Bilinen oyunlar yeniden sahnede.
20 yıllık AK Parti iktidarını ve elbette Recep Tayyip Erdoğan hakimiyetini sonlandırmak için bir araya gelen muhalefet, ALTILI MASA adıyla Yaklaşık 2 yıldan beri toplanır dururlar.
Güle oynaya.
En samimi pozlar eşliğinde.
Nezaket ve iltifatın tavan yaptığı ortamlar.
Mahalleden dolma sarma siparişleri eşliğinde.
Hatta " beyefendi kırmızı kravat size çok yakışıyor" demedikleri kaldı desek yeridir.
Millet " ne güzel de anlaşıyorlar" diye bi ara " İÇ" bile geçirdi.
Tanıdık, bildik, malum yazar, gazeteci çevresi bu görüntüleri aylarca " ÖZLENEN TABLO" diye verdi.
Bir ara " yahu bunlar ne kadar da samimi" diyecek bile olduk hani.
Peki.
Kameralara verilen bu nezih ! pozların sonrası?
Orası hep karanlık kaldı. Çünkü ne konuştular, ne dediler bilmiyoruz. Toplantı sonunda altılı poz ve medyaya dağıtılan pasta kek tarifi misali ortak bildiri.
Meğerse.
İçleri kan ağlıyormuş.
Aslında biliyorduk.
Hatırlarsanız bu altılı taaa en başta masada nasıl oturacakları konusunda bile anlaşamamıştı.
Oy oranına göre mi,
İsim sırasına göre mi
Yaşa göre mi,
Hatta..
Boy ölçüsüne göre mi oturacaklar diye epeyce ter dökmüşlerdi.
Sonra karar verdiler ; ALFABETİK SIRA.
Dedik ya.
Medyaya verilen bu pozların arkası meçhul diye.
Günler, haftaları, haftalar ayları kovaladı. Seçim yaklaştıkça daha bir huzursuz oldular. Her partinin tabanı, tabanı boş ver kamuoyunun tamamı.
Yavaş yavaş ümidi kesmeye başladı.
Tam bu sırada " BİR EL " Sayın Kılıçdaroğlunu deniz aşırı ziyarete İKNA etti galiba.
Hele bi sen Newyork sokaklarında görün dedi.
Hamburger bahanesi ile 8 saat ortalıktan kaybolması bir yana, abd yönetiminden hiç kimse ile görüşememesi herkesi tekrar şoke etti.
Bir de Londrayı deneyelim dediler zağar.
Orada da aynı fiyasko olunca.
Altılı Masanın tüm ümitleri çöpe gitti.
Ne yapalım ne edelim de bir an evvel adayı bulalım.
Yahu Ne Erdoğan'mış arkadaş.
Adam demokratik bir ortamda bile karşısına dikilecek aday bulamıyor.
Özelikle Saadet Partisi çevreleri bu handikaptan son derece rahatsızlar.
Saadet kendi içinde hala zinayı suç olmaktan çıkardı diye eleştirdikleri Erdoğan'a karşı " tacizlerle çalkakanan" bir parti ile neden aynı masadayız sorusuna cevap bulmuş değil.
Domuz etini serbest bıraktı diye eleştirdikleri Recep Tayyip Erdoğan'a karşı, domuz etini göstere göstere yiyenlerle nasıl birlikte olduklarını anlamış değiller.
Olmayınca olmuyor demek ki.
Susmak da bir yere kadar.
Sonunda..
Üst Akıl altısının da yerine birini buldu gibi.
Mağdur göster, oyları topla.
İmamoğlu.
Ağız dolusu hakaret, küfür eden İmamoğlu bir kurtarıcı olabilir diye sürdüler ortaya.
Kitle müsait kabilinden.
Fakat.
(Teşbihte hata olmaz)
Bu maya asla tutmaz.
Niye mi ?
Maya bozuk ise..
Millet kimin mağdur, kimin figüran olduğunu zaten biliyor.
Şimdi bu tiyatro bir kaç ay daha devam eder.
Şubat gibi bunlar yine birbirine girerler.
Allah nasip ederse, Şubat içinde altılı bir Masa diye bir şey kalmaz.
En azından Saadet Partisi bu altılının oyunlarına daha fazla direnemez.
Çünkü Saadet Teşkilatları bu görüntüden son derece rahatsız.
Bunun ilk fitili Muğla'da ateşlendi.
Milli Görüşü 40 yıldan beri omuzlarında taşıyan Ömer Ekiz komple yönetimi ile birlikte SP ORTACA İlçe Başkanlığından istifa ederek Yeniden Refaha geçti. Tabi bu olay basit ve küçük görünse de, Saadet Partisi için hakikaten deprem niteliğinde bir durumdur. Bunun arkasının seri halde geleceğini görmemek mümkün değil.
Netice olarak, Allahın dediği olur.
2023 te Yeniden Recep Tayyip Erdoğan ile yola DEVAM.
Dünya Beşten Büyüktür diyen Recep Tayyip Erdoğan, tek başına, arkasında teşkilat bile olmadan, Altı Teskikatı yerle bir etmiş vaziyettedir.
Demek ki ;
Göklerden Gelen Karar'a kimsenin bozması mümkün değilmiş.
Elhamdülillah.
Selam ve dua ile.
#SöylerimGeçerim