İnsanlar denize girmek için sahillere gittiklerinde denize girecek yer bulamamaktan şikayet ediyorlar.
Hatta, kıyı yasamıza göre kıyı kenar çizgisinden başlayan ilk 50 m lik bir şeridin halka açık, yani kamuya ait olduğunu iddia ederek, şikayetlerine destek istiyorlar..
Muğla sahillerindeki sahil köylerinin kadastrolari 1960, 1970, 1980 yıllarında yapıldı.
Kadastro, arazilerin kullanılış biçimine göre mülkiyet haritaları oluştururlar.
Bu neden ile kadastro, denize sıfır arazilerin de tapularını, bu arazileri kullanan vartandasın adına tescil eder / etti de..
Şimdi gelelim, deniz kenarındaki arazilerin ilk 50 m sinin kamuya açık olması gerektiği, meselesine.
3621 kıyı yasamız 1992 yılında yürürlüğe girdi.
Bu kıyı yasamız, ilk 50 m genişliğindeki alanın kamuya ait olacak şekilde planlanmasını, öngörüyor.
Ikinci 50 m lik alanda ise, günübirlik dediğimiz lokanta, bar, cafe gibi yapılar yapılabiliyor.
Kıyı köylerimizde ilk 50 m nin halk tarafından kullanılmasını istiyorsak, bu köylerimizin imar planları yapılmalı ki, bu mümkün olsun.
Hem ilk 50 m yi kullanmak istemek, hem de bu köylerdeki imar planı yapımlarına karşı çıkmak uyumlu bir davranış değildir.
O zaman, kıyılardaki ilk 50 m nin kamuya ait olmasını istiyorsak, sahil köylerinin imar planlarının yapımına karşı çıkmamalıyız.
Sap ile samanı karıştırmamak lazım.