Milli Görüş geleneğinde, bugüne kadar başka bir partinin amblemi altında seçime girmek gibi bir rezalet hiç olmamıştı. Taa ki Temel Karamollaoğlu genel başkan olana dek.

Rahmetli Erbakan Hocamız, 1991 seçimlerine 3 parti ittifak yaparak girdi. MÇP, IDP ve Refah Partisi. Bu ittifak Refah Partisi çatısı altında yapılmış, 62 milletvekili ile TBMM ye girilmişti.

Yine Erbakan Hocamız Milli Görüş Partileri ile tam 4 defa koalisyon kurdu.

CHP -MSP

AP - MSP - MHP - CGP (1. MİLLİYETÇİ CEPHE)

AP - MHP - MSP ( 2. MİLLİYETÇİ CEHPE)

Ardından 1979 kurulan AP azınlık hükumetine dışarıdan KERHEN destek verdi.

Ve.

DYP - RP ; FERAHYOL Hükumeti.

Yukarıda saydığımız bütün koalisyonların hepsi ortalama bir yıl ömürlü olmuştur. Ardından yapılan her seçimde Milli Görüş Partileri hep zayıflarak çıkmıştır.

Özellikle REFAHYOL dan sonra hem partinin,hem davanın aldığı yara tarif edilemez hale gelmiştir.

Erbakan Hocamız ömür boyu siyasi yasaklı hale gelmiştir.

Bugün malesef Milli Görüş mirası üzerinde oturan Saadet Partisi, 54 yıllık mazisi olan bir davayı, akla hayale, dine imana sığmayacak gerekçelerle Millet İttifakının payandası yapmıştır.

Neye karşı ?

Bir hiç uğruna.

Chp listesinden bir kaç milletvekili çıkarmak adına hem de.

Tarihinde yasaklı zamanlar dışında Milli Görüş hiçbir zaman başka bir partinin koltuğuna sığınmamıştır. Seçime girmek,Karamollaoğlu dönemi hariç her zaman bir inanç, bir duruş, bir cesaret göstergesi olmuştur.

Sıradan bir kağıda atılan imzaya bağlı kalmayı o kadar abarttılar ki. Hani eline lolipop verilen çocuğun sevincini yaşar oldular. Neymiş "efendim biz altına imza attığımız ahide bağlı kalırız, sözümüzü yemeyiz. " terane.

İttifak partileri arasında yaptıkları bu parşomenin, bakkal defteri kadar ehemmiyetinin olmadığını anladıklarında iş işten çoktan geçmiş olacak.

Kılıçdaroğlu sözünü tutmaz mı yani?

Tutar tabi..

Ama.

Kaç ay, kaç, gün, hatta kaç saat ?

Her an patlamaya hazır bomba gibi duran bu ittifakta, Kılıçdaroğlu kendi tabanına zaten bunu söyleyerek tutuyor. Siz merak etmeyin, iktidarı bunlar sayesinde "ELE" geçirdikten sonra, HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK" diyor.

Görülen lüzum üzerine, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ın görevlerine son verilmiştir. Nokta.

Kim itiraz edecek?

Kılıçdaroğlu "Ben sözümü tuttum, yaptım. Şimdi de azlettim." Dediğinde, Saadet Partisi ne diyebilecek ?

Hiçbir şey.

Nasıl ki 130 bin oyu ile İstanbulu bu kudümsüze kendi elleri ile teslim ettilerse, ve bugün İstanbulda Saadet Partisi SIFIRI tükettiyse, yarın tüm ülkede aynı hale gelecek.. Kaybeden elbette bir tek Saadet Partisi olsa, zerre TÖH bile demem. Kaybeden Türkiye, Millet, ÜMMET olacak.

Saadet Partililer öyle bir yalana inanmış haldeler ki, yıllardan beri savunageldiği tüm değerlerini ellerinin tersi ile itmiş hale geldiler. Kendilerinin neden bu ittifakta yer aldıklarını dahi anlatamıyorlar. Yok ki ne desinler ?

HDP nin bir amacı var ;

Katil Apoyu, katil sevici Seloyu kodesten çıkarmak. Pkk ya karşı operasyonları durdurmak.

TİP in bir amacı var ; En ufak bir hengamede sokağa dökülen illegal yoldaşlarını coplardan korumak, eylemlerine sessiz sessiz Devleti karşıdan seyrettirmek.

Ahmet Davutoglunun muazzam bir kuyruk acısı var. Öğleye kadar başbakan olan birinin, ikindi ezanı ile birlikte evrak çantasını aldığı gibi, koltuktan düşme acısı var.

Babacan da öyle.

İçinde bulunduğu Refahyolu ben yıktım diyen birine başka söz söylemeye gerek var mı?

Ya Saadet Partisinin kazancı ne?

Kerhaneleri kapatacak mı?

Faizi kaldıracak mı?

BM den çıkacak mı?

İsrail ile tüm diyalogları lağvedecek mi?

Baş örtüsünü Anasal korumaya sokacak mı?

İstanbul Sözleşmesini hemen getireceğim diyen Kılıçdaroğluna dur diyecek mi?

Hergün çeyrek domuz yiyen Kaftancıoğluna rağmen, domuz etini yasaklayacak mı?

Zina suç olacak mı diyecek?

Binlerce belgesi olan bir nevi taciz ve tecavüz üretme merkezi haline gelen CHP lilere zinadan dolayı, nikahsız yaşamaktan dolayı "YALLAH MAHKEMEYE" mi diyecek?

Nerdeymiş sizin " AHLAK VE MANEVİYAT" ınız?

Saadet Partisi yönetimi bugün hala gölgeyi gösterip, balçıklı suya Ümmeti mahkum etmektedir. İslamı savunan hiç kimse manevi değerlerini, bunca yıllık savunduğu davayı, bu kadar taviz vererek üç beş koltuğa karşı satamaz. Bu, en başta siz şatafat içinde oturun diye, evinin rızkından keserek "ÜMMET İÇİN diyerek", paraları ile, koskocaman bina sahibi yapan 10 binden fazla inanana ihanettir ihanet.

Biz attığımız imzaya sadık kalacağız.

Ne büyük gaflet ?

Elbet bir gün aklınız başınıza gelecek.

Yol yakınken gelsin.

Firavun da bağırdı " Ey Musa, ben de Senin Rabbine inandım" diye.

Lakin çok geç kaldın dedi Musa'nın Rabbi, bizim Rabbimiz Allah.

GIRNATAyı tek kılıç sallamadan, kendi elleri ile teslim ettikten sonra, Müslümanları kıtır kıtır kestiler.

Yüksek tepeden son kez teslim ettiği şehre bakarken hüngür hüngür ağlayan Ebu Abdullah'a Anası şu cümleyi söyler;

" Ağla ey oğul Ağla. Erkekler gibi savunamadığın devletini, kendi ellerinle teslim ettiğin için Ağla. Fakat iş işten geçti gayri.."

Der.

Saadet Partililer ; Vallahi yarın başınızı yaslayacak bir omuz bulamayacaksınız.

Vallahi yarın öz evlatlarınızın yüzüne bakacak haliniz kalmayacak.

Vallahi Ümmet size beddua edecek.

Vallahi Filistin size beddua edecek.

Vallahi Libya size beddua edecek.

Ve siz ; tarih olurken, kendi tarihinizi yazan tek parti olacaksınız.

Üç beş ay bile ömrü olmayacak bir saltanat hevesi uğruna bu ülkeyi mahfeden Parti olarak anılacaksınız.

Fakat;

Göklerden gelen bir karar olduğunu unuttunuz.

Unuttunuz.

Vesselam

#SöylerimGeçerim