Zor zamanlardan geçiyoruz.
İnsanlık Gazze'de bilfiil ölüyor.
Ümmet Gazze'de resmen boğuluyor.
Mazlumların katledilmesine sadece seyircilik yapıyoruz.
Elden ne gelir ki deyip geçtiğimiz günler.
Dünyanın neresinde olursa olsun, herkesin ortak kanaati tek; Türkiye.
Bu soykırımı önlese önlese sadece Türkiye önler diyorlar.
Bazen sitem ediyorlar. Bazen ne bekliyorsunuz diyorlar. Yani Recep Tayyip Erdoğan faktörü.
Bitmeyen bir yarayı bitirecek tek lider Recep Tayyip Erdoğan.
Ya Erdoğan da giderse?
Ülkesinde bile güçsüz bir Lider, Dünyada güçlü olabilir mi?
Elbette olamaz.
2024 seçimlerine sadece 6 ay kaldı.
Muhalefet harıl harıl aday açıklıyor. Açıklamasa bile aday bulma derdinde.
Bu kadar çetrefilli bir durumda Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Parti'nin milim zayıflaması, dahili bırakın, hariçtekilerin eline büyük koz vermek demek olur.
İstanbul, Ankara, Antalya gibi illerin yeniden AK Parti'ye geçmesi zaten mecburidir.
Gelelim bizim oralara.
AK Parti Genel Merkezi artık bir şeyi net olarak kanıksamış vaziyette.
Evet Muğla'da seçimi kazanmak sadece bir ÜTOPYA. Aslında mavi hülya.
Genel Merkez bu kanıya durduk yerde varmadı tabi.
Eldeki verilere, geçmiş seçim sonuçlarına, halihazır seçilen ve atananların verdikleri raporlara bakarak varıyor. Çünkü elinde farklı bir çalışma, farklı bir demo yok. Kimsenin de böyle bir derdi yok. Adı ne olursa olsun, en iyi çalışmayı yaparsa yapsın, Genel Merkeze ulaştırma şansı hiçbir şekilde mümkün değil. Velev ki ulaştırdı desek de, kapağını dahi açmadan rafa kalkması, çöpe gitmesi normal bir prosedür oluverir.
AK Parti Genel Merkezinin dinlediği kişi sayısı Muğla için diyorum, sağdan da saysanız, soldan da saysanız, on etmez. Bunların dediği, söylediği, verdiği bilgi dışındaki her bilgi KADÜK kalır. Onlar ne derse o yani.
Sonuç olarak da Genel Merkez nihai karara en baştan varmış oluyor ; Muğla işte. Olup olacağı bu.
Tabi bizim kimin hangi hesaplar içinde olduğunu, kimin& kimlerin nasıl etki edebildiğini, hangi maddi veya manevi argümanları kullanarak bu kadar etkin olabildiğini bilmemiz mümkün değil.
Yerelde kimle konuşursanız konuşun, olup bitenlerin hepsinden Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi var diyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi, kendisine verilen bilgi ne ise o kadardır. Fazlası ne mümkün?
Kendisine verilen bilgi de zaten AK Parti Genel Merkezinin dinlediği kişilerle sınırlıdır. Reis kalkıp da Bodrum'da durum nasıl diye Hasan Özyer'i arayacak değil ya.

Hasılı, AK Parti Genel Merkezinin Muğla hakkındaki görüşleri,yerelde Muğla'yı alma gibi bir derdi olmayan teşkilatlara can simidi oluyor desek yeridir.
Seçim, hele yerel seçimin olmazsa olmazı paradır. İyi bir propaganda, iyi bir piar çalışması, iyi bir seçim ekibi kurmak için, hatrı sayılır bir paraya ihtiyaç olduğu doğrudur. İddialı olmadığınız bir noktada, neden aday olup da bunca para harcayasınız ki ?
Onun için ne İl Başkanı,ne ilçe başkanları ışık hızıyla yaklaşan seçimler için HİÇBİR düşünce ve çalışma içinde değiller.
Hepsi şunda hemfikir; Biz ne dersek diyelim, kimi gösterirsek gösterelim, yine biri&lerinin dediği olacak. O halde neden durduk yerde hedef olalım..
Diyorlar sanki.
Nasıl olsa seçime az zaman kala birini ortaya atarlar, biz de " dostlar alışverişte görsün" misali üçbeş dolaşırız.
Bu kadar basit...
Peki.
Yani Muğla Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, Milas, Bodrum fethedilmeyecek.
Öyle mi?
(Devam edeceğiz)