Netameli bir dönemdir seçim dönemleri.
Yerel seçim olunca bu, iki kat daha fazla su götürür.
Her türlü ayak oyunları, tuş hareketleri, bel altı vurmalar, şapkayı çıkartıp ahanda bu kel deme hamleleri her zaman olur.
Kavaklıdere bu seçimde en rahat olan tek ilçe.
Arı gibi koşturan bir Belediye Başkanı, neyi tuttuysa kopardı. Muğla'nın en ücra ve en küçük ilçesini, kategorik olarak diyebilirim ki Paris'ten daha güzel ve düzenli hale getirdi. Böyle olunca da zafer mutlak olur. Kendini göstere göstere geliyorum der.
Şimdiden hayırlı olsun.
Doğruya doğru...
Aslında AK Parti'nin Büyükşehir adayı Mehmet Demir olabilirdi. Bu kamuoyunda dillendirildi de. Lakin Mehmet Demir'i Büyükşehir adayı yapabilecek arkasında bir güç lobisi malesef yoktu. Anlaşılıyor ki, Mehmet Demir bu güç lobileri ile pek alakadar değil. Seviniyoruz tabi. Üzüldüğümüz kadar. Lakin Kavaklıdere bu başarıyı heba etmeye kalkmamalı. Ahde vefa bu zamanda olmalı.
13 aday adayının yarışa girdiği Fethiye'de ise, tabiri caiz ise MHP tam bir şaşkınlık içinde. Hiç olmadık yerde Fethiye gibi bir ilçe için kimi çıkarsak derdinde. Bildiğim; Salı günü eften püften sebeplerle AK Parti'den ihraç edilen Kadir Sarıhan ile görüşüldüğü..
Sarıhan kabul etti mi, eder mi bilmiyorum. Kadir Sarıhan iyi strateji yapan biridir. Çok ince eleyeceğini, özellikle başına gelenleri göz ardı etmeden, kafasındaki sorulara net cevap almadan "he" demeyecektir.
Dalaman'da Muhammed Karakuş kendisini Genel Merkeze kabul ettiren Başkanlar arasında. Onun da başı, uyduruk fake hesaplarla kendisini "bıgırcık" da olsa zarar verme derdine düşen birkaç medya şaklabanlarının, saçı uzun aklı kısaların, minicik beyincikleri ile hazırladıkları sözde videolarına gülüp geçtiğini düşünüyorum. Muhammed Karakuş'u en muhalifine sordum. Muhammed Karakuş bu videoları yapan rantiye aşığı doyumsuz açlardan önce Genel Merkeze kendisi bizzat ulaştırmaktan bile çekinmez dedi.
Ben bilmiyordum. Muhammed Karakuş'a Dalaman çukurunda ÇEYREK EFE diyorlarmış.
Neyse.
Dalaman'a hususi olarak bakacağız inşallah.
Çünkü orada başka başka ELlerin olduğunu da duyuyoruz.
Gelelim Bodrum'a..
Bodrum'da muazzam bir keşmekeş devam ediyor.
Gün geçmiyor ki Mehmet Tosun'suz bir muhabbet geçsin. Arkadaş ne adammış ya. Yahu bu herifin Partisi yok mu?
Partisi bu adama ne yapıyorsun sen diyemiyor mu bilmiyorum.
Bizimkigillerdeki Tosun sevgisi, Tosun cenahından zerre kadar karşılık bulamayışı.
Ne olacak kimse bilmiyor...
Tabi asıl Büyükşehir Belediye Başkan Adayı'nın ilçe belediye başkan adayları üzerinde tasarrufunun ne kadar etkin olacağı.
Tam bu noktada, vakti zamanında yapılan Tosun/Ayaydın görüşmesi aklıma geldi.
Ayaydın'ın Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması için, Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşmesinde, Mehmet Tosun'un bizzat kendisi tarafından teklif edilmesi, Cumhurbaşkanımızın Tosun'u bırak, sen aday olsana cümlesi ile, kulağa su kaçması durumu.
TV 100 deki programda "Cumhurbaşkanı bana teklif etti" dediği cümlenin Türkçesi bu yani.
Namzet isim sayesinde kendisi namzet oldu yani.
Ayaydın "Seni Büyükşehire kabul ettirmedim, bari Bodruma ol" der mi bilmem.
Bekleyelim.. Cumartesiden sonra her an herşey olabilir.
Zaten Aday açıklamasının yapıldığı salonda canlı yayına çıkan Ayaydın ile sağındaki milletvekili ile solundaki İl Başkanının duruşuna bakarsak, her ikisi de " İpleri TESLİM ettik" der gibiydi.
31 Mart büyük gün.
Kim 1 Nisan'da mazbata alacak göreceğiz inşallah.
Muğla'da doğan Muğla'lılarla, Muğla'ya taşınan Mugla'lılar karar verecek.
Kazanan kim olacak?
Vesselam.
#SöylerimGeçerim