Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk’e ve Atatürkçülüğe yaklaşımı, Türkiye’de laik-muhafazakar eksende süregelen tartışmaların merkezinde yer alıyor. Son Çankaya Köşkü ziyaretinin medya tarafından “Atatürk gömleğini giymek” şeklinde yorumlanması, Erdoğan’ın Atatürkçülükle ilişkisini yeniden gündeme taşıdı. Bu yorum, Erdoğan’ın geçmişte kullandığı “iki ayyaş” ifadesiyle bir araya getirildiğinde, Erdoğan’ın Atatürkçülükle nasıl bir ilişki kurduğuna dair önemli soruları beraberinde getiriyor.

Erdoğan, 2000’lerin başından itibaren muhafazakar bir lider olarak öne çıktı. Atatürkçülüğün laiklik ve modernleşme gibi unsurları Cumhuriyet’in temelini oluştururken, Erdoğan daha çok milli egemenlik ve bağımsızlık konularında Atatürk’ü öven bir yaklaşım sergiledi. Bununla birlikte, laiklik konusundaki mesafeli duruşu ve “dindar nesil” yetiştirme hedefi, Erdoğan’ın Atatürk’ün toplumsal reformlarıyla çeliştiğini düşündürdü. Bu nedenle, Erdoğan’ın Atatürkçülüğe olan yaklaşımı, Atatürk’ün milli bağımsızlık mücadelesini takdir etmekle sınırlı kalırken, laiklik ve modernleşme gibi kurucu değerlerle tam anlamıyla örtüşmüyor.

Diğer bir çelişki ise, Atatürk’e sevgi ve bağlılık gösteren geniş halk kitlelerinin aynı zamanda Erdoğan’ı uzun yıllardır destekliyor olması. Her 10 Kasım’da Anıtkabir’e akın eden kalabalıklar, Cumhuriyet coşkusunu yaşayan bu kitlelerin Atatürkçülüğü Erdoğan’ın liderliğiyle nasıl bağdaştırdığını gözler önüne seriyor. Bu durum, Türkiye’de seçmenlerin Atatürk sevgisi ile muhafazakar değerlere yaklaşımının iç içe geçerek kendi özgün yorumlarını oluşturduğunu gösteriyor.

Erdoğan’ın Atatürkçülükle ilgili pragmatik duruşu, bir yandan toplumsal hassasiyetlere yönelik uzlaşı çabasını yansıtırken, diğer yandan Atatürk’ün mirasına dair kendine has bir yorum sunduğunu ortaya koyuyor. Özetle, Erdoğan’ın Atatürkçülüğü, Atatürk’e bir bağımsızlık ve milli mücadele sembolü olarak saygı duyarken, toplumsal reform ve laiklik anlayışından ayrışan bir çizgide ilerliyor. Bu durum, Türkiye’nin çok yönlü siyasi yapısında, Erdoğan’ın muhafazakar ve modern değerler arasında bir denge arayışını simgelemektedir.

Tandoğan Uysal