AK Parti Muğla teşkilatında son dönemlerde yaşanan hareketlilik, yerel siyasetin nabzını hızlandırıyor. Özellikle dönemin İl Başkanı ve bugünkü AK Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete tarafından 2019 yılında partiden ihraç edilen Kadir Sarıhan’ın Fethiye İlçe Başkanlığı’na yeniden atanması, AK Parti camiasına ve Muğla siyasetine büyük bir hareketlilik getirdi.

Gözler Hep Aydın Ayaydın’a Çevrildi

Yıllar önce sırf dönemin İl Başkanı Kadem Mete’ye karşı aday olduğu için partiden ihraç edilen Sarıhan’ın geri dönüşü, Muğla siyasetini hareketlendirirken AK Parti’nin Muğla’daki geleceğine dair pek çok yeni soruyu da gündeme getirdi.

Bu değişim, pek çok gözlemci tarafından bir “yeniden yapılanma” veya “köklere dönüş” olarak yorumlansa da, perde arkasında daha derin bir tablo olduğu belirtiliyor. Ankara’dan yapılan atama ve görev değişikliklerinin yalnızca yerel bir strateji değil, daha geniş ve karmaşık güç dinamiklerini yansıttığı konuşuluyor. Bu süreçte yalnızca il ve ilçe başkanları değil, AK Parti Genel Merkezi’ne etki eden bazı güçlü isimlerin de rol oynadığı iddia ediliyor. Bu bağlamda adı sıkça anılan isimlerin başında Prof. Dr. Aydın Ayaydın geliyor.

“Tutmaz” Diyenler Yanıldı

Ayaydın’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde “Muğla mikro milliyetçidir, tutmaz” diye eleştirenler olsa da, Ayaydın’ın seçim sürecindeki performansı ve başarısı dikkat çekti. Muğla yerlisi adayların aldığı oylar, Ayaydın’ın aldığı oyların gerisinde kaldı. Bu durum, “Ayaydın’ın mayası Muğla’da tuttu” yorumlarına yol açtı.

Ayaydın’ın Gölgesi: AK Parti’nin Muğla’daki Dönüşümünde Bir Etkisi Var mı?

Prof. Dr. Aydın Ayaydın’ın ismi, Muğla’daki AK Parti teşkilatında gerçekleşen değişim sürecinde sıkça gündeme geliyor. Ayaydın’ın bu yeni düzenlemelerde rol oynadığı iddiaları, siyasetin en çok konuşulan konularından biri. Özellikle yerel seçimlerde Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak AK Parti’nin zor bir dönemde oy oranını yükselterek CHP’nin kalesi olarak bilinen Muğla’da yüzde 33 seviyesine çıkarması, AK Parti’nin büyükşehirler arasında oy oranını artırdığı tek şehir olması anlamına geldi. Muğla’da her üç kişiden biri “Aydın Ayaydın” dedi.

Ayaydın’ın bu başarısının, teşkilatın yeni yapılanmasına dolaylı olarak katkı sağladığı düşünülüyor. Bu yükseliş, Muğla’daki dönüşümün yalnızca parti içinde değil, bölge siyasetinde de kalıcı etkiler bırakabileceğini gösteriyor.

Artık Muğla Siyasetinde Aydın Ayaydın Dönemi Mi Var?

Her ne kadar Ayaydın’ın “Görevim yok, ilgilenmiyorum” diyerek bu iddialara mesafeli durduğu gözlemlense de, kamuoyuna açık bir yorum yapmaması kulislerde iddiaların doğruluğuna dair yorumlara yol açıyor. Ayaydın’ın Muğla siyaseti üzerindeki etkisinin önümüzdeki süreçte nasıl şekilleneceği merak konusu.

Parti İçinde Farklı Görüşler ve Çatışma: Yeniden Yapılanmanın Etkileri

Sarıhan’ın yeniden göreve atanması, teşkilat içinde farklı tepkilere neden olmuş durumda. Gelişmeyi destekleyenler çoğunlukta olup “Partimiz düğün evi gibi” derken, değişimden rahatsız olanlar ise “yas çadırı” benzetmesi yaparak memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar. Muğla’daki AK Parti teşkilatında bu farklı görüşlerin çatışmasının kısa süre de olsa devam edeceği öngörülüyor.

Muğla’da AK Parti teşkilatının bugünkü değişim rüzgarlarının ardında yalnızca içsel düzenlemeler değil, stratejik bir derinlik de bulunuyor. Ancak bu stratejik hamlelerin bölgedeki seçmen nezdinde nasıl bir yankı bulacağı, uzun vadede hem AK Parti’nin hem de Muğla siyasetinin geleceğini şekillendirecek gibi görünüyor.

Gözler İl Başkanlığı ve Yerel Bürokrasiye Çevrilmiş Durumda

Fethiye İlçe Başkanlığına yapılan bu atamanın ardından gözler İl Başkanlığına ve yerel bürokrasiye çevrilmiş durumda. İl Başkanı Gültekin Akça’nın da 10-15 gün içinde görevden alınacağı ve yerine atanacak İl Başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masasında olduğu konuşuluyor.

Gözler Muğla’daki Bürokratlarda

Muğla siyasetinde bu gelişmeler yaşanırken, sıranın Muğla’daki bürokrasiye geleceği de dillendiriliyor. Yeni dönemde, milletvekilliği peşinde koşan ve milletvekillerinin bireysel tercihlerini önceleyen bürokratlar yerine, liyakat sahibi ve halkın sorunlarını öncelikleyen bürokratların tercih edileceği de konuşulanlar arasında.

Tandoğan Uysal