Türkiye’de son yıllarda yaşanan insanlık dışı olaylar, dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında vahametiyle dikkat çekiyor.
Bu kadarı pes dedirtti
Bebeklerin hastanelerde ihmalle ölmesi, çocukların aileleri tarafından boğularak öldürülmesi ve kadınların sokak ortasında şiddete maruz kalması gibi vakalar, yalnızca bireysel trajediler değil, toplumsal bir çözülmenin yansımalarıdır.
Ters giden çok şey var
Dünyanın farklı ülkelerinde de şiddet olayları yaşanıyor, ancak bu türden sistematik, yaygın ve toplumu esir almış bir şiddet dalgası pek az yerde görülüyor. Gelişmiş ülkelerde sosyal güvenlik ağları, güçlü adalet sistemi ve eğitim politikaları, bu tür vakaların nadir kalmasını sağlarken; Türkiye’de artan bu olaylar, sosyal yapının kırılganlığını ve devlet mekanizmasının işlevsizliğini gözler önüne seriyor.
Dünyanın her yerinde var ancak Türkiye gibi değil
Dünyanın pek çok bölgesinde kadına şiddet, çocuklara kötü muamele, sosyal adaletsizlik var, fakat Türkiye’de bu durumlar adeta bir norm haline gelmiş durumda.
Toplumda korkunun, çaresizliğin ve umutsuzluğun hakim olduğu bir ortam, şiddeti besliyor.
Bir ülkede hukuk zayıflarsa, adalet sessiz kalırsa, eğitim çökerse, insanlar bu şiddeti yalnızca izler ve sessizce kabullenir. Türkiye’deki tablo, dünya genelindeki birçok ülkeden farklı olarak, derin bir toplumsal çöküşü ve değerler sisteminin sarsılışını gösteriyor.
Tandoğan Uysal