1 Haziran Pazartesi günü resmi karantina sürecinin sona ermesiyle sosyal hayatımıza mesafeli de olsa bir hareketlenme geldi. Mekanlar heyecanlı bir şekilde ve yeni düzene uyum sağlayarak, müşterilerine tekrar “merhaba” dedi. Önlemlerin sıkı tutulduğu mekanlarda hijyen en üst seviyede.
Maskeli servis personelleri tarafından girişte temassız ateş ölçerle ateşiniz ölçülüyor. Maskeniz yoksa maske temini yapılıp, masanıza gidene kadar takmanız isteniyor. Masaların arası sosyal mesafe kuralına göre düzenlenmiş. Çoğu mekan barkod ve dijital menü sistemlerini devreye sokmuş. Menünün elden ele gezmesi olayı tarihe karışacak gibi duruyor. Çoğu mekanda tek kullanımlık çatal ve bıçaklar kapalı halde size getiriliyor. Sohbetler edildi, yemekler yenildi, hesap istendi. Temassız şekilde kartla ödeme yapıp, maskenizi takarak mekandan ayrılıyorsunuz.
Normalleşme sürecine sadece kafe ve restoranlarda uyulduğunu söyleyebilirim ama ne kadar korunaklı olur ve sonucu nasıl olur, muamma.
Sahada görev yapan bir muhabir olarak her gün işe gelirken sokaklarda dikkatimi çeken yerlere atılan maskeler ve eldivenler oluyor. Kendimizi ne kadar, karşımızdakini ne kadar düşünüyoruz?
İlk başta grip olan, kendini kötü hissedenin takması doğruyken tabi bizler sağlıklı, sağlıksız hepimiz takmaya başladık. Daha sonra sürece göre maske takımı zorunlu hale geldi. Geldi, geldi de yere atmanın da cezası olmalı diye düşünüyorum.
“Bunu akıl edemeyecek durumda mıyız, ne diyorsun?” diyenler olabilir, 2,5 aydır evet akıl edemeyen bireyler var. 18 yaş altı, 65 yaş ve üzerinin sokağa çıkma yasağının uygulanması ve iki grubun belli günlerde, belli saatlerde dışarıya çıkabilmesi ile her şey yoluna girecek sanıldı. Dışarıdan, içeriye taşınması akla gelmedi.
Maskeleri, eldivenleri bu yaş grubundaki insanlar mı atıyor ya da onlar mı hastalığı bulaştırıyor?
Yaşlılarımızı ve 18 yaş altını virüslü gibi görmekden vazgeçemedik.
Muğla’da kademeli olarak normalleşme süreci yaşanmalıydı. Muğla’da birinci dalgayı yaşamadık ki, ikinci dalga olur mu diye düşünelim.
Birkaç gün önce iddialara göre Yatağan’da 3 kişinin de Covid-19 sonucu pozitif çıktı.
Bu hafta Perşembe pazarı hiç olmadığı kadar kalabalık, hiç olmadığı kadar mesafe kuralları dışında, bilakis kafeler ve giyim mağazaları 2,5 ay sonra olmaması gerektiği kadar doluydu. Yeni başlıyoruz daha. Havaların ısınmasıyla, birçok yasağın esnetilmesi ile hafta sonunu tahmin etmek çokta zor olmamalı.
Ne diyelim normalleşme ne kadar iyi gelecek hepimiz yaşayıp göreceğiz.
Diğer bir konu ise Muğla’da verilerin şeffaf bir şekilde vatandaşla paylaşılmaması. Vatandaş bilmiyor, gazeteci bilmiyor, Bin 200 üyesi olan Muğla’daki çalışan hekimlerin oda başkanı bilmiyor… “Evde kal Muğla”, “Evde hayat var” tamam da Muğlalı bilmek istiyor, Muğlalı merak ediyor.
Kaç hasta yoğun bakımda, kaç hasta entübe edildi, kaç vatandaşı bu hastalık yüzünden kaybettik… Muğlalı sorusuna cevap alamayınca, “normaliz biz, Muğla’da bir şey yok, abartılıyor” diyerek zorunlu maskesini takarak (takamayarak), hayatına devam ediyor.
Haziran ayını bir görelim. Bakalım neler olacak. Normalleşmenin etkisi yetkililerin dediğine göre ortalama 15 ila 20 gün arasında görülecekmiş. Bu da Haziran ayının son 10 günü demektir. Biz daha başlamadık.
Doğru maske kullanımını hala daha öğrenemezken, gelinlik-abiye vitrinlerinde maske “corona modası” başlattı.
Sürece kapılmadan, mesafeye dikkat ederek, maskeyi doğru takarak ve doğru yere, doğru şekilde atarak en azından bu konuda normal olanı yapabiliriz.
Sağlıklı ve normal günlere…