sevgisi. Bu sevgi, yalnızca bir anıya duyulan yas değil; nesilden nesile aktarılan, her yıl daha da güçlenen bir bağlılıktır. 10 Kasım 1938’de, Türk milleti liderini kaybetmiş olsa da, onun idealleri ve değerleriyle kurduğu bağı hiç koparmadı. Mustafa Kemal Atatürk, 09.05’te hayata veda etmiş olsa bile, Türk milletinin kalbinde yaşamaya devam ediyor. Bu ölümsüz bağlılık, Atatürk’e duyulan sevginin her yıl katlanarak büyümesine yol açıyor.
Atatürk Sevgisinin Kaynağı: Milletin Varoluşuna Duyduğu İnanç
Atatürk’e duyulan sevgi, dünya çapında başka liderlere duyulan bağlılıktan farklıdır; çünkü bu sevgi, bir ulusun özgürlüğüne, bağımsızlığına ve çağdaş değerlerine olan inançla güçlenmiştir. Türk milleti, Atatürk’ü yalnızca bir lider olarak değil, bağımsızlığın ve milli kimliğin kurucusu olarak görür. Bu yüzden 10 Kasım, yalnızca bir matem değil, Türk milletinin ona duyduğu derin sevginin yeniden hatırlandığı bir tarihtir.
10 Kasım’da sosyal medyada milyonların paylaşımları, her yaştan insanın Atatürk’ü anması, bu sevginin nasıl nesilden nesile aktarıldığını gösterir. Türk milleti, Atatürk’e olan sevgisini ve bağlılığını güçlü bir miras olarak korur.
Atatürk’ün Mirası: Zamana Direnen Bir İlham
Atatürk, yalnızca bir komutan değil, aynı zamanda çağdaş bir toplumun inşasına öncülük eden bir vizyonerdir. Laiklik, eğitim, bilim ve sanata verdiği önem, yalnızca yaşadığı dönemde değil, bugün de yol göstericidir. Atatürk, bedenen hayata veda etse de, idealleri ve mirasıyla Türk milletine sonsuza kadar yol göstermeye devam etmektedir.
Tandoğan Uysal