Geçen günkü yazımda Milas'ta bir Barış Saylak rüzgarı ettiğini yazmıştım. Sokakta yürüyen CHP lilerin bile Barış Saylak isminde ısrar ettiklerini, eğer Barış Saylak AK Parti adayı olursa kesinlikle Barış Saylak'a oy vereceklerini söylediklerini yazmıştım.
Aradan geçen zaman içinde insan düşünmeden edemiyor hani.
CHP den AK Parti'ye geçen birini CHP liler neden bu kadar sevsin ki?
Özellikle son bir yıldan beri puanı yerlerde sürünen bir Muhammed Tokat'a karşı bir hamle olabilir mi mesela?
Yok. CHP nin hiçbir zaman böyle bir taktiği olmadı, olmaz da.
Barış Saylak sevgisi?
Bu da mümkün değil. Çünkü CHP zihniyet itibariyle buna cevaz vermez.
O halde burada başka bir şey mi olabilir acaba?
Cevap yerine yanıt yine CHP 'li dostlarımızdan geldi.
Muhammed Tokat'ın yıldızının gitgide sönmesi, AK Parti'nin işine yarıyor. Şayet böyle giderse, gece gündüz, dağ bayır demeden çalışan AK Parti ilçe teşkilatı ile Milas'ta AK Parti'nin kazanması kaçınılmaz bir durum.
Eee ne var bunda?
Sorun tam da burada. AK Parti eğer Barış Saylak haricinde birini, özellikle de Teşkilat ile birlikte uyumlu çalışan birini aday gösterirse, CHP Milas'ta bitti demektir.
Barış Saylak'ı aday gösterirse?
CHP ' nin Milas'ta kurtuluş reçetesi Barış Saylak.
Nasıl?
CHP içinden gelen biri, nasıl olur da bitmeye yüz tutmuş CHP'yi Milas'ta yeniden umut haline getirebilir ki?
Barış Saylak'ı en iyi CHP ' liler bilir. Belediyede çalıştığı dönemler dahil. Tarım İl Müdürü iken de epeyce bir çetele tutmuş CHP. Bunlar arasında son derece ciddi söylemler var. İsterseniz Kıyıkışlacık'taki balık çiftliklerine gidin sorun. Ya da zeytin üreticilerine. Midye çiftlikleri ile ilgili mevzular. Diyerek sıralıyorlar.
Vakıf arazileri üzerinden konuşulanlar.
Barış Saylak'ın banka hesaplarını dahi araştırmışlar. Milyon dolarlardan bahsedildiğini Milas'ta duymayan kaldı mı bilmiyorum.
Daha birçok mesele.
Ancak...!
Benim dikkatimi başka iki husus çekti.
Barış Saylak katıldığı bir düğünde zil zurna sarhoş olmuş. Sağa sola laflar etmeye, sataşmaya başlamış. Buna dayanamayan biri de "yeter artık"diyerek...Fiili bir müdahelede bulunmuş. Bu çok vahim bir durum. Eğer böyle bir şey var ise, olduysa, bir kamu görevlisinin, onu da geçtik, içkiye lanet okumuş bir Lider olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konulara son derece hassas olduğunu da bilmesi gerekir.
Diğer bir konu da; Tarım İl Müdürlüğü bülteni.
Tarım İl Müdürlüğü çalışmaları için çıkartılan bu bültenlerde, Barış Saylak'ın, bülteni hususi propaganda gazetesi gibi çıkartmaya çalışmasına, Tarım Bakanlığı'nın onay vermediği konusu. Devlet icraatları yerine, Cumhurbaşkanımızın tarıma verdiği sınırsız destekler yerine, sanki kerameti kendinden menkul gibi davranışa Bakanlığın ONAY vermediği.. Bence çok ciddi bir durum.
Sonra.
2019 seçimlerinde, Barış Saylak'ın o zaman rakibi olan Muhammed Tokat'ın "Barış Saylak belediye başkanı seçilmezse yeri hazır. Tarım İl Müdürlüğü sözünü aldı" demesine karşılık, Barış Saylak'ın " Bana bu şekilde ithamlarda bulunuyor. Asla söz konusu değil. Seçilemediğim taktirde, eğer Tarım İl Müdürü olursam, gelin yüzüme tükürün. " dedigi. Seçimden sonra Tarım İl Müdürü olduğu.
Ben Barış Saylak'ın bu ve buna benzer ithamlara verdiği bir cevabı görmedim. Müstakbel bir Şehri Emin Namzedinin muhakkak cevap vermesi gereken konular bunlar.
Yani Milas'ta CHP 'nin tek umudu Barış Saylak'ın AK Parti adayı yapılması.
Aday yapıldığı an itibariyle de ellerinde biriktirdikleri ne varsa hepsini ortaya dökecekler. Onun için de gece gündüz hep bir ağızdan Barış Saylak diyorlar.
Barış Saylak'ın 2019 seçimlerinde seçtiği Meclis üyelerinin bugüne kadar hep CHP meclis üyesi gibi hareket ettiği, en ufak bir itirazın bile bugüne kadar olmadığı, hele bir su zammında bile itirazda bulunmadıklarını da bilmeyen yok zaten. Yahu su zammı yapacak olan bir belediyeye AK Parti meclis üyeleri nasıl YAP der ki?
Hafsala almıyor işte.
Milas gibi rantı çok yüksek bir yerde, aday yapılacak kişinin şaibesinin sıfır olması gerekir. Dahası, kendisi ile ilgili minicik bir itham bile olsa, bunu anında berheva etmesi gerekir.
Bütün bu ithamlardan başta Milas İlçe Teşkilatının, Muğla İl Başkanlığının kulağına hiç mi bir şey gelmedi diye de sormak gerekir aslında.
Sorduk da.
Aldığım cevaptan hiç hoşlanmadım.
Barış Saylak'ın arkasında Kadem Mete var.
Kadem Mete'yi sevip sevmemek ayrı bir durum, yani şahsi konu. Lakin AK Parti'nin Muğla Milletvekili'dir. Her zaman da eleştirmişimdir. Bazen yazılarımıza sufleler ikram etse de, siyasi eleştirilerimize tahammül ettiğini söylemem gerekir. Kadem Mete'nin bilerek ve isteyerek, hakkında çok ağır ithamlar bulunan birinin arkasında duracağına ihtimal vermem. Ancak şayet Barış Saylak konusunda ısrarcı bir tutum içinde ise, mutlaka Milas'ı dinlemesi gerekir. Buna rağmen Barış Saylak aday gösterilirse, doğacak politik sonuçlardan, ortaya çıkabilecek her türlü konulardan bizzat kendisi de mesul duruma düşecektir. Ben Kadem Bey'in özellikle bu gibi durumlarda hassas olacağına inanıyorum. Çünkü yara alacak olan Barış Saylak olmaz, doğrudan doğruya AK Parti, Cumhurbaşkanımız ve Dava olur. Hiç kimse "Milas'ı kime emanet edeceksiniz" sorusuna cevap veremez.
Bi daha düşünmeli derim...
Gelelim yazımızın başlığının kerametine :)
Chp'den bir doktor aday adaylığını açıklamış. Adı Süleyman Koç.
Süleyman Koç başvuru esnasında yaptığı bir açıklamada
"Milas'ı karanlığa teslim etmeyeceğiz."
Diye bir açıklama yapıyor.
Süleyman Koç şayet "KARANLIK" derken, Parti yoldaşı Muhammed Tokat'tan bahsetmiyorsa, AK Parti'den bahsediyor demektir. AK Parti ve karanlık ne kadar birbirine zıt düşünceler olsa da, belli ki Sayın Süleyman Koç eğer AK Parti'den bahsediyorsa; el yordamı ile, gaz, benzin kuyruklarının, siyah beyaz tek kanalı olan, ekmeğin karne ile dağıtıldığı, oyların açık, tasnifinin gizli yapıldığı bir Türkiye hayali yaşıyor demektir. Tabi bu kendi sorunu. Milas bugün aydınlık ise niye adaysın diye de sormak gerekir.
Konu ne?
Konu, CHP 'den aday adayı olan birinin "Milas'ı karanlığa teslim etmeyeceğiz" dediği kişilerden birinin de Barış Saylak olması.
Ne var ki bunda?
Şu var; CHP li aday adayının bu paylaşımına koştura koştura BEĞENEN lerden birinin de Barış Saylak'ın eşinin olması.
Ne acı değil mi?
Demek ki Hanımefendi müstakbel Şehri Emin Namzedi Eşini "KARANLIK" görüyor olması.
AK Parti Milas Belediye Adayı Barış Saylak eşini dahi ikna mı edemedi yoksa?
Yarın aday olması durumunda Hanımefendi seçim çalışmaları esnasında "KARANLIK"birine mi eşlik edecek?
Yoksa. Yine Milas'ta söylendiği gibi, Barış Saylak seçilse bile, ilk dönemeçte eski yuvasına dönebilir mi?
Bilmem.
İller tamam da. İlçeler konusunda da son derece hassas olunması gereken yerlerden biri Milas.
En başta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Erkan Kandemir'in, akabinde Muğla İl Başkanı Gültekin Akça'nın, Sayın Kadem Mete'nin, özellikle gayri hukuki parasal işler ile alkol konusunda son derece HASSAS olan Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a Arz edecekleri adayları, O'na layık ve sadık olanları tavsiye /arz etmeleri gerekir.

Ben çıkamadım işin içinden!

#SöylerimGeçerim