Türkiye, tarih boyunca birlik ve beraberliğiyle ayakta kalmış, farklılıklarıyla zenginleşmiş bir ülke. Zorlukların üstesinden gelme gücümüz, kardeşliğimizden ve ortak değerlerimize bağlılığımızdan geliyor. Ancak son zamanlarda meydanlarda, sokaklarda karşı karşıya gelen grupların oluşturduğu gergin ortam hepimizi derinden üzüyor.

Bu topraklar, kavga ve çatışmanın değil, hoşgörü ve sağduyunun yeşerdiği topraklar olmalıdır. Birbirimize düşman gibi bakmak, polisle göstericiyi cepheleştirmek, devleti halktan koparmak bizim tarihimize ve kültürümüze uygun değildir. Türkiye’nin sokaklarında görmek istediğimiz manzara; çatışma, öfke ve ayrışma değil, barış, kardeşlik ve diyalogdur.

Başka Türkiye Yok, Kaybedecek Vaktimiz de Yok

Her siyasi görüşten insan, her meslek grubundan birey, her yaş ve kimlikten vatandaş, aynı bayrağın altında yaşıyor. Hepimiz farklı düşünebiliriz, farklı taleplerimiz olabilir. Ancak unutmamamız gereken en önemli gerçek, hepimizin bu ülkenin evlatları olduğudur. Polis de bizim insanımız, gösterici de. Bir taraf devletin memuru olarak görevini yerine getirirken, diğer taraf demokratik hakkını kullanıyor. Ama mesele, birbirimize nasıl yaklaştığımızda saklı. Çatışma yerine diyalog, sertlik yerine anlayış tercih edilirse, kazanan Türkiye olur. Çünkü başka Türkiye yok ve kaybedecek vaktimiz de yok!

Bize Sarmaş Dolaşlık Yakışır, Siyasetçilere de Sorumluluk Düşer

Burada en büyük sorumluluk siyasetçilere düşüyor. Halkı ayrıştırıcı bir dil kullanmak, toplumu kutuplaştıracak söylemler üretmek, olayları körüklemek bir çözüm değildir. Siyasetin görevi, insanları birbirine düşman etmek değil, onları ortak bir zeminde buluşturmaktır. Eğer siyasetçilerimiz sağduyuyu elden bırakır, halkın hassasiyetlerini göz ardı eder ve gerilimi artıran açıklamalar yaparsa, bunun bedelini yine milletimiz öder.

Whatsapp Görsel 2025 03 23 Saat 22.11.22 616Aeaa9

Bugün hepimize düşen görev, ayrışmak yerine ortak noktalarımızı hatırlamak, kırgınlıkları büyütmek yerine barışı yeşertmektir. Türkiye’de siyasetçiler başta olmak üzere herkesin, toplumu birleştiren bir üslup benimsemesi şarttır. Çünkü biz büyük bir milletiz ve bu büyük milletin evlatlarına yakışan, kavga değil kucaklaşmaktır.

Gelin, meydanlarda öfkeyle bakan gözleri sevgiyle bakan gözlere çevirelim. Taş yerine güller uzatalım. Çünkü bu ülke hepimizin, çünkü bu milletin birliği her şeyden kıymetli.