Dünkü yazımızda “Menteşe’de yılın başarılı siyasetçileri” adı altındaki bir anket kategorisini ele almış, başarılı olduğunun ilan edilmesi yönünde ortaya atılan isimleri değerlendirmiştik.

Burada ortaya konulan isimlerin neye göre değerlendirmeye alındığını sorgulamış, etkili bir çalışma dönemi geçirmemelerine rağmen, isimlerinin anket seçenekleri haline gelmesini nükteyle karışık ele almıştık.

Ve hatta Menteşe’de başarılı siyasetçi olarak baz alınmış ilçe başkanlığı düzeyindeki mevkilerin daha dinamik bir yapıya kavuşması gerektiğini, sadece unvandan ibaret olmamalarını ve düğün-cenazelerde görüntü vermekle bu yapının sürdürülemeyeceğini ifade etmeye çalışmıştık.

Bu ifadelerimizdeki nükteli yaklaşımları başarı olarak adlandıranlar elbette ki olmuştur ama dünkü yazıda anlatılmak istenen isimlerin başarılı oldukları değildi.

***

Partilere mensup yılın başarılı siyasi isimlerinin seçilmesi için oluşturulan anketi değerlendirirken, CHP’den 2 adayın ankette yer alması, birçok tespiti beraberinde getiren unsur oldu yazımızı hazırlarken.

Malumunuz CHP’de bir il başkanlığı kongre süreci var.

Bu süreçte mevcut İl Başkanı Adem Zeybekoğlu tekrar göreve seçilmek için en favori aday gözüküyor.

Belediye başkanlarının desteğini aldığını da biliyoruz.

Başka aday olmaması ya da şu ana kadar aday ismi telaffuz edilmiyor olması da bu savımızı güçlendiren bir gerçek ayrıca.

Ama kazın ayağı böyle değil.

Kamuoyunun nabzını oturduğumuz yerden dedikodularla tutmak bizim işimiz değil.

Her an her yerdeyiz.

Toplumun tüm katmanlarıyla bir arada hasbıhallerimiz vardır.

Bunun içindir ki, bilgi kirliliği yaratmamaya özen gösteririz.

***

Geçtiğimiz günlerde CHP’de yaklaşık 6-7 ilçe başkanının il kongresine Zeybekoğlu ile gidilmemesi için görüş birliğine varıp, Marmaris’te bir araya geldiklerini öğrendik.

Bakınız ilçe başkanlıkları bu etkiye sahip makamlar işte.

Bizim Menteşe’de de etkili olmasından dem vurduğumuz siyasi yapıyla ilgili dünkü yazımızda sözünü ettiğimiz de bu etkinin tesis edilmesiydi.

Neyse konumuza dönelim.

Ne diyorduk. İlçe başkanları il kongresine Zeybekoğlu’nu istemedikleri yönünde Marmaris’te bir araya gelip bir yol haritası çizmeye çalışmışlar diyorduk.

Hatta CHP’nin ağır toplu Milletvekili Mürsel Alban’ın da il başkanlığı sürecinde Adem Zeybekoğlu’nu desteklemediği, başka bir aday arayışı içinde olduğu sızan bilgiler arasında.

Kaldı ki, Mürsel Alban’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’den farklı kulvarda düşünmesinin pek de mümkün olmadığını bildiğimiz bir ortamda, bu arayışa şaşırmadık desek yalan olur.

Bu durum Zeybekoğlu’nun durumunu güçlendiriyor gibi görünse de, CHP bu. Bakarsınız bir gecede uzlaşı sağlanıvermiş ve Alban ve Gürün aynı kulvara dönüvermişler.

Olmadık bir hal değil sonuçta.

Yakın geçmişte, Sayın Zeybekoğlu ile yolda karşılaştığımızda sorduğum “başka bir aday var mı?” şeklindeki soruma “Bilmiyorum ki” diye verdiği yanıtıyla ilgili yazımızı hatırladım.

Ama duyumlardan yola çıkıldığında, mevcut yapıya muhalefet olanların sürekli bir arayış içinde oldukları bir gerçek.

***

Bu konuya bir başka açıdan da bakmak istiyorum.

Dönemlerinde sık beraberlikler içinde olanların şimdi o sözü edilen dönemlerindeki birliktelik nikahlarını bozarak, kendi içlerinden aday çıkarma girişimleri olduğunu da izliyoruz.

Mesela, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’e yakınlığı ile bildiğimiz hatta halefi durumundaki Erkan Aydın’ın da içinde bulunduğu bir muhalif ekibin Başkan Gümüş’ün desteklediği Adem Zeybekoğlu’nun karşısına aday çıkarmak için zemin yokladıklarını da görüyoruz.

Sokakta bu isimleri beraber görünce de bu tezi doğrulayabiliriz.

Demokrasilerde bu yarışların ve girişimlerin yeri var.

Daha iyi yapacağını düşünen, mevcudun başarılı olmadığını savunan yapılar elbette göreve talip olacaklardır.

Bundan doğal bir şey elbette yok.

Ama beraber yola çıkanların bir an da saf değiştirmeleri hep tuhafıma gitmiştir.

Tercih ettiğim de bir yapı da değildir.

Gelinen noktada dünkü yazımızda da sözünü ettiğimiz Erkan Aydın isminin beraber yola çıktığı Bahattin Gümüş karşısındaki bu çıkışı, bu örneğimize namzet oluşturuyor.

Peki, Erkan Aydın neden Bahattin Gümüş’ün karşısında durmayı tercih etti?

Öğrendiğimiz doğruysa ki doğrudur, mesnetsiz haber servisi tarzımız değil…

Erkan Aydın yeni dönemde Menteşe Belediye Başkan Yardımcısı olmayı beklemiş. Bu beklenti yerini bulmayınca Gümüş ile arasına kara kedi girmiş. 

Aydın da, Gümüş’ün karşısında olabilecek her türlü hamlenin içinde yer almaya başlamış.

İşte o hamlelerden biri de, Erkan Aydın’ın da içinde bulunduğu muhaliflerin, Gümüş’ün desteklediği Zeybekoğlu’na karşı kendi içlerinden aday çıkarma arayışına girmiş olmaları.

Şimdilik zemin etüdü yapıldığını biliyorum.

Gelişmeleri yaşayıp göreceğiz.

Dün de söz etmiştim.

Siyaset tuhaf.

Siyasette dün yok, bugün var.

Vefa neredeyse yok.

Günümüzde bu yolda süregelen ve doğru ya da yanlış veya etik ya da etik dışı olarak adlandırılan tüm davranış şekillerinin siyaset adı altında toplanmasını hiç tasvip etmesek de, siyaset denilen olgu, insanların ömür boyu birbirlerine yaptıklarını unutturmayacak izler bırakan çirkin de bir sahne aynı zamanda.