İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, yalnızca Türkiye’nin iç siyasetiyle sınırlı kalmadı; dünya basınında geniş yankı uyandırdı. The Guardian, Le Monde, The New York Times, Der Spiegel, BBC, CNN ve İsveç’in önde gelen gazeteleri Aftonbladet, Dagens Nyheter ve Svenska Dagbladet, bu olayı demokrasi ve hukuk devleti açısından kritik bir gelişme olarak değerlendiriyor. İmamoğlu’nun cezaevine konulması, Batı medyasında “siyasi bir tasfiye” ve “muhalefeti susturma hamlesi” olarak yorumlanıyor.
Özellikle The Guardian, İmamoğlu’nun Erdoğan’a karşı en güçlü rakiplerden biri olduğunu vurgulayarak, bu sürecin 2028 seçimleri öncesi muhalefeti zayıflatma girişimi olabileceğini yazdı. The New York Times, Türkiye’de yargının siyasallaşmasının derinleştiğine dikkat çekerek, İmamoğlu’na yönelik adımların hukuki değil, tamamen siyasi bir hamle olduğunu belirtti. Der Spiegel ise Türkiye’nin artık bir demokrasi olarak görülemeyeceğini, muhalif figürlerin sistematik şekilde hedef alındığını iddia etti.
Gösteriler ve Polis Şiddeti Uluslararası Medyada
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye’nin birçok şehrinde büyük protestolar düzenlendi. Dünya basını, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sokaklara dökülen binlerce insanın polisle karşı karşıya geldiğini, polisin biber gazı, tazyikli su ve plastik mermilerle sert müdahalelerde bulunduğunu aktarıyor.
Özellikle BBC ve CNN, protestolardan canlı yayınlar yaparak, polisin göstericilere sert müdahale ettiği anları izleyicilere aktardı. Le Monde, Türkiye’de ifade özgürlüğünün baskı altında olduğunu ve bu tür görüntülerin ülkenin demokratik geleceğine dair kaygıları artırdığını yazdı. Dagens Nyheter, Türkiye’deki protestoların büyüyerek devam ettiğini ve hükümetin sert müdahalelerinin halkın tepkisini daha da artırdığını belirtti.
Türk Turizmi Krizden Nasıl Etkilenecek?
Bu olayların Türkiye’nin ekonomisi, özellikle de turizm sektörü üzerinde büyük bir olumsuz etki yaratabileceği konuşuluyor. İsveç ve Avrupa basını, bu yaz Türkiye’ye gitmeyi planlayan turistlerin güvenlik endişeleri nedeniyle tatil destinasyonlarını değiştirme ihtimalinin yüksek olduğunu yazıyor.
İsveç’in en büyük gazetelerinden Expressen, Türkiye’nin yaz turizminin bu krizden ciddi zarar görebileceğini belirterek, “İstanbul’da yaşananlar, turistlerin Türkiye’yi güvenli bir tatil noktası olarak görmesini zorlaştırıyor” yorumunda bulundu. The Telegraph, özellikle İngiliz turistlerin Türkiye yerine İspanya, Yunanistan ve İtalya gibi alternatif destinasyonlara yönelebileceğini yazdı. Frankfurter Allgemeine Zeitung, Almanya’dan Türkiye’ye olan rezervasyonların siyasi gelişmelerden doğrudan etkilendiğini ve iptallerin artabileceğini belirtti.
Daha önceki yıllarda da siyasi krizler ve güvenlik sorunları, Türkiye’nin turizm gelirlerinde ciddi düşüşlere yol açmıştı. 2016’daki darbe girişiminin ardından yaşanan rezervasyon iptalleri, ülkeye gelen turist sayısında büyük bir gerilemeye neden olmuştu. Benzer bir tablonun bu yaz da yaşanabileceği konuşuluyor.
Türkiye’nin Uluslararası İlişkileri ve Geleceği
İmamoğlu’nun tutuklanması ve protestolara yönelik sert müdahaleler, Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Avrupa Birliği ve ABD’den gelecek diplomatik tepkilerin, Türkiye’nin uluslararası alandaki konumunu değiştirebileceği belirtiliyor. The Washington Post, Batılı devletlerin Türkiye’deki demokratik gerilemeyi dikkatle izlediğini ve bu tür gelişmelerin Türkiye-AB ilişkilerini daha da zora sokabileceğini yazdı.
Özellikle Brüksel merkezli Politico, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik demokrasi ve insan hakları konusundaki eleştirilerini artırabileceğini ve bu sürecin Gümrük Birliği müzakereleri gibi ekonomik anlaşmalar üzerinde de etkili olabileceğini belirtti. Financial Times, yatırımcıların Türkiye’ye olan güveninin bu süreçten zarar görebileceğine dikkat çekti.
İmamoğlu’nun tutuklanması ve yaşanan olaylar, sadece Türkiye’nin iç siyasetini değil, uluslararası imajını ve ekonomisini de derinden etkileyecek gibi görünüyor. Dünya basını, Türkiye’nin demokrasi sınavında kritik bir dönemden geçtiğini vurgularken, bu sürecin hem uluslararası ilişkilerde hem de ülke ekonomisinde uzun vadeli sonuçlar doğuracağını belirtiyor. Muhalefetin ve halkın bu gelişmelere nasıl tepki vereceği, Türkiye’nin geleceği açısından belirleyici olacak.