Muğla’nın yaşamsal cazibesi ve her alanda ilgi çekmesi dolayısı ile bölgemize yoğun yerleşim ve Turizm faaliyetleri temelinde yoğun nüfus hareketliliği, bölge sorunlarını bugüne kadar katlayarak her alanda beraberinde getirmiştir.

Muğla’nın güzelliği, bölge halkımız tarafından GADIN MOĞLAM derler, bu güzellik Aysberg’in sadece görünen kısmıdır. Ama bugüne kadar görünmeyen, çözülemeyen bölgesel sorunlarımız yıllarca katlanarak her alanda artarak geldi,

BÖLGEMİZ ÇÖZÜLMEYEN DEV SORUNLAR HALİNE GELMİŞTİR.

Yıllarca ÜRETMEYEN bir yerel siyasi anlayışın, Türkiye’nin iktidarı ile genel siyaseti temelinde sürekli ÇATIŞMASININ açı faturasını yıllarca bölgemiz MUĞLA halkımız çekmek zorunda kalmıştır. Bölgemiz halen geri kalmaya mahkum edilmeye devam edilmektedir. Öncelikli olarak, bu sorunlarımızı seçimlerin yaklaştığı bir zamanda sürekli gündeme taşıyacağız.

Muğla Ekonomisi coğrafyanın niteliği temelinde iki temel demografik yapı üzerine oturmuştur. Kıyı Bölge Ekonomisi ve Kırsal Bölge Ekonomisi olarak şekillenmiştir. Muğla’da yerleşik yaklaşık 1 Milyon nüfus vardır. Önceleri Kırsal da yaşayan halk yaklaşık %75, Kıyıda yaşayanlar %25 iken, şu an yaklaşık Kırsalda %55 Kıyıda %45 gelmiştir. Dışarıdan gelip yerleşenleri bile dahil etmiyorum.

Muğla Ekonomisi, Kıyı Ekonomisinin gölgesinde kalmış bir Kırsal Ekonomi görünümü vermektedir. Kişi başı gelirde, bölgesel çok büyük gelir farkı vardır. Muğla’nın Turizm’den Kıyı Ekonomi olarak elde ettiği gelir, Muğla’da kalmadığı halde GSMH Gayri Safi Milli Hasıla istatistik oranı gereği genelde yükselttiği için Muğla Türkiye’nin en gelişmiş 8 il kapsamına alınarak,

DESTEK VE TEŞVİKLER’DEN EN AZ FAYDALANAN 1 BÖLGE ZENGİN İLLER KAPSAMINA ALINMIŞTIR.

Kırsalda yaşayan Muğlalılara en büyük ceza bu şekilde hak etmedikleri halde en az desteklenen bölge olarak verilmiştir. Özellikle Muğla’nın iç kırsal bölgelerinde yaşayan Muğla’nın yerli halkı ekonomik olarak bu yanlış karar ile her alanda zayıflatılmıştır.

Muğla Ekonomisi ilk görünen Turizm sektörü olsa dahil aslında bir TARIM ilidir. Coğrafyasında üretilen TARIM belli alanlarda Turizm sektörünü dahi geçmektedir. Tarım alanları ve ürünleri ile bu kadar güçlü bir bölgedir. TARIM sektöründe ilk etapta IPART desteklerinden bölge hiçbir şekilde faydalanamamış ve bölge halkı ekonomisi göz ardı edilmiştir. 1 Bölge kapsamında destek alsa da en düşük orandaki desteklerden faydalanmaya mahkum edilmiştir. Kalkınma Ajansı Bölgesi itibariyle de

DENİZLİ VE AYDIN’DAN SONRA EN AZ DESTEK ALAN YİNE MUĞLA İLİMİZDİR.

Turizm gelirlerinden her yıl bölge olarak, MİLYAR Dolarlar mertebesinde gelirler elde ettiği basında ballandırarak söylendiği halde MUĞLA Ekonomisi ve Muğla ilinde kalan tutarlardan hiç bahsedilmez. Bölgemizde ki büyük Turizm ve diğer İşletmelerin birçoğunun merkezleri farklı ülke ve illerde olduğu için bölgede kazanılan

TURİZM GELİRLERİN PARALARI BİLE MUĞLA İLİNDE KALMAZ.

Yıllarca TARIM sektörü ihmal edilen bir Kırsal Muğla Ekonomisi yaşandı. Muğlalı halkımız zorunlu olarak köylerini ve yaşadıkları yerleri terk ederek, Kıyı Muğla’ya asgari ücretten para kazanmak ve gelen Turistlere hizmetçilik yapmaya zorlanmıştır. Kıyıya giden Muğlalılar, bir yandan yüksek kira giderleri karşısında barakalarda kalmaları sağlanarak insanca bile yaşamaları dahi çok görülmüştür.

Kıyılar ise kendi atalarından kalan arazilerini ilk zamanlarda çok ucuza satmaya başlayarak ellerinden çıkardılar, Turizm gelişmesi sonrası ve kıyıların önemi RANT çoğalması ile her alanda kıyılar başta olmak üzere satarak elden çıkardılar, şimdide KIRSAL bölgelerde araziler fütursuzca satılmaya ortam hazırlanmıştır. Kıyılarda yer bulamayanlar şimdide kırsal bölgelere her alana el atmaya başladılar. TARIM her alanda bölgemizde önemsiz hale getirilmiştir.

SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİĞİ GİBİ DEV DALGALAR ŞEKLİNDE KATLANARAK DEVAM ETMEKTEDİR.

Muğla Menteşe geldiğimde hep söylenen bir tanım vardır. MUĞLA’DA KISIR DÖNGÜ EKONOMİSİ vardır diye, bu kadar coğrafyası ve tarım alanları zengin bir bölgede, bu kavram ile belli alanlara ekonomi hapsedilmiştir. MUĞLALILAR ZENGİN TOPRAKLARIN FAKİR BEKÇİLİĞİNİ yapmaya zorlanmıştır. Bölgemize yeni bir ekonomi tanımı kazandırdılar. Bir söylenen kavramda,

Muğla’ya yabancılar gelmesin diye MUĞLA KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN diyen yerel siyaset zihniyetin Ekonomi düşüncesi Muğla İllimizin Ekonomi yapısını ne hale getirdiler. Dertleri Muğla’nın gelişmesi değil rahat kontrol edebilecekleri bir ortam oluşturmaktı. Muğla Uluslararası talep gören en az 8 milyon nüfus zaten yazları fazlası ile gelmektedir. Muğla Ekonomisi yatırım ve üretime destek verilmediği ve maalesef bir avuç zengin ailelerin KİRA ve ARAZİ rant kapısına mahkum haline getirilmiştir.

Tüketim bölgesi cazibesi ve maliyet açısından önemli olan birçok işletmeler geçmişte üretim altyapılarını Muğla’ya taşımak istediler, Elektronik fabrikaları, Yaş meyve Sebze fabrikaları, Bal fabrikaları ve daha birçok alanlarda gelmek isteyen her yatırımcıların önü her daim bölgemizde tıkanmış ve engellenerek gelmemeleri sağlanmıştır.

MUĞLALILAR HER ALANDA GERİ KALMAYA MAHKUM EDİLMİŞTİR.

Bu bölgemize yapılan en büyük haksızlıktır. Türkiye’de defaten gündeme gelen kronik sorun haline getirilen 30 yılda bile bitirilemeyen 1 adet ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ olarak tarihe bile geçtik. Halen büyük sorunlar vardır, üretime geçmede tam çözülebilmiş değildir.

BU MUĞLA’LILARA YAPILAN EN BÜYÜK HAKSIZLIKTIR.

Şimdi MUĞLALI hemşerilerime, dostlarıma ve okuyucularıma sizlere sesleniyorum,

Bu güne kadar bölgemiz sorunlarını çözmeyen ÜRETMEYEN bir yerel siyasi anlayışa ve Türkiye’de iktidar ile sürekli kavgalı bir yerel siyaset anlayışını yeniden MUĞLAMIZI mahkum etmeyelim.

Gelin MUĞLA olarak geç olmadan MUĞLALILAR ve SEVENLER olarak bölgemize her alanda, yerel olarak sahip çıkalım.

Sevgi Muhabbet ve Dua ile Kalın İnşallah

NurHan Keleş